Almanya İç Güvenlik Teşkilatı AfD’yi "Kesinleşmiş Aşırı Sağcı Teşebbüs" Olarak Nitelendirdi
Almanya Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı (Bundesamt für Verfassungsschutz), Almanya için Alternatif (AfD) partisini "kesinleşmiş aşırı sağcı teşebbüs" olarak sınıflandırdığını duyurdu. Bu karar, Alman iç istihbaratının yaklaşık üç yıl süren yoğun ve kapsamlı bir uzman incelemesinin ardından geldi. Teşkilat, AfD’nin "insan onurunu hiçe sayan, aşırı sağcı bir yapıya sahip olduğu" sonucuna vardığını belirtti.
Yapılan açıklamada, AfD’nin federal parlamento seçim kampanyası ve doğu Almanya’daki üç eyalet seçimleri öncesindeki söylemlerinin dikkate alındığı vurgulandı. Partinin özgürlükçü demokratik temel düzene karşı faaliyetlerde bulunduğu şüphesinin doğrulandığı ve önemli ölçüde kesinleştiği ifade edildi. AfD, daha önce ülke genelinde yalnızca "aşırı sağcı şüpheli vaka" olarak sınıflandırılmıştı. Anayasayı Koruma Teşkilatı, bu son kararla bir adım daha ileri gitmiş oldu.
ZEIT ONLINE’ın haberine göre, bu sınıflandırma AfD’nin federal partisini kapsıyor. Partinin şu ana kadar kesinleşmiş aşırı sağcı olarak sınıflandırılmayan eyalet teşkilatlarının bu durumdan zorunlu olarak etkilenmeyebileceği belirtildi. Eyalet anayasayı koruma teşkilatlarının federal teşkilatın kararına katılıp katılamayacağı ise ilgili eyalet yasalarına bağlı olacak.
Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın açıklamasında, "Partide hakim olan etnik köken temelli halk anlayışı, özgürlükçü demokratik temel düzenle bağdaşmamaktadır" denildi. Bu anlayışın, belirli nüfus gruplarını eşit haklara sahip bir toplumsal katılımdan dışlamayı hedeflediği ifade edildi. Özellikle AfD’nin, göçmen geçmişi olan Alman vatandaşlarını, parti tarafından etnik olarak tanımlanan Alman halkının eşit değerde mensupları olarak görmediği belirtildi.
Teşkilat, bu "dışlayıcı halk anlayışı"nın, "belirli kişi veya gruplara karşı sürekli bir ajitasyonun ideolojik temelini oluşturduğunu" vurguladı. Bu ajitasyonla, söz konusu kişi veya grupların toptan karalandığı, aşağılandığı, irrasyonel korkuların ve onlara karşı reddiyelerin körüklendiği ifade edildi. Bu durumun, AfD’nin önde gelen isimlerinin yabancı düşmanı, azınlık düşmanı ve İslam karşıtı çok sayıda söyleminde kendini gösterdiği belirtildi.
Teşkilatın başkan yardımcıları Sinan Selen ve Silke Willems, partinin ve önde gelen AfD temsilcilerinin söylem ve pozisyonlarının insan onuru ilkesini ihlal ettiğini ve bu durumun söz konusu sınıflandırma için belirleyici olduğunu söyledi.
AfD başkanları Alice Weidel ve Tino Chrupalla, bu sınıflandırmaya karşı yasal yollara başvuracaklarını açıkladı. Weidel ve Chrupalla, "Bu demokrasiyi tehlikeye atan karalamalara karşı yasal olarak mücadeleye devam edeceğiz" açıklamasında bulundu. Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın kararının "Alman demokrasisine ağır bir darbe" olduğu ifade edildi.
AfD’nin başkan yardımcısı Stephan Brandner, Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın kararını "tek muhalefet gücüne karşı tamamen siyasi ve adil olmayan bir mücadele aracı" olarak eleştirdi. Brandner, ZEIT ONLINE’a yaptığı açıklamada, bunun arkasında "kartel partilerinin AfD’ye karşı mücadelesi"nin olduğunu söyledi.
Görevdeki İçişleri Bakanı Nancy Faeser (SPD) ise bu eleştirilere karşı çıktı. Faeser, "Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın aşırıcılığa karşı mücadele etmek ve demokrasimizi korumak gibi açık bir yasal görevi vardır" dedi. Güvenlik teşkilatının bu görevi bağımsız olarak yerine getirdiğini vurgulayan Faeser, yeni sınıflandırmanın kapsamlı bir incelemenin sonucu olduğunu ve bu incelemenin sonuçlarının 1.100 sayfalık bir raporda belgelendiğini belirtti. Faeser, "Yeni rapor üzerinde hiçbir siyasi etki olmadı" dedi. Partinin daha önce aşırı sağcı şüpheli vaka olarak değerlendirilmesinin mahkemeler tarafından onaylandığını ve yeni değerlendirmenin de bağımsız mahkemeler tarafından inceleneceğinden emin olduğunu sözlerine ekledi.
Şubat 2021’de medya, partinin tamamının şüpheli vaka olarak sınıflandırılma olasılığı hakkında haberler yapmıştı. Ancak Anayasayı Koruma Teşkilatı, Köln İdare Mahkemesi’nin kararı üzerine, bu değerlendirmeyi kamuoyuna açıklamak ve partiyi buna göre gözlemlemek için yaklaşık bir yıl beklemek zorunda kalmıştı.
Mayıs 2024’te Münster Yüksek İdare Mahkemesi, Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın AfD’yi haklı olarak aşırı sağcı şüpheli vaka olarak sınıflandırdığına karar verdi. Thüringen, Saksonya ve Saksonya-Anhalt eyaletlerindeki Anayasayı Koruma Teşkilatları, ilgili AfD eyalet teşkilatlarını daha önce kesinleşmiş aşırı sağcı teşebbüs olarak sınıflandırmıştı.