Almanya Afganistan’dan Kaosla Kaçışını Soruşturdu
Almanya’nın Federal Meclisi’ndeki Afganistan’dan kaotik tahliyeyi araştıran soruşturma komitesi acı bir sonuca vardı. 111 tanığın sorgulanması ve 6.843 dosyanın değerlendirilmesinin ardından komite şu tespitlerde bulundu: Ağır işleyen idari süreçler ve zaman zaman karar alma ve uygulama eksikliği olan bir politika, İslamcı Taliban’ın Kabil’i ele geçirmesinden önceki haftalarda federal hükümetin erken ve etkili bir şekilde hareket etmesini engelledi.
Komite Başkanı Ralf Stegner (SPD), ABD hükümeti ile Taliban arasında imzalanan ve Almanya’nın dahil edilmediği Şubat 2020 tarihli Doha Anlaşması’nın, yabancı birliklerin 2021’de çekilmesini öngördüğüne dikkat çekti. Stegner’e göre bu durum Taliban’ı "beklemedeki bir hükümet" haline getirmişti.
Bundeswehr, Haziran 2021’de planlanandan daha erken ülkeyi terk etti. Bu tarihte ABD’nin zaman çizelgesine uymuştu. Taliban, 15 Ağustos 2021’de yıldırım bir saldırıyla başkent Kabil’i neredeyse hiç direnişle karşılaşmadan ele geçirdikten sonra Almanya, uluslararası bir askeri tahliye operasyonuna katıldı. Havalimanı çevresinde kaotik durumlar ve tehlikeli anlar yaşandı.
Hem FDP hem de AfD, o dönem Şansölye olan Angela Merkel (CDU) ve Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ı (SPD) "düşüncelere" fazla kapılmakla suçladı. Birkaç fraksiyondan milletvekilleri, çeşitli bakanlıkların müsteşarlarının durum hakkında düzenli olarak istişarelerde bulunduklarını ancak bu toplantıların sonunda bağlayıcı bir ortak eylem planı belirlenmediğini eleştirdi.
FDP’den Ann-Veruschka Jurisch, Washington’daki dönemin Alman Büyükelçisi Emily Haber’in gizli bir diplomatik yazışmasına ilişkin işlemlerin krizdeki ağır devlet hareketliliğine bir örnek olduğunu belirtti. Haber, 6 Ağustos 2021 Cuma günü, ABD hükümetinin Taliban’ın iktidarı yakın zamanda ele geçirebileceğini düşündüğünü ve olası bir krize hazırlık tedbirleri aldığını öğrendiğini bildirdi.
O dönem Bundeswehr’in Genel Müfettişi olan Eberhard Zorn, ifadesinde bu iletişimin 6 Ağustos’ta Dışişleri Bakanlığı’na ulaştığını söyledi. Pazartesi günü, 9 Ağustos’ta Savunma Bakanlığı’nda "ilgili uzmanlık departmanları" tarafından değerlendirildi. 10 Ağustos’ta bu bilgiler Zorn’un yardımcısı için bir sunuma dönüştürüldü. Sessizliğinden dolayı eleştirilen Federal İstihbarat Servisi’nde (BND) de Washington’dan gelen bilgilere göre bir dahili e-postaya göre aynı Pazartesi günü inceleme başlatıldı. Jurisch’e göre bu durum genel bir sorunu ortaya koyuyordu: "Dünya hafta sonları durmuyor." Güvenlikle ilgili alanlarda olayların ve gelişmelerin hafta sonları da mutlaka analiz edilmesi ve değerlendirilmesi gerekiyordu.
Önemli Sonuçlar
Karar Almada Tereddüt: Taliban’ın iktidarı ele geçirmesi olasılığına ilişkin erken uyarılara rağmen federal hükümet, caydırıcı önlem alma konusunda yavaş davrandı.
Hızlı Hareket Eksikliği: Bundeswehr’in erken çekilmesi ve tahliye operasyonunun planlanması konusunda koordinasyon eksikliği, karmaşa ve kaosa yol açtı.
Koordinasyon Boşluğu: Farklı bakanlıklar arasındaki istişareler etkili değildi ve ortak bir eylem planı üzerinde anlaşmaya varılmadı.
Kriz Yönetiminde Yetersizlikler: Hükümet, güvenlik alanındaki gelişmeleri hızla değerlendirip bunlara uyum sağlamak için gerekli mekanizmalara sahip değildi.
Öz Eleştiri
Komitenin raporu, federal hükümetin Afganistan’dan kaotik çıkışını yönetme biçiminde önemli eksiklikler ortaya koydu. Bu bulgular, kriz yönetimi, askeri planlama ve uluslararası işbirliği alanlarında reform yapılması çağrısında bulundu.
Rapor aynı zamanda hükümet yetkililerine karşı acımasız eleştiriler de içeriyordu. FDP milletvekili Alexander Graf Lambsdorff, "Bu başarısızlık için sorumluluk üstlenmeyen kişilerin görev yapmaya devam etmemesi gerektiğini" söyledi. Yeşiller milletvekili Jürgen Trittin, "Hükümetin eylemleri veya eylemsizliği yüzünden insanlar öldü" diye ekledi.
Soruşturma komitesinin bulguları, Almanya’nın gelecekteki dış politika operasyonlarını planlama ve yürütme şeklini muhtemelen değiştirecek köklü etkilere sahip olacak.