Çin’in Füzyon-Fisyon Hibrit Santrali: Enerji Geleceği İçin Umut Veren Bir Adım mı?
Çin, enerji üretiminde çığır açabilecek yeni bir füzyon-fisyon hibrit santral kurma hedefiyle dikkatleri üzerine çekiyor. Xinghuo adı verilen bu proje, planlara göre on yılın sonuna kadar faaliyete geçebilir. South China Morning Post’un haberine göre, santralin maliyeti 2,76 milyar doları bulacak ve Çin’in orta kesimindeki Yaohu Bilim Adası’nda inşa edilecek.
Xinghuo’nun füzyon ve fisyon teknolojilerini bir araya getiren hibrit bir santral olması, enerji üretiminde her iki yöntemin avantajlarından da yararlanılmasını sağlayacak. Nükleer füzyon, iki veya daha fazla hafif atom çekirdeğinin birleşerek daha ağır bir çekirdek oluşturduğu ve bu süreçte muazzam miktarda enerji açığa çıkardığı bir reaksiyondur. Güneş gibi yıldızların enerji kaynağı olan nükleer füzyon, insanlık tarafından Dünya üzerindeki reaktörlerde de gerçekleştirilebilmektedir. Ancak bilim insanları, henüz reaksiyonu başlatmak için harcanan enerjiden daha fazla enerji üretecek kadar verimli bir füzyon süreci geliştirebilmiş değiller.
Nükleer fisyon ise, ağır atom çekirdeklerinin parçalanarak daha küçük çekirdeklere dönüştürüldüğü ve bu sırada enerji ve atık ürünler ortaya çıktığı bir süreçtir. Nükleer fisyon, günümüzde yaygın olarak kullanılan bir enerji kaynağıdır. Ancak temiz ve net enerji kazancı sağlayan füzyon enerjisi üretimi, uzun zamandır hedeflenen ancak henüz ulaşılamayan bir ideal olarak kalmıştır.
Xinghuo, Çin’in tek füzyon projesi değil. Bu yılın başlarında, ülkenin "yapay güneşi" olarak adlandırılan Deneysel Gelişmiş Süperiletken Tokamak (EAST), yeni bir dünya rekoru kırarak kararlı haldeki yüksek tutulmalı plazmayı 1.066 saniye boyunca sürdürmeyi başardı. Bu süre, EAST’in (ve dünyanın) önceki rekoru olan 403 saniyenin iki katından fazlaydı. Bu başarı, Çin Bilimler Akademisi tarafından duyuruldu.
Füzyon alanında Amerika Birleşik Devletleri’nde de önemli gelişmeler yaşanıyor. 2022’de ABD’deki Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı’na bağlı Ulusal Ateşleme Tesisi (NIF), bir füzyon reaksiyonunda net enerji kazancı elde etti. Bu, reaksiyondan elde edilen gücün, reaksiyonu başlatmak için harcanan güçten daha fazla olduğu anlamına geliyordu. Ancak bu hesaplama, reaksiyonda kullanılan lazerleri çalıştırmak için gereken "duvardan gelen" gücü hesaba katmıyordu. Yine de bu başarı, füzyon bilimi için önemli bir adım oldu ve bilim insanları bu başarıyı ertesi yıl tekrarladılar.
2023’te yapılan bir işbirliği anlaşmasına göre, Çin reaktörünün 30’dan büyük bir enerji kazancı faktörü (Q) elde etmesi hedefleniyor. Q, füzyon deneylerinde kullanılan ve füzyon reaksiyonundan elde edilen enerji çıktısının, reaksiyonu başlatmak için kullanılan enerjiye oranını temsil eden bilimsel bir ölçüttür. 30’luk bir Q değeri, daha önce görülmemiş bir durum. Örneğin, devasa ITER tokamak işbirliğinin hedefi 10 veya daha büyük bir Q değeri elde etmek iken, Ulusal Ateşleme Tesisi’nin önemli sonucunda Q değeri 1,5 idi. Önemli bir nokta, NIF ve ITER gibi projelerin tamamen füzyon reaktörleri olması, Xinghuo’nun ise füzyon-fisyon hibrit bir santral olmasıdır.
Geçtiğimiz yıl, Birleşik Krallık’taki JET tokamak’ı 69,26 megajul enerji üreterek Ulusal Ateşleme Tesisi’nin daha önceki başarısı olan 59 megajulü geride bıraktı. Bu dönüm noktası, JET’in 22 megajullük zirve füzyon gücü rekorunu da üç katından fazla aştı. Ancak ABD Enerji Bakanlığı’nın başarısı füzyon reaksiyonunda net kazanç sağlarken, rekor kıran JET figürü hala net bir kayıptı.
South China Morning Post’un haberine göre, Xinghuo şu anda yıl sonuna kadar tamamlanması beklenen bir çevresel etki değerlendirmesinden geçiyor.
2021’de bir grup bilim insanı, Gizmodo’ya nükleer füzyonun bir enerji kaynağı olarak vaatlerinden bahsetmişti. Füzyon, Yunan mitolojisindeki Tantalus’un efsanesinde olduğu gibi, her zaman ulaşılabilir gibi görünen ama bir türlü ele geçirilemeyen bir dal olarak nitelendirilmişti. Ancak Çin, Amerika ve diğer ülkelerdeki projeler, dünyanın enerji geleceği için zemin hazırlıyor.
Xinghuo projesi, nükleer füzyon ve fisyon teknolojilerini bir araya getirerek daha verimli ve sürdürülebilir bir enerji üretimi hedefliyor. Projenin başarılı olması durumunda, Çin’in enerji sektöründe önemli bir oyuncu haline gelmesi ve küresel enerji sorunlarının çözümüne katkıda bulunması bekleniyor. Ancak projenin önünde hala aşılması gereken teknik ve ekonomik engeller bulunuyor. Çevresel etki değerlendirmesi sonuçları ve santralin beklenen performansı, projenin geleceği hakkında daha net bir fikir verecek.
Füzyon enerjisinin potansiyeli uzun zamandır bilinmekle birlikte, henüz ticari olarak uygulanabilir bir çözüme ulaşılamamış olması, bu alandaki araştırmaların önemini artırıyor. Xinghuo gibi projeler, füzyon enerjisinin gerçeğe dönüşmesi için önemli bir adım olabilir. Ancak, füzyon enerjisinin yanı sıra diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına da yatırım yapılması, enerji güvenliğinin sağlanması ve iklim değişikliğiyle mücadele açısından büyük önem taşıyor.
Sonuç olarak, Çin’in Xinghuo projesi, enerji geleceği için umut verici bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Projenin başarılı olması durumunda, temiz, güvenli ve sürdürülebilir bir enerji kaynağına ulaşılması mümkün olabilir. Ancak, projenin önündeki zorlukların aşılması ve diğer enerji kaynaklarıyla birlikte değerlendirilmesi, enerji sektörünün geleceği açısından kritik öneme sahip.