Saarland Eyaletinde AfD Gerginliği: Sağcı Aşırıcılık Etiketi ve Siyasi Tepkiler
Saarland eyaletinde siyasi arenada tansiyon yükseliyor. Almanya Federal İç İstihbarat Teşkilatı (Bundesamt für Verfassungsschutz – BfV) tarafından AfD’nin (Almanya için Alternatif) "güvenilir bir şekilde sağcı aşırılıkçı" olarak sınıflandırılması, eyalette geniş yankı uyandırdı. Bu sınıflandırma, bir parti yasaklama sürecinin önünü açabileceği için, konuya ilişkin tartışmaların odağına yerleşti.
SPD (Almanya Sosyal Demokrat Partisi) Saarland Eyalet Meclisi Grup Başkanı Ulrich Commerçon, BfV’nin kararını memnuniyetle karşıladı. Commerçon, bu sınıflandırmanın bir parti yasaklama prosedürünün başlatılması için gerekli zemin oluşturduğunu vurguladı. Saarbrücken’de yaptığı açıklamada, "Böyle bir adımın çok geç atılmamasına dikkat edilmelidir" dedi. Commerçon, AfD’nin anayasal düzeni tehdit ettiğine ve bu tehdidin bertaraf edilmesi gerektiğine inanıyor.
SPD Grup Başkan Vekili Kira Braun ise daha da ileri giderek, devletin anayasal düzeni baltalamaya çalışan partilere mali destek sağlamasının kabul edilemez olduğunu savundu. Braun, "Devletin, özgürlükçü ve demokratik temel düzenimize karşı çalışan partileri, çalışanları ve pazarlama faaliyetleri için milyonlarca euro ile finanse etmesi kabul edilemez" şeklinde konuştu. Bu ifade, AfD’ye sağlanan kamu fonlarının kesilmesi yönünde açık bir çağrı olarak değerlendiriliyor.
AfD Saarland Eyalet Başkanı Carsten Becker ise karara şaşırmadığını belirtti. Partisine karşı mücadele edildiğini savunan Becker, "Bu kararı bekliyordum. Partimize karşı tüm araçlarla mücadele ediyorlar. Ancak bence bu, sonuç vermeyecek bir hamle. Bize daha çok yarayacağına inanıyorum" dedi. Becker, bu sınıflandırmanın 2026’da Saksonya-Anhalt ve Mecklenburg-Vorpommern’de yapılacak eyalet seçimleri öncesinde partilerine olan desteği artırabileceğini öne sürdü.
BfV’nin AfD’yi sağcı aşırılıkçı olarak sınıflandırması, partinin faaliyetlerinin anayasal düzenle çeliştiğine dair şüphelerin "önemli ölçüde kesinliğe dönüştüğü" gerekçesine dayanıyor. BfV, AfD’nin özgürlükçü ve demokratik temel düzeni hedef alan amaçlar güttüğüne dair yeterli kanıt bulunduğunu savunuyor.
Saarland Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi, BfV’nin yeni raporunu inceleyeceğini duyurdu. Daireden yapılan açıklamada, raporun incelenmesinin ardından "AfD’nin genelinin, Saarland Eyalet Teşkilatı da dahil olmak üzere, özgürlükçü ve demokratik temel düzene karşı kesinleşmiş aşırılıkçı bir eğilim olarak gözlemlenmesine uyulup uyulmayacağına veya Saarland Eyalet Teşkilatı için farklı bir prosedür izlenmesini gerektirecek nedenlerin olup olmadığına" karar verileceği belirtildi. Bu ifade, Saarland’daki yerel anayasayı koruma dairesinin, BfV’nin değerlendirmesini aynen kabul etmek zorunda olmadığına işaret ediyor.
CDU (Hıristiyan Demokrat Birlik) Eyalet Meclisi Grup Başkanı Raphael Schäfer ise, detaylı bir değerlendirme yapmadan önce BfV’nin inceleme sonuçlarını yakından inceleyeceklerini açıkladı. Schäfer, "Şimdiden açık olan bir şey var: AfD’ye karşı en iyi siyasi yanıt, sorunları merkezin içinden ele almak ve çözmektir. Bunu inandırıcı bir şekilde yapan, AfD’nin temel argümanını ortadan kaldırır" şeklinde konuştu. Schäfer, AfD’nin yükselişinin temelinde yatan toplumsal sorunlara çözüm üretmenin, partinin popülaritesini azaltmanın en etkili yolu olduğunu vurguladı.
Jusos Saar (SPD Gençlik Kolları) ise sınıflandırma sonrasında yaptığı açıklamada, "Bu karar, antifaşistler ve sivil toplum örgütlerinin yıllardır vurguladığı şeyi doğruluyor: AfD bir protesto partisi değil, birlikte yaşamımız için bir tehdittir." ifadesini kullandı. Jusos, "AfD’nin yasaklanmasına yönelik ciddi bir hukuki inceleme" talep etti. Gençlik kolları, AfD’nin anayasal düzeni tehdit ettiğine ve yasaklanması gerektiğine inanıyor.
Saarland’daki siyasi aktörlerin tepkileri, AfD’nin sınıflandırılması ve olası bir parti yasaklama prosedürü konusundaki derin ayrılıkları ortaya koyuyor. SPD ve Jusos gibi partiler, AfD’nin yasaklanması için hukuki sürecin başlatılmasını desteklerken, CDU gibi diğer partiler ise daha temkinli bir yaklaşım sergiliyor ve AfD’nin yükselişinin temelinde yatan sorunlara çözüm bulmaya odaklanılması gerektiğini savunuyor. AfD ise sınıflandırmanın siyasi bir hamle olduğunu ve kendilerine yarayacağını iddia ediyor. Saarland Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi’nin BfV raporuna ilişkin kararı ve olası bir yasaklama davasının açılıp açılmayacağı, önümüzdeki dönemde eyaletteki siyasi iklimi derinden etkileyecek. Bu durum, Almanya’da aşırı sağla mücadele ve ifade özgürlüğü arasındaki hassas dengenin nasıl kurulacağı konusundaki tartışmaları da beraberinde getirecek.