Louisiana Temsilcisi Higgins, "Sığınak Şehirler" Duruşmasında Biden Yönetimini ve Demokrat Belediye Başkanlarını Sert Bir Dille Eleştirdi
Temsilciler Meclisi Gözetim Komitesi’nin "sığınak şehirler" konusunu ele aldığı bir duruşmada, Louisiana Temsilcisi Clay Higgins, Başkan Donald Trump’ın tutumunun Biden yönetiminin göç politikalarının ve "sığınak şehirler" uygulamalarının Amerika üzerindeki etkilerini gözler önüne serdiğini savundu. Cumhuriyetçi temsilci, konuşmasında sert ifadeler kullanarak, Amerikalıların bu "yemin ihlalinden" bıktığını ve belediye başkanlarının, emniyet güçlerinin tehlikeli suçlu kaçak göçmenleri sınır dışı etmek üzere ICE (Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza) ile işbirliği yapmasını engelleyen veya kısıtlayan sığınak politikalarını desteklemekten sorumlu tutulacağını belirtti.
Duruşmada New York Belediye Başkanı Eric Adams, Boston Belediye Başkanı Michelle Wu, Chicago Belediye Başkanı Brandon Johnson ve Denver Belediye Başkanı Mike Johnston gibi Demokrat isimler hazır bulundu. Bu belediye başkanlarının tamamı, sığınak şehir politikaları uygulayan şehirleri yönetiyor.
Higgins, konuşmasında Texas’ta bir kaçak göçmen tarafından öldürülen genç bir Louisiana’lı eş ve baba olan Welsey Hayes’in trajik öyküsüne dikkat çekti. Hayes’in ölümüyle geride eşi Olivia Hayes ve kızı Anne Marie’nin kaldığını vurguladı.
"Bu belediye başkanlarının ve önceki başkanımızın politikalarının gerçek hayatta sonuçları var" diyen Higgins, Hayes ailesinin duruşmada hazır bulunduğunu belirtti ve ekledi: "Bu genç adam, ülkemizde asla olmaması gereken bir kaçak göçmen tarafından Texas’ta öldürüldü. Kızı Anne Marie’yi büyütmek, güzel eşi Olivia’yı sevmek, ona değer vermek ve onu onurlandırmak için asla burada olamayacak."
Ses tonunu yükselten Higgins, doğrudan belediye başkanlarına seslenerek şunları söyledi: "Siz belediye başkanları, sadece hizmet etmek için yemin ettiğiniz topluluklarınıza ve vatandaşlarınıza karşı değil, dolaylı olarak tüm cumhuriyete karşı da bir sorumluluğunuz var."
Higgins, belediye başkanlarının sürekli olarak çocukların ayrılmasından bahsettiğini, ancak suç işleyenlerin de sonuçlarına katlanması gerektiğini vurguladı. "Amerika’da bir suç işlerseniz, tutuklanır, yargılanır, hüküm giyersiniz ve hapsedilirsiniz. Çocuklarınızdan ayrılmayı bekleyebilirsiniz. Ama söyleyeyim ki bu ayrılığın bir sonu var, çünkü cezanızı çektiğinizde serbest bırakılacaksınız. Ailenize geri dönebilirsiniz. Ancak bu genç adam asla ailesine geri dönemeyecek ve eğer federal yasaları uygulamaya istekli bir başkanımız ve belediye başkanlarımız olsaydı, ailesinden asla alınmaması gerekirdi."
Higgins, Trump yönetimi döneminde yaşanan yoğun kaçak göçmen akınına da değinerek şunları söyledi: "Üç ay önce, milyonlarca kaçağın ülkemize girdiği dört yılın sonundaydık, durum kontrolden çıkmıştı. O zamandan beri yaşanan tek şey Kasım ayında bir seçim yapmamız oldu ve şimdi perdeyi geri çekmiyoruz, perdeyi çubuklarından söktük. Eğer yasayı uygulamaya istekli bir yöneticiniz olsaydı, sınırlarımızı ne kadar hızlı bir şekilde güvence altına alabileceğimizi Amerika’ya gösterdik. Amerika, kendi yasalarını uygulama konusunda yeni bir çağa giriyor. Hoş geldiniz."
Higgins’in bu sert eleştirileri, göç politikaları ve sığınak şehirler konusundaki derin ayrılıkları bir kez daha gözler önüne serdi. Demokrat belediye başkanlarının uygulamaları ve Biden yönetiminin politikaları, Cumhuriyetçilerin sert tepkisine neden olmaya devam ediyor. Higgins’in konuşması, Trump döneminde uygulanan sıkı göç politikalarının savunulması ve federal yasaların tam olarak uygulanması çağrısı olarak öne çıktı.
Bu duruşma, ABD’deki göç tartışmasının ne kadar hassas ve karmaşık olduğunu bir kez daha gösteriyor. Demokratlar, göçmenlerin haklarını koruma ve insani bir yaklaşım benimseme çabası gösterirken, Cumhuriyetçiler sınır güvenliğinin sağlanması ve yasalara uyulması gerektiği konusunda ısrarcı. Higgins’in konuşması, bu iki farklı görüşün ne kadar keskin bir şekilde karşı karşıya geldiğini açıkça ortaya koyuyor.
Bu olay, önümüzdeki dönemde göç politikaları konusundaki tartışmaların daha da alevleneceğinin ve siyasi gerilimin artacağının bir işareti olarak değerlendirilebilir. Özellikle yaklaşan seçimler öncesinde, göç konusu siyasi arenada önemli bir rol oynamaya devam edecek gibi görünüyor.
Higgins’in duruşmada sarf ettiği sözler, sadece göç politikalarının değil, aynı zamanda federal hükümetin ve yerel yönetimlerin sorumlulukları, suçla mücadele ve ailelerin korunması gibi daha geniş kapsamlı konuları da gündeme getirdi. Bu durum, göç konusunun çok boyutlu ve karmaşık yapısını bir kez daha vurguluyor.
Özetle, Louisiana Temsilcisi Clay Higgins’in "sığınak şehirler" duruşmasındaki sert eleştirileri, ABD’deki göç politikalarına ilişkin derin ayrılıkları ve siyasi gerilimi açıkça ortaya koydu. Higgins’in konuşması, Trump dönemindeki sıkı göç politikalarının savunulması, federal yasaların tam olarak uygulanması çağrısı ve Biden yönetimi ile Demokrat belediye başkanlarının eleştirilmesiyle dikkat çekti. Bu durum, önümüzdeki dönemde göç politikaları konusundaki tartışmaların daha da alevleneceğinin bir işareti olarak değerlendirilebilir.
