Mecklenburg-Vorpommern İçişleri Bakanı AfD’nin Aşırı Sağcı Olarak Sınıflandırılmasına Temkinli Yaklaştı
Mecklenburg-Vorpommern İçişleri Bakanı Christian Pegel (SPD), Federal Anayasayı Koruma Dairesi’nin (Bundesamt für Verfassungsschutz – BfV) AfD’yi kesin olarak aşırı sağcı olarak sınıflandırmasının ardından temkinli bir tepki gösterdi. Pegel, BfV’nin uzun süredir beklenen AfD’nin sınıflandırılmasıyla ilgili uzman görüşünün yayınlanmasının iyi olduğunu belirtti. "Bu netlik sağlıyor," dedi Pegel. Şimdi BfV’nin, eyaletlerin bu sonucu değerlendirebilmesi için onlara hızlı bir şekilde inceleme fırsatı vermesi gerektiğini söyledi. "İçerik açısından ayrıntılı bir değerlendirme için henüz çok erken."
Pegel, AfD’nin bu sınıflandırmaya karşı dava açacağını tahmin ediyor. Parti de bunu zaten duyurmuştu. "Ancak bundan sonra hukuki kesinlik olacak," diye açıkladı Pegel. Bunun, olası bir yasaklama davasının Federal Anayasa Mahkemesi nezdindeki başarı şansını ciddi bir şekilde değerlendirmek için bir ön koşul olduğunu vurguladı.
Sol Parti ve Yeşiller AfD’ye Karşı Daha Sert Önlemler İstiyor
Mecklenburg-Vorpommern’deki Sol Parti, AfD’nin devlet partisi finansmanının şimdiden sorgulanması gerektiğini talep etti. Eyalet başkanı Hennis Herbst, "Son ihlalin Federal Meclis’te takılıp kalmasının ardından acilen bir yasaklama davası açılmalı," dedi.
Yeşiller de AfD’ye karşı Federal Anayasa Mahkemesi’nde bir yasaklama davasının bir sonraki adım olması gerektiğini düşünüyor, bu görüşü Eyalet Meclisi grup başkanı Constanze Oehlrich dile getirdi. Ayrıca eyalet hükümetinden aşırı sağcılığa karşı bir strateji talep etti. Oehlrich, "Geçtiğimiz on yıllardaki küçük ölçekli önlemler, ülkede aşırı sağcılıkla etkili bir şekilde mücadele etmek için açıkça yeterli olmadı," dedi. "Aşırı sağcı demokrasi düşmanlığı giderek artan bir hızla yayılıyor."
SPD Yargı Kararlarını Beklemeyi Vurguluyor
SPD’nin Eyalet Meclisi grup başkanı Julian Barlen, sınıflandırma ile birlikte bunun resmileştiğini vurguladı: Özellikle MV’de AfD uzun zamandır kendisini açıkça aşırı sağcı köşeye yerleştirmiş durumda. Örnekler arasında eski aşırı sağcı "Kanat"taki milletvekillerinden, İdentiter Hareket ile temaslara ve Genç Alternatif ile açık dayanışmaya kadar uzanıyor. Barlen ayrıca mahkemelerin kararlarının beklenmesi gerektiğini de vurguladı.
AfD Kararı Eleştiriyor
AfD Eyalet Başkanı Leif-Erik Holm, Federal Anayasayı Koruma Dairesi’nin sınıflandırmasını eleştirdi. Bunun siyasi güdümlü bir karar olduğunu söyledi. "Giderek güçlenen muhalefet, siyasi argümanları olmadığı için iç istihbarat teşkilatı aracılığıyla devre dışı bırakılmaya çalışılıyor."
BfV’nin Kararı ve Gerekçesi
Federal Anayasayı Koruma Dairesi (BfV), birkaç yıldır süren bir incelemenin ardından AfD’yi kesin olarak aşırı sağcı olarak sınıflandırdı. İç istihbarat teşkilatı, partinin özgürlükçü demokratik temel düzene karşı çabaları olduğu şüphesinin doğrulandığını ve önemli bölümlerde kesinliğe dönüştüğünü bildirdi.
MV İçişleri Bakanı Pegel, Federal Daire’nin kararının temelinin, hem Daire’nin kendi bulguları hem de Mecklenburg-Vorpommern’den de dahil olmak üzere Eyalet Anayasayı Koruma Daireleri’nin katkıları olduğunu açıkladı. Pegel, "Federal Anayasayı Koruma Dairesi, parti programının ve çalışmalarının yanı sıra partinin yetkililerinin birçok açıklamasının yıllarca süren değerlendirmesinde, özellikle Anayasa’nın merkezi 1. maddesine (insan onuru) karşı olan aşırılıkçı eylemlerini tespit etmek zorunda kaldı," diye açıkladı. İnsanları birinci ve ikinci sınıf olarak ayırmak isteyenlerin Anayasa zemininde olmadığına dikkat çekti. Bu ayrımcılık, demokrasi ilkelerine ve insan haklarına aykırı bir tutum sergilemek anlamına geliyor. AfD’nin söylemlerinde ve eylemlerinde bu tür eğilimlerin tespit edilmesi, partinin aşırı sağcı olarak sınıflandırılmasının temel gerekçelerinden biri olarak gösteriliyor. BfV’nin bu kararı, uzun ve titiz bir inceleme sürecinin ardından elde edilen kanıtlara dayanıyor ve bu durum, kararın ciddiyetini ve dayanağını vurguluyor.