ABD Sağlık Bakanlığı’ndan Çocuklarda Cinsiyet Disforisine İlişkin Kapsamlı Rapor: Tıbbi Müdahaleler Hakkında Ciddi Endişeler
ABD Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı (HHS), Perşembe günü çocuklarda ve gençlerde cinsiyet disforisi için en iyi uygulamalara ilişkin kapsamlı bir inceleme yayınladı. "Pediatrik Cinsiyet Disforisi Tedavisi: Kanıt ve En İyi Uygulamaların İncelenmesi" başlıklı rapor, Sağlık Bakan Yardımcısı Ofisi ve Nüfus İşleri Ofisi tarafından yayınlandı. HHS’den yapılan basın açıklamasına göre, kanıta dayalı tıp yaklaşımıyla hazırlanan bu inceleme, çocukları ve ergenleri kendi cinsiyetlerinden uzaklaştırmaya yönelik ergenlik engelleyiciler, karşı cinsiyet hormonları ve ameliyatlar gibi tıbbi müdahaleler hakkında ciddi endişeler ortaya koyuyor.
TRANS AMELİYATLARI AKIL SAĞLIĞI SORUNLARI VE İNTİHAR DÜŞÜNCELERİ RİSKİNİ ARTIRIYOR: ARAŞTIRMA
Bu tür "cinsiyet onaylayıcı" tedaviler, Dünya Transgender Sağlık Profesyonelleri Derneği (WPATH) tarafından öneriliyor. Rapor, cinsiyetle ilgili tedavilerle ilişkili risklerin kanıtlarını vurguluyor; bunlar arasında geri dönüşü olmayan kısırlık, cinsel işlev bozukluğu, azalmış kemik yoğunluğu, olumsuz bilişsel etkiler, kardiyovasküler hastalık, metabolik bozukluklar, psikiyatrik bozukluklar, cerrahi komplikasyonlar ve pişmanlık yer alıyor. Aynı zamanda, faydalarına dair "çok zayıf kanıt" bulunduğu belirtiliyor.
CİNSİYET DİSFORİSİ, ‘ARTAN KABUL’ ORTAMINDA GENÇ YETİŞKİNLER ARASINDA ARTIYOR
Yazarlar ayrıca, cinsiyet disforisi olan çocuklar ve gençler için tıbbi müdahalelerle ilgili etik sorunları da sorguladı. HHS, tıp etiğinin bu tartışmada merkezi bir rol oynaması gerektiğine inanıyor.
HHS’ye göre, incelemeye tıp doktorları, tıp etik uzmanları ve bir metodoloji uzmanından oluşan bir ekip katkıda bulundu. Katkıda bulunanlar geniş bir yelpazede siyasi görüşleri temsil ediyor ve bilimsel ilkelere bağlılıkları nedeniyle seçildi.
Ulusal Sağlık Enstitüsü (NIH) Direktörü Dr. Jay Bhattacharya basın açıklamasında, "Görevimiz milletimizin çocuklarını korumak, onları kanıtlanmamış ve geri dönüşü olmayan tıbbi müdahalelere maruz bırakmak değil. Aktivist gündemleri değil, bilimin altın standardını takip etmeliyiz" dedi. Rapor, önümüzdeki günlerde tam bir akran değerlendirmesinden geçecek.
Amerika Özgürlük Merkezi (CAL) CEO’su Mark Trammell, yeni HHS raporunun, cinsiyet disforisinden muzdarip çocukların "tıbbi olarak sakatlanmasının" yalnızca güvenilir bilimsel kanıtlarla desteklenmediğini, aynı zamanda ciddi, yaşam boyu sürecek riskler oluşturduğunu doğruladığını söyledi. "Amerika’nın diğer ulusların örneğini izlemesinin ve pediatrik cinsiyet geçişinin tehlikeli deneyini sona erdirmesinin zamanı geldi" diye devam etti. "Çocuklar şefkatli, kanıta dayalı bakımı hak ediyor ve ebeveynler de söz sahibi olmayı hak ediyor." Fox News Digital, yorum almak için WPATH ile iletişime geçti.
Raporun yayınlanması, özellikle çocuklarda ve ergenlerde cinsiyet disforisi tedavisiyle ilgili yoğun bir tartışmanın ortasında gerçekleşti. Cinsiyet onaylayıcı bakımın savunucuları, bu tür tedavilerin trans bireylerin ruh sağlığı ve genel refahı için gerekli olduğunu savunurken, eleştirmenler ise bu tedavilerin uzun vadeli sonuçları hakkında endişelerini dile getiriyorlar ve özellikle çocukların geri dönüşü olmayan tıbbi müdahalelere maruz kalmasının etik olup olmadığını sorguluyorlar.
