Columbia Üniversitesi Kütüphanesinde Gergin Anlar: Anti-İsrail Protestoları Tırmanıyor
Columbia Üniversitesi’nde Çarşamba günü yaşanan olaylar, maskeli protestocuların kampüsün ana kütüphanesi olan Butler Kütüphanesi’ni basmasıyla gerilimi tırmandırdı. Bu eylem, anti-İsrail gösterilerini yeniden alevlendirirken, öğrenciler ve güvenlik görevlileri arasında da çatışmalara yol açtı.
Final sınavlarına hazırlanan Columbia Üniversitesi öğrencisi Eden Yadegar, düzinelerce protestocunun Butler Kütüphanesi’ne girmesiyle dehşet verici bir sahne yaşadığını belirtti. Yadegar, Fox & Friends’e yaptığı açıklamada, "Bu sadece şok edici ve korkutucu değildi, aynı zamanda üniversitenin en temel işlevlerinden birini de bozuyordu" dedi.
Yadegar’a göre, çoğu maske takan protestocular, "İntifada devrimi" ve "nehirden denize" gibi sloganlar attılar. "Nehirden denize" ifadesi, yaygın olarak İsrail’in yok edilmesi çağrısı olarak yorumlanıyor.
"ANTI-İSRAİL AJİTATÖRLERİ BUTLER KÜTÜPHANESİNE GİRMEK İÇİN COLUMBIA ÜNİVERSİTESİ GÜVENLİĞİNİ AŞTI" başlığıyla duyurulan olayda, kampüs güvenlik görevlilerinin protestoculara binayı terk etmek için üniversite kimlik kartlarını göstermelerini istedikleri, bunun üzerine bazı protestocuların "rehin tutulduklarını" iddia ettikleri belirtildi.
Yadegar, "Bu sadece saçma ve sağduyuya tamamen aykırı olmakla kalmıyor, aynı zamanda şu anda terörist grup Hamas tarafından rehin tutulan 59 kişinin varlığıyla alay etmeleri de inanılmaz" şeklinde konuştu.
Üniversite yetkilileri sonunda New York Polis Departmanı’nı (NYPD) çağırdı ve bu da 80’den fazla kişinin tutuklanmasına neden oldu. Olay yerinden gelen videolarda fiziksel çatışmaların yaşandığı ve hafif yaralanmaların olduğu bildirildi. İçeriden paylaşılan fotoğraflarda ise kütüphane duvarlarına ve mobilyalarına "Özgür Gazze" sloganları da dahil olmak üzere grafitiler çizildiği görüldü.
"ANTI-İSRAİL COLUMBIA PROTESTOCUSU, FEDERAL HAKİMLERİN EMRİ SONRASI SERBEST BIRAKILDI" başlığı altında yer alan başka bir olayda, Columbia Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrencisi ve ABD Hava Kuvvetleri gazisi olan Sam Nahins’in de işgal sırasında kütüphanede olduğu belirtildi. Nahins, daha önceki protestolarda uzaklaştırılmış kişileri tanıdıktan sonra endişelendiğini söyledi.
Nahins, "Geçen yıl uzaklaştırılmış ve okula geri dönmemiş öğrencileri tanımaya başladım. İşte o zaman biraz gerginleştim" dedi.
Afganistan, Pakistan, Suriye, Irak ve Yemen’de görev yapmış olan Nahins, protestocuların davranışının meşru bir özgürlük mücadelesini yansıtmadığını söyledi.
"COLUMBIA Ü, YENİ GÖSTERİLERİN BAŞLAMASIYLA ANTİ-İSRAİL PROTESTOCULARINI KAMPLARI KALDIRMAYA TEHDİT EDİYOR" başlığı altında, Nahins’in "Bu protestocular özgürlük savaşçıları değil. Yaptıkları şey belirli bir öğrenci grubunu sindirmek. Bu tehlikeli ve artık yeter" dediği belirtildi.
Olaylara tepki olarak Dışişleri Bakanı Marco Rubio, hükümetin olaya karışan kişilerin göçmenlik statülerini incelediğini söyledi.
Rubio, X’teki açıklamasında "Columbia Üniversitesi kütüphanesini ele geçiren izinsiz girenlerin ve vandalların vize statülerini inceliyoruz. Hamas yanlısı haydutlar artık büyük ülkemizde hoş karşılanmıyor" dedi.
Protestocuların, Columbia’daki önceki Filistin yanlısı protestoların suçlanan elebaşı Mahmoud Khalil ve diğer uzaklaştırılmış öğrencilere destek gösterisi yaptıkları bildirildi.
Üniversitenin geçici rektörü Claire Shipman şiddeti kınayarak, "Açık olmama izin verin: Columbia, antisemitizmi ve diğer tüm taciz ve ayrımcılık biçimlerini kesinlikle reddediyor. Ve kesinlikle bir grup öğrencinin -ve henüz dışarıdan birilerinin dahil olup olmadığını bilmiyoruz- finallerden önceki haftanın ortasında bir kütüphaneyi kapatmasını ve 900 öğrenciyi çalışma alanlarından çıkarmasını, birçoğunun eşyalarını geride bırakmasını reddediyoruz" dedi.
Olaylar, Columbia Üniversitesi kampüsündeki gergin atmosferi daha da artırırken, üniversite yetkililerinin ve kamuoyunun tepkisi de sert oldu. Protestoların geleceği ve üniversite yönetiminin nasıl bir yol izleyeceği merakla bekleniyor.