ABD, Trump’ın Ortadoğu Ziyareti Öncesinde BAE’ye 1.4 Milyar Dolarlık Silah Satışını Onayladı
ABD Dışişleri Bakanlığı, Başkan Donald Trump’ın Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yapacağı ziyaretten hemen önce, bu ülkeye 1.4 milyar doların üzerinde helikopter ve F-16 savaş uçağı parçası satışını onayladığını duyurdu. Dışişleri Bakanlığı’nın Pazartesi günü yaptığı açıklamaya göre, önerilen satış, 1.32 milyar dolarlık CH-47 F Chinook helikopterlerini ve 130 milyon dolarlık F-16 parçalarını içeriyor.
Ajans, önerilen satışı Kongre’ye bildirdi. Ancak bazı Demokratlar, böyle bir satışa yeşil ışık yakmak konusunda tereddütlü olabileceklerinin sinyallerini daha önce vermişlerdi. Bu durum, Trump’ın Ortadoğu’ya yapacağı dört günlük gezisinin son durağı için bu hafta sonlarında BAE’yi ziyaret etmesi beklenirken ortaya çıktı. Trump, ikinci döneminin ilk büyük uluslararası gezisinde Suudi Arabistan ve Katar’ı da ziyaret ediyor.
Temsilciler Meclisi Üyesi Demokrat’tan Trump’a Katar Uçağı Hediyesi İçin Derhal Etik Soruşturması Çağrısı
BAE, önümüzdeki on yıl içinde ABD’ye yarı iletkenler, üretim, enerji ve yapay zekaya odaklanması beklenen 1.4 trilyon dolarlık yatırım yapmayı zaten taahhüt etti.
Silah transferleri ve savunma ticareti, Pentagon’un Savunma Güvenlik İşbirliği Ajansı ve Dışişleri Bakanlığı tarafından denetleniyor. Dışişleri Bakanlığı, diğer ülkelerin istediği anlaşmaları öncelikle bunların ABD hükümetinin hedeflerini karşıladığından emin olmak için inceliyor. Onaylanırsa, ajans satışı Kongre’ye bildiriyor. Federal milletvekilleri önerilen bir satışı reddedebilir, ancak reddetmemeyi seçerlerse, ABD hükümeti müzakerelere başlıyor.
Connecticut Demokrat Senatörü Chris Murphy, Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasından önce Pazartesi günü, Trump’la doğrudan kişisel iş yapan bir ülkeye herhangi bir silah satışını engelleyeceğini söyledi. Murphy, BAE destekli bir yatırım şirketinin Trump’ın kripto girişimine 2 milyar dolar yatırması ve ABD başkanının yönetiminin Katar’ın lüks bir Boeing 747-8 jumbo jetini Air Force One olarak hizmet etmesi için hediye olarak kabul etmesini gerekçe gösterdi.
Murphy, X’te "Tam bir Senato tartışması ve oylaması yapmalıyız. BAE’nin Trump kriptosuna yatırımı ve Katar’ın bir uçağı hediye etmesi, nükleer derecede rüşvettir. Dış politikamızın kabul edilemez bir şekilde yozlaşmasıdır. Normalde silah satışları oylama olmadan ilerler. Ancak herhangi bir Senatör itiraz edebilir ve tam bir tartışma ve Senato oylaması talep edebilir. Trump’a kişisel olarak ödeme yapan bir ülke ile herhangi bir askeri anlaşma için bunu yapacağım. Bunun normal dış politika gibi davranamayız" diye yazdı.
Ocak ayında, Maryland Demokrat Senatörü Chris Van Hollen ve Kaliforniya Demokrat Temsilcisi Sara Jacobs, ABD’nin savaş suçları ve etnik temizlikle suçladığı Sudan’daki Hızlı Destek Güçleri’ne silah sağladığı gerekçesiyle BAE’ye 1.2 milyar dolarlık silah satışına karşı çıkmıştı.
Trump, Sorunlu Boeing Yeni Air Force One Filosunu Teslim Edemeyince Katar Jumbo Jet Teklifini Savundu
Kongre daha önce Trump’ı Körfez ülkelerine silah satışlarını tamamlamaktan alıkoymaya çalışmıştı. Buna, Suudi koalisyonunun sivil ölümlerin çoğundan sorumlu olmakla suçlanması nedeniyle, milletvekillerinin Yemen’deki savaşta sivil kayıplarla ilgili endişeler nedeniyle Suudi Arabistan ve BAE ile yapılan anlaşmalara kısıtlamalar getirdiği ilk döneminde 2019 da dahildir.
Ancak Trump, acil durum olarak kabul edilen durumlarda satışların bir inceleme süresi olmaksızın derhal gerçekleşmesine olanak tanıyan bir hükmü yürürlüğe koydu.
Bu son silah satışı teklifi, özellikle BAE’nin bölgesel rolü ve insan hakları sicili göz önüne alındığında, Amerikan dış politikasında önemli bir tartışma konusunu vurguluyor. Demokratların eleştirileri, Trump’ın özel çıkarlarının dış politikayı etkileyebileceğine dair endişeleri yansıtıyor. Ayrıca, silah satışlarının bölgedeki çatışmaları körükleme potansiyeli ve insan hakları ihlallerinde kullanılan silahların rolü hakkında önemli sorular gündeme getiriyor.
Kongre’nin potansiyel muhalefeti, ABD’nin Ortadoğu’ya silah ihracatıyla ilgili devam eden tartışmayı vurguluyor. Kongre’nin silah satışlarını engelleme veya değiştirmesi, ABD’nin bölgedeki ortaklarıyla olan ilişkilerini etkileyebilir ve ABD’nin bölgesel istikrar ve insan hakları konusundaki duruşu hakkında mesajlar gönderebilir.
Bu durum, ABD’nin Ortadoğu’daki karmaşık ve çok katmanlı dış politikasını gözler önüne seriyor. Silah satışları, sadece ticari anlaşmalar olmanın ötesinde, stratejik ortaklıkların, bölgesel güvenlik dengelerinin ve insan hakları endişelerinin iç içe geçtiği bir alanı temsil ediyor.
Bu son gelişme, ABD’nin Ortadoğu’daki rolünün geleceği ve silah satışlarının bölgedeki etkileri hakkında daha geniş bir tartışmayı tetikleyebilir. Kongre’nin vereceği karar, sadece BAE ile olan ilişkileri değil, aynı zamanda ABD’nin diğer bölgesel aktörlerle olan ilişkilerini de şekillendirebilir. Ayrıca, bu olay, gelecekteki silah satışları için emsal teşkil edebilir ve ABD’nin dış politika önceliklerinin nasıl belirlendiği konusunda önemli bir mesaj verebilir.
Sonuç olarak, bu silah satışı, ABD dış politikasının karmaşıklığını ve zorluklarını vurgulayan önemli bir dönüm noktasıdır. Kongre’nin tepkisi, ABD’nin bölgesel güvenlik, insan hakları ve etik dış politika davranışları konusundaki gelecekteki yaklaşımını şekillendirmede kritik bir rol oynayacaktır.