Wednesday, August 27, 2025
HomeSağlıkAspirin: Kanser Metastazını Önlemede Yeni Umut?

Aspirin: Kanser Metastazını Önlemede Yeni Umut?

aspirin, kanser, metastaz, tedavi, önleme, bağışıklık sistemi, fareler, araştırma, Nature, University of Cambridge, Rahul Roychoudhuri, TXA₂, ARHGEF1, trombosit, T hücreleri, ADD-ASPIRIN çalışması, yeni ilaçlar, klinik deneme

Aspirin: Kanserle Savaşta Yeni Bir Umut Işığı mı?

Dünyanın en eski ilaçlarından biri olan aspirin, bilim insanlarını şaşırtmaya devam ediyor. Son araştırmalar, aspirinin kanserin yayılmasını engelleme potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor. Cambridge Üniversitesi’nden bilim insanlarının yürüttüğü ve Nature dergisinde yayınlanan bir araştırmada, aspirinin farelerde bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser hücrelerinin vücudun diğer bölgelerine yayılmasını (metastaz) önleyebileceği tespit edildi. Bu bulgular, aspirinin ve benzer ilaçların yüksek riskli kanser hastaları için önleyici tedaviler olarak kullanılabileceğine işaret ediyor.

Aspirinin kanserle mücadele potansiyeli, yıllar boyunca yapılan çeşitli araştırmalarla gündeme gelmişti. Bu potansiyel, araştırmanın baş yazarı olan kanser immünolojisi profesörü Rahul Roychoudhuri ve ekibinin merakını uyandırdı. Roychoudhuri, "Aspirinin kardiyovasküler faydalarını araştırmak için tasarlanmış büyük, randomize kontrollü çalışmalar, günlük aspirin kullanan katılımcıların kanserden ölüm oranlarının azaldığını beklenmedik bir şekilde ortaya çıkardı," dedi. "Özellikle dikkat çekici olan, bu faydalı etkilerin aspirin kullanımının sadece birkaç yıl sonra ortaya çıkmasıydı; bu da yalnızca yeni kanserlerin önlenmesiyle açıklanamayacak kadar kısa bir süreydi."

Bu verilere dayanarak Roychoudhuri ve diğer araştırmacılar, aspirinin yeni kanser vakalarını önlemekten ziyade, kanser metastazını engellemede daha etkili olduğunu düşünüyorlar. Metastaz yapmış, yani ilerlemiş kanserlerin tedavisi oldukça zordur ve genellikle ölümle sonuçlanır. Bu nedenle ekip, fareler üzerinde çalışarak bu önlemenin arkasındaki mekanizmaları araştırmaya karar verdi.

Meme, kolon ve cilt kanseri gibi farklı kanser modellerinde, aspirin verilen farelerde metastaz oranlarının tedavi edilmeyen farelere göre daha düşük olduğu bulundu. Biyologlar, daha yakından incelediklerinde, aspirinin vücudun kanser metastazına karşı bağışıklık tepkisini iyileştirdiği daha önce bilinmeyen bir yolu keşfettiler.

Araştırmacılar, aspirinin trombositlerden salınan belirli bir maddenin üretimini engellediğini buldular. Trombositler, kanın pıhtılaşmasında önemli bir rol oynayan kan hücreleridir, ancak başka önemli işlevleri de vardır. Bu madde, tromboksan A₂ (TXA₂) olarak adlandırılır ve Roychoudhuri’ye göre bağışıklık sisteminin birincil tümörden yayılmış olan kanser hücrelerini tanıma ve yok etme yeteneğini baskılar. Özellikle, TXA₂, ARHGEF1 adlı bir protein aracılığıyla kanserle savaşan T hücrelerini baskılıyor gibi görünüyor.

Roychoudhuri, "Farelere aspirin verdiğimizde, trombositler tarafından TXA₂ üretimini engelledi, böylece T hücrelerini bu baskıdan kurtararak metastatik kanser hücrelerine daha etkili bir şekilde saldırmalarına olanak sağladı," dedi.

Bu bulgular, aspirinin kanserin kötüleşmesini nasıl önlediğine dair net bir açıklama sunuyor. Ancak Roychoudhuri, sonuçları doğrulamak için insan çalışmalarının gerekli olduğunu belirtiyor. İnsanların bu çalışma nedeniyle kanseri önleme veya tedavi amacıyla aspirin kullanmaya başlamaması gerektiğini ve önce doktorlarına danışmaları gerektiğini şiddetle vurguluyor. Kanser önlemedeki klinik faydaları, en iyi ihtimalle mütevazı olabilir veya herkese eşit şekilde uygulanmayabilir. Örneğin, genç insanları içeren diğer araştırmaların aksine, 2020’de yapılan bir çalışma, aspirinin 70 yaşın üzerindeki kişilerde kanser metastazı riskini artırabileceğine dair kanıtlar buldu.

Ancak bu araştırma, aspirinin düşük maliyetli ve genel güvenliği göz önüne alındığında, kansere karşı tıbbi araç kitinin genelinde değerli bir parça olabileceği fikrini destekliyor. Ayrıca, benzer şekilde çalışan, muhtemelen daha etkili diğer tedavilerin önünü açabilir.

Roychoudhuri, "TXA₂-ARHGEF1 yolunun tanımlanması, daha seçici tedaviler geliştirmek için bir hedef sağlıyor. Gelecekteki ilaçlar, bu yolu aspirinden daha spesifik olarak engelleyebilir ve bu da uzun süreli aspirin kullanımıyla ilişkili kanama riskleri olmadan anti-metastatik faydalar sunabilir," diye belirtiyor.

Roychoudhuri ve ekibi, bu yeni nesil ilaçları geliştirmek için zaten çalışıyorlar. Ayrıca, aspirinin kanser sonuçlarını iyileştirip iyileştiremeyeceğini inceleyen İngiltere’deki devam eden bir klinik çalışma olan ADD-ASPIRIN çalışmasının arkasındaki araştırmacılarla işbirliği yapıyorlar. Ayrıca, aspirinin, bağışıklık sisteminin kansere tepkisini artıran kontrol noktası inhibitörü tedavisi gibi diğer tedavilerle birlikte kullanılıp kullanılamayacağını da araştırıyorlar.

Bu araştırma, aspirinin kanserle mücadelede umut verici bir rol oynayabileceğini gösterse de, insanların doktorlarına danışmadan aspirin kullanmaya başlamamaları gerektiğini unutmamak önemlidir. Aspirinin potansiyel faydaları ve riskleri, her bireyin özel durumuna göre değerlendirilmelidir. Ancak bu çalışma, kanser araştırmalarında yeni bir kapı açıyor ve gelecekte daha etkili ve daha güvenli tedavilerin geliştirilmesine katkıda bulunabilir. Aspirinin kanserle savaşta yeni bir umut ışığı olup olmadığını zaman gösterecek.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular