Herbert Hainer: AfD Üyelerine Bayern Münih’te Yer Yok
Bayern Münih Kulüp Başkanı Herbert Hainer, aşırı sağcı bir şüpheli olarak değerlendirilen AfD’den hiçbir siyasetçinin kulübün yönetim organlarında yer alamayacağını açıkladı.
"Kesinlikle, Anayasa Mahkemesi tarafından aşırı sağcı bir şüpheli olarak sınıflandırılan, toplumumuzu bölen ve demokrasimizi baltalamaya çalışan bir parti üyesinin aramızda olmasını hayal bile edemiyorum," dedi Hainer, Sport Bild’e verdiği röportajda.
70 yaşındaki Hainer ayrıca bunun Bayern’in tüzüğüne aykırı olacağını da vurguladı. "FC Bayern, toplumsal sorumluluğunun farkındadır ve Federal Cumhuriyetteki özgürlükçü-demokratik temel düzen, eşsiz bir değerdir."
Şu anda kulübün denetim kurulunda eski Bavyera Başbakanı ve CSU siyasetçisi Edmund Stoiber, yönetim kurulunda ise SPD Parti Başkanı Lars Klingbeil ve Münih Belediye Başkanı Dieter Reiter (SPD) yer alıyor.
Hainer, AfD’nin güçlenmesi ve Almanya’da sağa kayış nedeniyle genel olarak "çok endişeli" olduğunu dile getirdi. Futbolun ve sporun kendileri için son derece önemli olduğunu belirtti ve "Ancak toplumda kulübün ve onun önde gelen isimlerinin sesini yükseltmesi gereken bazı noktalar vardır" dedi.
Bayern Münih’te Siyasi Tartışmaların Geçmişi
Bayern Münih, uzun zamandır Almanya’nın en başarılı ve prestijli futbol kulübü olmasının yanı sıra siyasi tartışmalara da konu olmuştur. Kulüp, 2018 yılında eski Almanya Milli Takımı kalecisi Oliver Kahn’ın UEFA başkanlığına adaylığını desteklediği için eleştirilmişti. Kahn, o dönemde sağcı eğilimleriyle tanınıyordu ve adaylığı birçok kişiden tepki toplamıştı.
2020 yılında Bayern Münih, Katar’da düzenlenen Dünya Kulüpler Kupası’nda bir takım insan hakları ihlalleri konusunda sessiz kaldığı için de eleştirilere maruz kalmıştı. Kulüp, o zamandan beri Katar’ın insan hakları sicili konusunda daha fazla konuşma sözü vermişti.
Almanya’da Aşırı Sağın Yükselişi
AfD, son yıllarda Almanya’da giderek güçlenen bir aşırı sağ partidir. Parti, göçmen karşıtı ve Avrupa Birliği karşıtı görüşleriyle tanınır. AfD’nin büyümesi, ülkedeki toplumsal ve siyasi huzursuzluğun bir işareti olarak görülüyor.
Aşırı sağın Almanya’da yükselişi, birçok ciddi endişeye yol açtı. Bazı uzmanlar, partinin demokratik kurumları baltalayabileceği ve ülkenin hoşgörü ve çoğulculuk mirasına zarar verebileceği konusunda uyarıyorlar.