HHS raporu, bu tartışmaya yeni bir boyut getiriyor ve politika yapıcılar, sağlık profesyonelleri ve aileler arasında daha fazla tartışmayı tetikleyebilir. Raporun bulguları, mevcut tedavi protokollerinin gözden geçirilmesine ve cinsiyet disforisi olan çocuklar ve ergenler için daha kapsamlı ve kanıta dayalı bakım yaklaşımlarının geliştirilmesine yol açabilir.
Raporun Temel Bulguları:
- Tıbbi müdahalelerle ilişkili riskler: Rapor, ergenlik engelleyiciler, karşı cinsiyet hormonları ve ameliyatlar gibi tıbbi müdahalelerle ilişkili potansiyel risklere dair kanıtlar sunuyor. Bu riskler arasında geri dönüşü olmayan kısırlık, cinsel işlev bozukluğu, azalmış kemik yoğunluğu, olumsuz bilişsel etkiler, kardiyovasküler hastalık, metabolik bozukluklar, psikiyatrik bozukluklar, cerrahi komplikasyonlar ve pişmanlık yer alıyor.
- Faydalarına dair zayıf kanıt: Rapor, bu tıbbi müdahalelerin faydalarına dair kanıtların "çok zayıf" olduğunu belirtiyor. Bu, bu tedavilerin etkinliği ve uzun vadeli sonuçları hakkında soru işaretleri yaratıyor.
- Etik kaygılar: Rapor, cinsiyet disforisi olan çocuklar ve gençler için tıbbi müdahalelerle ilgili etik sorunları sorguluyor. Özellikle, çocukların geri dönüşü olmayan tıbbi müdahalelere maruz kalmasının uygun olup olmadığı ve bu kararlarda ebeveynlerin rolü hakkında endişeler dile getiriliyor.
- Kanıta dayalı tıp yaklaşımı: Rapor, kanıta dayalı tıp yaklaşımını kullanarak mevcut kanıtları sistematik olarak değerlendiriyor. Bu, bulguların bilimsel bir temel üzerine kurulduğunu ve önyargılardan arındırılmış olduğunu gösteriyor.
Raporun Muhtemel Etkileri:
- Politika değişiklikleri: Rapor, cinsiyet disforisi olan çocuklar ve ergenler için tedavi protokollerini etkileyebilir. Politika yapıcılar, raporun bulgularını dikkate alarak, tıbbi müdahalelere erişimi kısıtlayabilir veya daha katı düzenlemeler getirebilir.
- Sağlık hizmeti uygulamaları: Rapor, sağlık profesyonellerinin cinsiyet disforisi olan çocuklar ve ergenlere yaklaşımını etkileyebilir. Doktorlar, raporun bulgularını dikkate alarak, tıbbi müdahaleleri daha dikkatli bir şekilde değerlendirebilir ve daha kapsamlı psikolojik destek ve danışmanlık hizmetleri sunabilir.
- Kamuoyu tartışması: Rapor, cinsiyet disforisi ve cinsiyet onaylayıcı bakım hakkında kamuoyu tartışmasını yoğunlaştırabilir. Raporun bulguları, bu konuda farklı görüşlere sahip olanlar arasında daha fazla diyalog ve anlayışa yol açabilir.
- Araştırma: Rapor, cinsiyet disforisi ve cinsiyet onaylayıcı bakım hakkında daha fazla araştırma yapılmasına teşvik edebilir. Özellikle, tıbbi müdahalelerin uzun vadeli sonuçları, psikolojik destek ve danışmanlığın etkinliği ve farklı tedavi yaklaşımlarının karşılaştırılması gibi alanlarda daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
HHS raporu, çocuklarda ve ergenlerde cinsiyet disforisi tedavisiyle ilgili önemli bir tartışma noktası oluşturuyor. Raporun bulguları, politika yapıcılar, sağlık profesyonelleri ve aileler için önemli çıkarımlar sunuyor ve bu konuda daha fazla diyalog ve araştırmaya yol açabilir. Raporun uzun vadeli etkileri henüz belirsiz olsa da, cinsiyet disforisi olan çocuklar ve ergenlere yönelik bakımın geleceğini şekillendirmede önemli bir rol oynayacağı açıktır.