Thursday, May 8, 2025
HomeKüreselABD'li İlk Papa: Leo XIV Seçildi! Katolik Dünyası Şaşkın

ABD’li İlk Papa: Leo XIV Seçildi! Katolik Dünyası Şaşkın

Papa, Katolik, Leo XIV, Robert Francis Prevost, Vatikan, Amerika Birleşik Devletleri, dini lider, Papa Francis, kardinaller, papal conclave, Amerika Birleşik Devletleri'nden Papa, yeni Papa, Katolik Kilisesi, Hıristiyanlık

Yeni Papa Seçildi: Amerikalı Robert Francis Prevost, Leo XIV Adıyla Göreve Başladı

Vatikan’dan yükselen beyaz duman, Katolik dünyası için yeni bir dönemin başladığının habercisiydi. İlk kez bir Amerikalı, Papa olarak seçilmişti. Dünyadaki 1.4 milyar Katolik, yeni ruhani liderlerine kavuştu: Kilisenin yaklaşık 2000 yıllık tarihinde tahta oturan 267. Papa.

Chicago doğumlu Robert Francis Prevost, 8 Mayıs’ta Papalık Seçim Kurulu tarafından seçildi. Kardinaller Koleji, 88 yaşında 21 Nisan’da hayatını kaybeden Papa Francis’in yerine Prevost’u uygun gördü. 69 yaşındaki Prevost, Leo XIV adını aldı.

Prevost’un seçimi, pek çok kişiyi şaşırtan bir karar oldu. Zira, ilerici ve popüler kimliğiyle tanınan Papa Francis’in yerine geçmesi beklenen isimler arasında Prevost’un adı pek geçmiyordu. 1981 yılında Aziz Augustinus Tarikatı’na katılan Prevost, eğitim hayatında da önemli başarılar elde etti. Philadelphia dışındaki Villanova Üniversitesi’nden lisans derecesi, Chicago’daki Katolik İlahiyat Birliği’nden ilahiyat yüksek lisansı ve kanun hukuku doktorasına sahip.

Leo XIV, selefi Papa Francis’in açtığı yolda ilerleyip ilerlemeyeceği merak konusu. Papa Francis, çığır açan, öncü bir Papa olarak tanınıyordu. İlerici duruşu, kapsayıcılığa verdiği önem ve dünyanın dört bir yanındaki insanlarla, farklı inançlardan ve geçmişlerden gelen herkesle kurduğu güçlü bağ, onu sadece dini çevrelerde değil, seküler dünyada da sevilen bir figür haline getirmişti. Papa Francis, modernleşme çabaları ve ötekileştirilmiş gruplara gösterdiği yakınlıkla, uzun yıllar boyunca Katolik dünyasının gündeminde kalmıştı.

Robert Francis Prevost’un geçmişi ise, onu bu önemli göreve hazırlayan çeşitli deneyimlerle dolu. Augustinus Tarikatı’nda meslektaş yetiştirme ve misyonerlik direktörlüğü görevlerinde bulundu. Ayrıca, Peru’da yıllarca kanun hukuku dersleri verdi. Bir cemaat papazı, piskoposluk yetkilisi, seminer öğretmeni ve vekil olarak da görev yaptı. 2013 yılına kadar Augustinus Tarikatı’nın başkanlığını iki dönem boyunca yürüttü.

2014 yılında Papa Francis, Prevost’u Peru’da idari görevlere atadı ve burada piskopos oldu. Ayrıca, 2023’e kadar Peru Piskoposlar Konferansı başkan yardımcılığı görevini üstlendi. Prevost’un Latin Amerika’daki bu deneyimi, onun dünya meselelerine farklı bir bakış açısıyla yaklaşmasına katkı sağlamış olabilir.

Papa Francis, Arjantin doğumlu olup, Amerika kıtasından seçilen ilk Papa ve aynı zamanda ilk Cizvit Papa olma özelliğini taşıyordu. Buenos Aires’te İtalya’dan göç eden bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Jorge Bergoglio, hayatı boyunca göçmenlere, mültecilere ve yoksullara karşı derin bir sempati besledi. Papa Francis’in bu hassasiyetleri, onun Papa olarak sergilediği tavırların ve aldığı kararların temelini oluşturdu.

Yeni Papa Leo XIV’ün selefinin izinden gidip gitmeyeceği, Katolik dünyasında merakla beklenen bir konu. Papa Francis’in yarattığı beklentiler, Leo XIV’ün omuzlarına büyük bir sorumluluk yüklüyor.

Ancak, Robert Prevost’un seçilmesi, Amerikan Katolik toplumu için de büyük bir anlam taşıyor. İlk kez bir Amerikalı Papa seçilmiş olması, Amerikan Katoliklerinin Vatikan’daki etkisinin artacağına dair bir işaret olarak yorumlanabilir. Prevost’un geçmişi, onun kilisenin içindeki farklı görüşleri uzlaştırma ve bir araya getirme konusunda yetenekli bir lider olabileceğini gösteriyor.

"Amerikalı bir Papa: İZLEYİN: Video, Robert Prevost’un Vatikan balkonunda Papa Leo XIV olarak tanıtıldığını gösteriyor" şeklindeki başlıklar, bu tarihi anın önemini vurguluyor.

Papa Francis, papalık makamının gösterişinden ve geleneksel ritüellerinden büyük ölçüde uzaklaşmış, mütevazı bir yaşam tarzı benimsemişti. Basit bir dairede yaşıyor, Fiat marka bir araba kullanıyor ve seleflerine göre daha alçakgönüllü ve ulaşılabilir bir imaj sergiliyordu. 2000 yıllık kiliseyi modernize etmek için çaba göstermiş ve daha önce kilise tarafından dışlanmış veya marjinalize edilmiş LGBTQ bireyleri ve boşanmış insanlar da dahil olmak üzere, toplumun her kesiminden insana ulaşmaya çalışmıştı.

Papa Francis’in bu yaklaşımı, bazı kesimler tarafından eleştirilse de, genel olarak olumlu karşılanmış ve Katolik Kilisesi’nin imajını önemli ölçüde değiştirmişti.

Bu, gelişmekte olan bir hikaye. Gelişmeler için takipte kalın. Bu haber, yeni Papa’nın seçilmesinin ardından yaşanan ilk gelişmeleri ve beklentileri aktarmayı amaçlamaktadır. Önümüzdeki günlerde, Papa Leo XIV’ün yapacağı açıklamalar ve atacağı adımlar, Katolik dünyasının geleceği açısından büyük önem taşıyacaktır.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular