Axios Muhabiri Biden’ın Zihinsel Gerileme İddialarını Yalanlamasına Karşı Çıktı

Axios muhabiri Alex Thompson, Başkan Joe Biden’ın zihinsel gerilemesine dair iddiaların yanlış olduğu yönündeki açıklamalarına, Biden Beyaz Sarayı’ndaki birçok üyenin katılmadığını belirtti. Thompson’ın yorumu, Başkan Biden ve eşi Jill Biden’ın "The View" programında, Demokrat kaynaklardan çıkan ve Biden’ın görev süresinin sonlarına doğru zihinsel yeteneklerinde "dramatik bir gerileme" olduğunu iddia eden yeni kitaplar hakkında sorulan bir soruya verdiği yanıtı takip etti.

Joe Biden, iddiaların "yanlış" olduğunu ve "bunu destekleyecek hiçbir şey olmadığını" söyledi. Jill Biden ise, "Bence bu kitapları yazan kişilerin bizimle Beyaz Saray’da olmadıklarını ve Joe’nun her gün ne kadar sıkı çalıştığını görmediklerini" vurguladı. Biden’ın yoğun çalışma programını anlatan Jill Biden, "Sabah kalkıp bütün gün çalışıyordu ve sonra gece ben yatağımda kitabımı okurken o hala telefonda brifinglerini okuyordu, personelle çalışıyordu. Yani durmaksızın çalışıyordu" dedi.

CNN sunucusu Boris Sanchez, "CNN News Central" programında Thompson’a Biden’ın bu yorumlarına nasıl yanıt vereceğini sordu. Thompson, sadece bir gerileme olmadığını, aynı zamanda bunun örtbas edildiğini de iddia etti. "Raporlarımız, Biden Beyaz Sarayı’ndaki birçok insanın bu konuda farklı düşündüğünü ve özellikle 2023 ve 2024’te önemli bir gerileme olduğuna ve bunun örtbas edildiğine inandığını gösteriyor" dedi.

Thompson, yakın zamanda Beyaz Saray Muhabirleri Derneği’nin Aldo Beckman Ödülü’nü Beyaz Saray haberlerindeki genel mükemmeliyeti nedeniyle almıştı. Raporları, Biden’ın Donald Trump karşısındaki felaketle sonuçlanan münazara performansını, münazaraya giden olayları ve Biden’ın yarıştan çekilme kararını yakından belgelemişti.

Thompson, ödül kabul konuşmasında, ana akım medyayı, Biden’ın gerileme işaretlerini, artık inkar edilemez hale gelene kadar büyük ölçüde görmezden gelmekle eleştirmişti.

Thompson, "Başkan Biden’ın gerilemesi ve etrafındaki insanlar tarafından örtbas edilmesi, her Beyaz Saray’ın, partisi ne olursa olsun, aldatmaya muktedir olduğunun bir hatırlatıcısıdır" dedi. "Bazı insanlar [medyaya] daha az güveniyor çünkü bu yüzden" diye ekledi. "Medyadaki güvenin bu kadar düşük olmasının sorumluluğunu taşıyoruz. Bunu söylüyorum çünkü hataları kabul etmek güveni inşa eder ve hatalar konusunda savunmacı olmak onu daha da aşındırır." Thompson, "Daha iyisini yapmalıydık" diyerek sözlerini tamamladı.

Thompson’ın açıklamaları, Biden’ın zihinsel durumu hakkındaki tartışmayı alevlendiriyor. Başkanın destekçileri, Biden’ın görevinin zorluklarına dayanabilecek kadar sağlıklı olduğunu savunurken, eleştirmenleri ise yaşının getirdiği sorunların Biden’ın performansını olumsuz etkilediğini iddia ediyor.

Thompson’ın ödüllü gazeteciliği ve Beyaz Saray’daki kaynaklarına dayanarak yaptığı açıklamalar, bu tartışmaya yeni bir boyut kazandırıyor. Thompson’ın, Beyaz Saray içindeki birçok kişinin Biden’ın zihinsel gerilemesi olduğuna inandığı ve bunun örtbas edildiği yönündeki iddiası, sorunun ciddiyetini ve Beyaz Saray’ın şeffaflık konusundaki taahhüdünü sorgulatıyor.

Bu olay, medyanın sorumluluğunu ve güvenilirliğini de gündeme getiriyor. Thompson’ın, medyanın Biden’ın gerileme işaretlerini yeterince erken ele almadığı yönündeki eleştirisi, medyanın siyasi figürleri eleştirel bir şekilde değerlendirme ve kamuoyunu bilgilendirme rolünü vurguluyor. Thompson’ın, hataları kabul etmenin güveni inşa ettiği yönündeki vurgusu ise, medyanın dürüstlüğünün ve şeffaflığının önemini hatırlatıyor.

Bu tartışmanın, 2024 başkanlık seçimleri öncesinde daha da yoğunlaşması bekleniyor. Biden’ın zihinsel durumu, seçmenlerin oy verme kararlarında önemli bir rol oynayabilir. Medyanın bu konuyu adil, dengeli ve eleştirel bir şekilde ele alması, seçmenlerin bilinçli kararlar vermesi için hayati önem taşıyor.

Sonuç olarak, Axios muhabiri Alex Thompson’ın açıklamaları, Başkan Biden’ın zihinsel durumu hakkındaki tartışmayı yeniden canlandırdı. Thompson’ın iddiaları, Beyaz Saray’ın şeffaflığını, medyanın sorumluluğunu ve 2024 başkanlık seçimlerinin olası sonuçlarını gündeme getiriyor. Bu tartışmanın önümüzdeki aylarda da devam etmesi ve seçmenlerin oy verme kararlarını önemli ölçüde etkilemesi bekleniyor.