Yüksek Mahkeme Başkanı Roberts’tan Yargı Bağımsızlığı Vurgusu
Yüksek Mahkeme Başkanı John Roberts, Çarşamba günü yaptığı kamuoyu açıklamasında, bağımsız bir yargının önemini vurgulayarak, Başkan Donald Trump ve müttefiklerinin eleştirileri altındaki mahkemelerin savunmasını güçlendirdi. Trump ve müttefikleri, sözde "aktivist yargıçları" yetkilerini aşmakla suçlamışlardı.
Buffalo, New York’ta düzenlenen bir söyleşi etkinliğinde yargı bağımsızlığı hakkında sorulan bir soruya Roberts, federal mahkemelerin rolünün "davaları karara bağlamak olduğunu, ancak bunun sırasında Kongre’nin veya yürütmenin aşırılıklarını kontrol etmek olduğunu" kesin bir dille yanıtladı. Bu rolün "bir dereceye kadar bağımsızlık gerektirdiğini" ekledi.
Roberts’ın açıklamaları yeni değil. Ancak, Trump ve müttefiklerinin, başkanın gündeminin kilit bölümlerini durduran veya askıya alan federal yargıçlara karşı öfke kustuğu bir dönemde geldi. (Eleştirdikleri kararların bazıları, Trump tarafından ilk döneminde atanan yargıçlardan gelmişti.)
Yüksek Mahkeme’nin önümüzdeki aylarda Trump yönetimi tarafından açılan bir dizi yüksek profilli davayı ve acil temyiz başvurusunu görüşmesi planlanıyor. Bu davalar, yüksek mahkemeyi öngörülebilir gelecekte gündemde tutacak gibi görünüyor.
Bunlar arasında, Trump’ın transseksüel askerlerin ABD ordusunda görev yapmasını yasaklayan, kovulan federal çalışanları işlerine iade eden ve ebeveynleri yasadışı yollarla ABD’ye giren ve burada doğan çocuklara vatandaşlık verilip verilmemesiyle ilgili bir dava yer alıyor. Bu son dava için sözlü tartışmalar önümüzdeki hafta başlayacak.
TRUMP YANLISI GRUP, YARGIÇ JOHN ROBERTS’A DAVA AÇTI
Roberts’ın ABD Bölge Yargıcı Lawrence Vilardo ile konuşmasından sadece saatler önce, Washington, D.C.’deki federal mahkemede yüksek riskli bir duruşma gerçekleşti.
Orada, ABD Bölge Yargıcı James Boasberg, Adalet Bakanlığı avukatlarını, bu yılın başlarında yüzlerce göçmeni El Salvador’a sınır dışı etmek için Yabancı Düşmanlar Yasası’nı kullanmaları konusunda bir saatten fazla sorguya çekti.
Boasberg’in 15 Mart’ta Trump’ın bu yasayı kullanarak göçmenleri bir El Salvador hapishanesine göndermesini geçici olarak engelleyen kararı, Beyaz Saray’dan ve Kongre’den tepki çekti. Kongre’deki bazı Trump müttefikleri daha önce azil çağrıları yapmıştı.
Roberts, o sırada Boasberg’i veya herhangi bir federal yargıcı azletme çağrılarını reddeden nadir bir kamuoyu açıklaması yapmıştı ve Çarşamba günü yaptığı açıklamalarda bunu tekrarladı. Roberts, "Azil, bir karara katılmadığınızı göstermenin yolu değildir" dedi ve bu konuda daha önceki açıklamasında zaten konuştuğunu ekledi.
Roberts, Trump’ın Boasberg’i azletme fikrini ortaya atmasından kısa süre sonra gönderdiği açıklamada, "iki yüzyılı aşkın bir süredir, azlin bir yargı kararına ilişkin anlaşmazlığa uygun bir yanıt olmadığı kabul edilmiştir" dedi. "Normal temyiz inceleme süreci bu amaçla vardır" dedi.
Yargı Bağımsızlığı: Bir Demokrasi Görevi
Yargı bağımsızlığı, bir demokrasinin temel taşlarından biridir. Bağımsız bir yargı, hukukun üstünlüğünü korur, hükümetin aşırılıklarını denetler ve bireysel hakları güvence altına alır. Yargı bağımsızlığı olmadan, hükümet yetkilileri eylemlerinden sorumlu tutulamaz ve bireyler, keyfi ve haksız uygulamalara karşı savunmasız kalır.
Roberts’ın açıklamaları, yargı bağımsızlığının önemini vurgulamakla kalmayıp, aynı zamanda mahkemelere yönelik artan siyasi baskıya da bir yanıt niteliğindedir. Son yıllarda, özellikle de Trump yönetimi döneminde, yargı, siyasi aktörler tarafından giderek daha fazla hedef alınmıştır. Yargıçlar, kararları nedeniyle eleştirilmiş, hatta azil tehditleriyle karşı karşıya kalmışlardır. Bu tür saldırılar, yargı bağımsızlığını zayıflatma ve mahkemelerin meşruiyetini sarsma potansiyeli taşımaktadır.
Roberts’ın açıklamaları, yargıçların siyasi baskılara boyun eğmeden, hukukun üstünlüğünü koruma görevlerini yerine getirmeleri gerektiği mesajını vermektedir. Yargıçlar, siyasi görüşleri ne olursa olsun, yasaları tarafsız bir şekilde uygulamalı ve her türlü dış etkiden bağımsız olarak karar vermelidir.
Türkiye’de Yargı Bağımsızlığı
Yargı bağımsızlığı, Türkiye için de hayati öneme sahiptir. Türkiye’de son yıllarda yargı bağımsızlığı konusunda ciddi endişeler yaşanmaktadır. Yargıçların atanması ve terfisinde siyasi etkilerin rolü, yargının tarafsızlığına gölge düşürmektedir. Ayrıca, yargıçlara yönelik siyasi baskılar ve tehditler, yargı bağımsızlığını zayıflatmaktadır.
Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde, yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Yargıçların atanması ve terfisi süreçleri şeffaf ve liyakat esaslı olmalı, yargıçlar üzerindeki siyasi baskılar sona ermelidir. Yargı bağımsızlığının sağlanması, hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi ve bireysel hakların korunması için elzemdir.
Sonuç
Yüksek Mahkeme Başkanı John Roberts’ın yargı bağımsızlığı vurgusu, demokrasinin temel ilkelerinin korunması açısından büyük önem taşımaktadır. Yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğünü güvence altına alır, hükümetin aşırılıklarını denetler ve bireysel hakları korur. Bu nedenle, yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi ve korunması, her demokrasinin öncelikli hedeflerinden biri olmalıdır.