ABD’de Filistin Asıllı Amerikan Çocuk Cinayetinde Karar: Nefret Suçu İşleyen Sanık Suçlu Bulundu
Amerika Birleşik Devletleri’nde bir jüri, 28 Şubat Cuma günü, 6 yaşındaki Filistin asıllı Amerikan vatandaşı bir çocuğun ölümüne neden olan cinayetten yargılanan sanığı suçlu buldu. Bu üzücü olay, İsrail ile Hamas arasındaki çatışmanın başlamasından kısa bir süre sonra, 2023 yılının Ekim ayında yaşanmıştı. Illinois eyaletindeki Wills County Mahkemesi, 73 yaşındaki Joseph Czuba’yı tasarlayarak adam öldürme ve nefret suçu işleme gibi ağır suçlardan suçlu buldu.
Amerikan-Arap Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu (ADC), bu kararın "Wadea Al-Fayoumi’nin ailesi için kısmi bir adalet sağladığını ve nefretle körüklenen şiddetin burada yeri olmadığı mesajını net bir şekilde verdiğini" belirten bir açıklama yayınladı. Komisyon, "6 yaşındaki bir çocuğun tehlikeli Filistin karşıtı söylemler yüzünden hayatını kaybettiğini asla kabul etmeyeceğiz ve unutmayacağız" ifadelerini de ekledi.
Azınlıklara yönelik şiddet vakalarıyla yakından ilgilenen avukat Ben Crump’ın da aralarında bulunduğu ailenin avukatları, bir açıklama yaparak kararı memnuniyetle karşıladı ve "bu akıl almaz eyleme yol açan yükselen nefret dalgasına karşı mücadeleye devam etme" çağrısında bulundu.
Joseph Czuba’nın cezası, müebbet hapis cezası alabileceği 2 Mayıs’ta açıklanacak. Czuba, olay tarihinde 32 yaşında olan kiracısı Hanan Shaheen’i yaralamak ve oğlu Wadea Al-Fayoumi’yi, 14 Ekim 2023’te Chicago yakınlarındaki bir hastanede ölümüne sebep olmakla suçlanıyordu. Cinayetten bu yana tutuklu bulunan Joseph Czuba, yöneltilen sekiz suçlamayı da kabul etmemişti.
Polis yetkilileri, iki kurbanın "şüpheli tarafından Müslüman oldukları ve Orta Doğu’da Hamas ve İsrailliler arasındaki devam eden çatışma nedeniyle hedef alındığını" açıklamıştı. Küçük Wadea’nın vücudunda 26 bıçak darbesi tespit edilmişti. Otopsi sırasında, çocuğun karnından 15 santimetre uzunluğunda tırtıklı bir askeri bıçak çıkarıldı.
ABD Başkanı Joe Biden, 15 Ekim 2023’te yaptığı açıklamada, bu olayı "iğrenç bir nefret eylemi" olarak nitelendirerek, "bunun Amerika’da yeri olmadığını" vurgulamıştı.
Bu korkunç olay, Amerika Birleşik Devletleri’nde yükselen İslamofobi ve Filistin karşıtlığına dair endişeleri yeniden gündeme getirmiştir. İsrail-Hamas çatışmasının küresel yankıları, özellikle Müslüman ve Arap toplulukları üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bu tür nefret suçlarının artması, toplumda ayrışmayı ve güvensizliği derinleştirmektedir.
Jüri kararının ardından yapılan açıklamalar, adaletin yerini bulduğuna dair bir umut ışığı olsa da, nefretin ve ayrımcılığın kökünü kazımak için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğinin altını çizmektedir. Eğitim, farkındalık yaratma ve hoşgörüyü teşvik etme gibi adımlar, bu tür trajedilerin önüne geçmek için kritik öneme sahiptir.
Ben Crump gibi insan hakları savunucularının aktif rolü, bu tür davaların takip edilmesinde ve adaletin sağlanmasında önemli bir rol oynamaktadır. Toplumun tüm kesimlerinin, nefret söylemlerine karşı durması ve ayrımcılığa karşı mücadele etmesi, daha adil ve kapsayıcı bir toplumun inşası için elzemdir.
Wadea Al-Fayoumi’nin acımasızca katledilmesi, masum bir çocuğun hayatının nefret yüzünden nasıl söndüğünü gösteren trajik bir örnektir. Bu olay, tüm dünyada yankı uyandırmış ve nefret suçlarının insanlık dışı sonuçlarına dikkat çekmiştir.
Bu kararın ardından, Wadea’nın ailesine destek olmak ve benzer olayların yaşanmasını engellemek için toplumun bir araya gelmesi ve nefretle mücadele etmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, nefret söylemleri ve ayrımcılık sadece bireyleri değil, tüm toplumu derinden etkileyen ve geleceği tehdit eden unsurlardır. Bu nedenle, her bir bireyin sorumluluk alması ve nefretin panzehiri olan sevgi, saygı ve hoşgörüyü yayması büyük önem taşımaktadır.
