Wednesday, May 7, 2025
HomeSiyasetABD'den Almanya'ya AfD Tepkisi: "Gizli Tiranlık!"

ABD’den Almanya’ya AfD Tepkisi: “Gizli Tiranlık!”

Marco Rubio, AfD, Almanya, aşırı sağ, siyaset, iç istihbarat, muhalefet, demokrasi, tiranlık, Friedrich Merz, seçimler, göç politikaları, JD Vance, ifade özgürlüğü, Alice Weidel

ABD’li Senatör Marco Rubio’dan Almanya’ya AfD Eleştirisi: "Gizli Bir Tiranlık"

Amerikalı senatör Marco Rubio, Almanya iç istihbarat servisinin Almanya için Alternatif (AfD) partisini "aşırı sağcı" olarak sınıflandırmasının ardından Cuma günü Almanya’yı "gizli bir tiranlık" olarak nitelendirdi. Rubio, X sosyal medya platformunda yaptığı açıklamada, "Almanya, istihbarat teşkilatına muhalefeti gözetleme konusunda yeni yetkiler verdi. Bu demokrasi değil, gizli bir tiranlık" ifadelerini kullanarak Alman yetkilileri "geri adım atmaya" çağırdı.

Almanya Anayasayı Koruma Dairesi (BfV), Cuma günü yaptığı açıklamada, AfD’nin ideolojisinin "Almanya’daki tüm insan gruplarını değersizleştirdiğini ve insan onuruna zarar verdiğini" belirterek, bunun ülkenin "demokratik düzeniyle bağdaşmadığını" savundu. Bu karar, Friedrich Merz’in şansölye olarak göreve başlamasına günler kala partinin olası yasaklanması tartışmasını yeniden alevlendirdi.

2013 yılında kurulan AfD, 23 Şubat’taki parlamento seçimlerinde tarihi bir atılım yaparak, bir önceki seçimin iki katından fazla bir oranla %20’nin üzerinde oy alarak muhafazakarların ardından ikinci sırada yer aldı. Rubio, "Asıl aşırılıkçı olan, son seçimlerde ikinci olan popüler AfD değil, AfD’nin karşı çıktığı mevcut düzenin açık sınır politikalarıdır" şeklinde konuştu.

Bu, Trump yönetiminin Alman siyasetine ilk müdahalesi değil ve Berlin’de büyük rahatsızlık yaratıyor. ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Şubat ortasında Münih’te yaptığı bir konuşmada, Avrupa’da, özellikle de Almanya’da ifade özgürlüğünün "gerilediğini" iddia ederek Almanları ve genel olarak Avrupalıları şaşkına çevirmişti. O dönemde AfD’ye yönelik dışlanmayı kınayan Vance, bu partinin etrafındaki "sağlık kordonunun" kaldırılması çağrısında bulunmuş ve AfD lideri Alice Weidel ile görüşmüştü.

Rubio’nun açıklamaları, Almanya ile ABD arasında uzun süredir devam eden gerilimleri daha da artırabilir. Özellikle Trump yönetimi döneminde iki ülke arasındaki ilişkilerde önemli ölçüde bozulmalar yaşanmıştı. ABD’nin tek taraflı politikaları, ticaret savaşları ve iklim değişikliği gibi konulardaki anlaşmazlıklar, iki ülke arasındaki güveni sarsmıştı.

AfD’nin Almanya’daki yükselişi, Avrupa’da genel olarak aşırı sağcı partilerin güçlenmesiyle paralel bir seyir izliyor. Göçmen karşıtı söylemleri, İslamofobik tutumları ve milliyetçi politikalarıyla AfD, özellikle ekonomik sıkıntılar çeken ve küreselleşmenin olumsuz etkilerini hisseden kesimler arasında destek buluyor.

Almanya’daki diğer siyasi partiler, AfD’yi sert bir şekilde eleştiriyor ve partinin anayasal düzeni tehdit ettiğini savunuyor. Ancak, AfD’nin oy oranlarının yükselmesi, geleneksel partilerin bu eleştirilerinin etkisiz kaldığını gösteriyor. AfD’nin yasaklanması, Almanya’da büyük bir tartışma konusu. Bazı hukukçular, partinin yasaklanmasının ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu savunurken, diğerleri ise demokrasinin kendini savunması gerektiğini ve AfD’nin anayasal düzeni tehdit ettiğini belirtiyor.

Almanya Anayasayı Koruma Dairesi’nin AfD’yi "aşırı sağcı" olarak sınıflandırması, partiye yönelik baskıyı artırabilir. Ancak, bu durum aynı zamanda AfD’nin destekçilerini daha da radikalleştirebilir ve partinin daha da güçlenmesine yol açabilir.

Rubio’nun "gizli bir tiranlık" ifadesi, Almanya’daki siyasi elitler tarafından sert bir şekilde eleştirildi. Alman yetkililer, Rubio’nun açıklamalarının yersiz ve yanıltıcı olduğunu belirterek, Almanya’nın demokratik değerlere bağlı olduğunu ve ifade özgürlüğünü koruduğunu vurguladı.

AfD’nin geleceği, Almanya ve Avrupa siyasetinde önemli bir rol oynayacak. Partinin yasaklanıp yasaklanmayacağı, Avrupa’daki diğer aşırı sağcı partilerin de seyrini etkileyebilir. Ayrıca, AfD’nin başarısı veya başarısızlığı, Almanya’nın göç politikaları, Avrupa Birliği’ne bakışı ve genel olarak Avrupa’nın geleceği üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir.

Sonuç olarak, Marco Rubio’nun Almanya’ya yönelik eleştirileri, iki ülke arasındaki ilişkileri daha da karmaşık hale getirebilir. AfD’nin yükselişi ve Avrupa’daki aşırı sağcı partilerin güçlenmesi, Avrupa siyasetinde önemli bir dönüm noktası olabilir. Almanya’nın ve Avrupa’nın bu zorlu süreçte nasıl bir yol izleyeceği, önümüzdeki yıllarda yakından takip edilmesi gereken bir konu.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular