Thursday, May 8, 2025
HomeSiyasetABD'den İran Petrolüne Yaptırım: Çin Rafinerisine Darbe

ABD’den İran Petrolüne Yaptırım: Çin Rafinerisine Darbe

ABD, İran, petrol, yaptırımlar, Çin, rafineri, liman, Donald Trump, nükleer silah, ekonomi, Scott Bessent, Hazine Bakanlığı, ambargo, enerji, ticaret, dış politika

ABD’den İran Petrolü Alımına İlişkin Yeni Yaptırımlar: Çinli Kuruluşlar Hedefte

WASHINGTON – ABD Hazine Bakanlığı, 8 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, İran’dan yüz milyonlarca dolar değerinde petrol satın alan veya bu petrolün teslimatına yardımcı olan bir Çinli rafineriyi ve üç liman terminali işletmecisini yaptırım listesine aldığını duyurdu. Bu hamle, dönemin Başkanı Donald Trump’ın İran petrolü satışlarını engelleme yönündeki daha geniş kapsamlı ekonomik baskı kampanyasının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Trump, İran’ın nükleer silah geliştirme çabalarına karşı ekonomik bir baskı aracı olarak bu yönde bir başkanlık kararnamesi imzalamıştı.

Hazine Bakanı Scott Bessent yaptığı açıklamada, "Amerika Birleşik Devletleri, rejimin istikrarsızlaştırıcı gündemini ilerletmek için gelir elde etmesini önlemek amacıyla İran’ın petrol tedarik zincirinin tüm unsurları üzerindeki baskıyı artırma konusunda kararlıdır" ifadelerini kullandı. Bakan Bessent, bu yaptırımların, İran’ın petrol gelirlerini kısıtlayarak, ülkenin bölgedeki zararlı faaliyetlerini finanse etme kabiliyetini zayıflatmayı amaçladığını vurguladı.

Yaptırım uygulanan Çinli rafineri ve liman işletmecilerinin isimleri açıklanırken, bu şirketlerin İran’dan büyük miktarlarda petrol satın aldıkları ve bu petrolün Çin’e taşınmasına aracılık ettikleri belirtildi. ABD Hazine Bakanlığı, bu şirketlerin, İran’ın petrol ihracatını sürdürmesine yardımcı olarak, ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını deldiğini iddia ediyor.

Yaptırımlar, bu şirketlerin ABD mali sistemiyle olan bağlantılarını kesmeyi ve ABD’li kişi ve kuruluşların bu şirketlerle iş yapmasını yasaklamayı içeriyor. Ayrıca, bu şirketlerin ABD’deki varlıkları dondurulacak ve bu şirketlerin yöneticileri ile hissedarlarına vize kısıtlamaları uygulanabilecek.

Bu yaptırımlar, ABD’nin İran’a yönelik ekonomik baskı kampanyasının son halkası olarak görülüyor. Trump yönetimi, 2018 yılında İran’la yapılan nükleer anlaşmadan çekilmiş ve İran’a yönelik daha önceki yaptırımları yeniden uygulamaya koymuştu. O dönemden bu yana, ABD, İran’ın petrol ihracatını ve diğer gelir kaynaklarını kısıtlamaya yönelik bir dizi yaptırım uygulamıştı.

Bu yeni yaptırımların, Çin ile ABD arasındaki gerginliği daha da artırabileceği değerlendiriliyor. Çin, İran’ın önemli bir ticaret ortağı ve İran’dan petrol ithal eden en büyük ülkelerden biri. Çin hükümeti, ABD’nin İran’a yönelik tek taraflı yaptırımlarını eleştirerek, bu yaptırımların uluslararası hukuka aykırı olduğunu savunuyor.

Analistler, bu yaptırımların İran ekonomisi üzerinde önemli bir etkisi olabileceğini belirtiyor. İran, petrol ihracatından elde ettiği gelirlerle, ekonomisini ayakta tutmaya ve sosyal programlarını finanse etmeye çalışıyor. Yaptırımlar, İran’ın petrol ihracatını kısıtlayarak, ülke ekonomisini daha da zayıflatabilir ve sosyal huzursuzluğa yol açabilir.

Bununla birlikte, bazı uzmanlar, bu yaptırımların İran’ın nükleer programını durdurmak veya bölgedeki davranışlarını değiştirmek konusunda ne kadar etkili olacağı konusunda şüpheler taşıyor. İran, yaptırımlara rağmen nükleer programını geliştirmeye devam ediyor ve bölgedeki müttefiklerine destek vermeyi sürdürüyor.

ABD’nin İran’a yönelik yaptırımları, uluslararası toplumda da farklı tepkilere neden oluyor. Avrupa Birliği, Rusya ve Çin gibi ülkeler, ABD’nin tek taraflı yaptırımlarını eleştirerek, İran’la yapılan nükleer anlaşmanın korunması gerektiğini savunuyor. Bu ülkeler, ABD’nin yaptırımlarının, İran’ı nükleer programını hızlandırmaya teşvik edebileceği ve bölgedeki istikrarı daha da bozabileceği konusunda uyarıyor.

Sonuç olarak, ABD’nin Çinli kuruluşlara yönelik yaptırımları, İran’a yönelik ekonomik baskı kampanyasının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Bu yaptırımların, İran ekonomisi üzerinde önemli bir etkisi olabileceği ve Çin ile ABD arasındaki gerginliği artırabileceği öngörülüyor. Ancak, yaptırımların İran’ın nükleer programını durdurmak veya bölgedeki davranışlarını değiştirmek konusunda ne kadar etkili olacağı ise belirsizliğini koruyor. Bu gelişmeler, uluslararası toplumun İran’a yönelik yaklaşımını ve bölgedeki güç dengelerini etkilemeye devam edecek.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular