ABD Yüksek Mahkemesi Yargıcı Ketanji Brown Jackson’dan Donald Trump’a Sert Eleştiri
WASHINGTON, 1 Mayıs (Reuters) – ABD Yüksek Mahkemesi Yargıcı Ketanji Brown Jackson, Perşembe günü yaptığı açıklamada, eski Başkan Donald Trump ve Cumhuriyetçi müttefiklerinin yargıçlara yönelik saldırılarının "rastgele olmadığını" ve "yargıyı sindirmeye yönelik" göründüğünü söyledi. Jackson’ın bu sert eleştirisi, Trump döneminde yürütme ve yargı arasındaki gerilimin giderek arttığı bir dönemde geldi.
Jackson’ın yorumları, Trump’ın yargıya yönelik eleştirilerinin sadece siyasi bir taktikten öte, yargının bağımsızlığına ve hukuk devletine yönelik ciddi bir tehdit oluşturduğuna dair endişeleri yansıtıyor. Trump’ın yargıçlara yönelik saldırıları, sık sık sosyal medya üzerinden ve mitinglerde yaptığı sert açıklamalarla kendini gösteriyordu. Bu saldırılar, genellikle Trump’ın politikalarına karşı çıkan veya aleyhine kararlar veren yargıçları hedef alıyordu.
ABD Baş Yargıcı John Roberts’ın Mart ayında Trump’ı bir federal yargıcın görevden alınmasını istemesi üzerine azarlaması, ülkenin yürütme organı ile yargı arasındaki gerilimleri gözler önüne sermişti. Trump’ın geniş kapsamlı güç iddiaları yargısal engellerle karşılaştıkça, bu gerilim daha da belirgin hale geldi. Roberts’ın bu azarlaması, yargının bağımsızlığını koruma konusundaki kararlılığını gösteren önemli bir işaret olarak değerlendirilmişti.
Puerto Rico’daki bir yargıçlar konferansında konuşan Jackson, "Saldırılar rastgele değil. Eleştirileri, bu kritik kapasitede görev yapan bizleri sindirmeye yönelik görünüyor" dedi. Jackson’ın bu sözleri, yargıçların üzerindeki baskıyı ve bu baskının yargı sisteminin işleyişi üzerindeki potansiyel etkilerini vurguluyordu.
Haberin devamında, federal yargıçların Trump yönetiminin dış yardım, federal harcamalar ve hükümet çalışanlarının işten çıkarılması konularında mahkeme emirlerine uymadığını söyledikleri belirtildi. Yönetim, yargıçların kararlarına uymadığı iddialarını reddetmiş, ancak eylemlerini engelleyen kararları ve yargıçları eleştirmişti. Trump yönetimi, bu kararların kendi politikalarını engellemeye yönelik siyasi motivasyonlu kararlar olduğunu iddia ediyordu.
Jackson, "Tehditler ve tacizler, demokrasimize, hükümet sistemimize yönelik saldırılardır. Ve sonuçta Anayasamızı ve hukuk devletini baltalama riski taşıyor" şeklinde konuştu. Jackson’ın bu ifadeleri, yargıya yönelik saldırıların sadece yargıçları değil, aynı zamanda tüm demokratik sistemi hedef aldığına işaret ediyordu.
Eski Demokrat Başkan Joe Biden tarafından atanan Jackson, Trump’ın adını anmadı, ancak "odadaki fil"den bahsetti. Bu ifade, herkesin farkında olduğu ancak dile getirmekten çekindiği gerçeğe atıfta bulunuyordu.
Politico ve New York Times’ın haberlerinde Jackson’ın yorumlarına yer verildi. Politico, yorumlarının ayakta alkışlandığını belirtti. Jackson’ın konuşması, yargı camiasında büyük yankı uyandırmış ve yargıçların Trump’ın eleştirilerine karşı duyduğu rahatsızlığı ortaya koymuştu.
Trump yönetimi altındaki mücadeleci atmosfer, bazı hukuk uzmanları arasında potansiyel bir anayasal kriz endişesi yarattı. Trump’ın yargıya yönelik eleştirileri, yürütme ve yargı arasındaki dengeyi bozma potansiyeli taşıdığı için endişe verici bulunuyordu.
Yüksek Mahkeme’nin 6-3 muhafazakar çoğunluğa sahip olması da bu endişeleri artırıyordu. Mahkemenin muhafazakar çoğunluğu, Trump’ın atadığı yargıçlardan oluşuyordu ve bu durum, mahkemenin gelecekteki kararlarının Trump’ın politikalarıyla uyumlu olabileceği endişesini beraberinde getiriyordu.
Jackson’ın yorumları, yargının bağımsızlığının korunmasının demokrasinin temel bir unsuru olduğunu ve yargıçların sindirilmeye çalışılmasının hukuk devletini tehdit ettiğini vurguluyor. Bu açıklamalar, Trump’ın yargıya yönelik saldırılarının sadece siyasi bir tartışma olmadığını, aynı zamanda anayasal bir kriz potansiyeli taşıdığını da gösteriyor.
Yargıç Jackson’ın sert eleştirisi, Trump’ın yargıya yönelik tutumunun yarattığı endişeleri daha da belirgin hale getirirken, yargının bağımsızlığını savunma ve hukuk devletini koruma çağrısı olarak da değerlendirilebilir. Bu durum, ABD’deki siyasi ve hukuki tartışmaların önümüzdeki dönemde daha da yoğunlaşacağına işaret ediyor.