Wednesday, May 7, 2025
HomeSiyasetAfD Aşırı Sağcı mı? NRW'den Sert Tepkiler! Siyaset, Almanya

AfD Aşırı Sağcı mı? NRW’den Sert Tepkiler! Siyaset, Almanya

AfD, Kuzey Ren-Vestfalya, Anayasa Mahkemesi, aşırı sağ, Hendrik Wüst, Herbert Reul, iç istihbarat servisi, demokrasi, yasaklama prosedürü, Martin Vincentz, Frederick Cordes, Jochen Ott, Verena Schäffer, Marc Lürbke, siyasi rakip, siyasi partiler, Almanya, NRW-AfD, NRW-SPD, Yeşiller, FDP, vatanseverlik, otoriterlik, demokrasi karşıtlığı, insan onuru, hukuk devleti, siyasi iklim, tehdit, hakaret, ırkçı, anti-demokratik

Kuzey Ren-Vestfalya Hükümeti ve Parti Liderlerinden AfD’ye Sert Tepki

Kuzey Ren-Vestfalya (KRV) hükümeti ve eyaletteki çoğu partinin önde gelen isimleri, Anayasa Mahkemesi’nin Almanya için Alternatif (AfD) partisini "kesinleşmiş aşırı sağcı" olarak sınıflandırmasını memnuniyetle karşıladı. KRV Başbakanı Hendrik Wüst (CDU), Rheinische Post gazetesine yaptığı açıklamada, Almanya’daki tüm demokratik partiler için AfD’nin "baş siyasi rakip" olduğunun artık netleşmesi gerektiğini vurguladı.

Wüst, AfD’nin varlık temelini ortadan kaldırmanın tüm demokratların temel görevi olduğunu ve bunun en iyi yolunun insanların sorunlarına çözüm bulmaktan geçtiğini belirtti. AfD, 2017’den beri Düsseldorf Eyalet Meclisi’nde muhalefet partisi olarak yer alıyor.

KRV İçişleri Bakanı Herbert Reul de benzer görüşler dile getirdi. Düsseldorf’ta yaptığı açıklamada, "Bu parti Almanya için bir alternatif değil" diyen CDU’lu politikacı, partinin "giderek ırkçı, otoriter ve demokrasi karşıtı bir retorik ve eylemle" özgürlükçü demokratik temel düzeni nesnel olarak ihlal ettiğini savundu.

Daha önce Berlin’de açıklama yapan İç İstihbarat Teşkilatı, AfD’nin özgürlükçü demokratik temel düzene karşı çabalara giriştiği şüphesinin doğrulandığını ve önemli ölçüde kesinliğe dönüştüğünü bildirmişti.

Reul, "Sistematik olarak insan onuruna ve hukukun üstünlüğüne karşı nefret söylemi yayanlar, artık sivil bir cephenin arkasına saklanmamalı" dedi. Federal Anayasayı Koruma Dairesi’nin (Verfassungsschutz), AfD’nin oluşturduğu tehdidi görünür kılarak görevini yerine getirdiğini vurguladı.

Ancak AfD federal partisi, aşırı sağcı olarak sınıflandırılmasına karşı yasal yollara başvuracağını duyurdu. KRV AfD’nin parti başkanı Martin Vincentz, değerlendirmeyi "Anayasayı Koruma Dairesi demokrasiye zarar veriyor" şeklinde yorumladı.

Vincentz, "Tüm süreç Kafkaesk izler taşıyor" diyerek eleştirilerini dile getirdi. "Görevden alınmış ve dört gün sonra görevi bırakacak bir hükümet, ülkenin en büyük muhalefet partisini kriminalize ediyor. Üstelik bu parti, güncel anketlerde cumhuriyetin en güçlü partisi konumunda." Daha önce Berlin’deki diğer partilerin aylardır AfD’yi yasaklamak istediklerini dile getirdiklerini belirten Vincentz, "Bu sadece grotesk, anti-demokratik ve yanlış" ifadelerini kullandı.

Öte yandan, SPD, Yeşiller ve FDP, bu değerlendirmeyle düşüncelerinin doğrulandığını düşünüyor. KRV-SPD Genel Sekreteri Frederick Cordes, "Anayasayı Koruma Dairesi’nin sınıflandırması, bir yasaklama sürecinin temelini oluşturuyor" dedi. "Demokrasimizi korumak için hukukun bu keskin kılıcını çekmekte artık tereddüt etmemeliyiz."

SPD Eyalet Meclisi Grup Başkanı Jochen Ott da bu görüşü destekliyor. "Düsseldorf Eyalet Meclisi’nde sekiz yıldır AfD grubundan insanlık onurunu aşağılayan, ırkçı veya demokrasi karşıtı saldırıların gelmediği bir genel kurul haftası yaşanmadı" diyen Ott, "Hiçbir şey normalleşmedi, her şey daha da kötüleşiyor" şeklinde konuştu.

Yeşiller de benzer düşünüyor: Eyalet Meclisi Grup Başkanı Verena Schäffer, "AfD’nin yasaklanma sürecinin zamanı geldi" diye vurguladı. FDP grubu, tüm siyasi sorumluluk sahiplerini AfD ile her türlü işbirliğini kesinlikle dışlamaya çağırdı. Grup Başkan Vekili Marc Lürbke, "Demokrasiyi savunmak, çürük tavizlerle değil, net bir duruşla başlar" dedi.

Bu gelişmeler, Alman siyasetinde AfD’nin konumu ve geleceği hakkında yoğun tartışmalara yol açarken, partinin yasal yollara başvurma kararlılığı ve diğer partilerin yasaklama çağrıları, meselenin önümüzdeki dönemde daha da karmaşık hale geleceğine işaret ediyor. AfD’nin yükselişi ve aşırı sağcı söylemlerinin toplum üzerindeki etkileri, Almanya’da demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi temel değerlerin korunması konusunda ciddi endişeler yaratmaya devam ediyor. Hükümetin ve diğer siyasi aktörlerin bu tehdide karşı nasıl bir strateji izleyeceği, Alman siyasetinin geleceği açısından belirleyici olacak.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular