ABD Yüksek Mahkemesi, çoğunlukla muhafazakar üyelerden oluşması sebebiyle tartışmalı bir karar alarak, Trump yönetiminin trans bireyleri ordudan dışlama yönündeki kararını geçici olarak onayladı. Mahkemenin altı üyesi, üç ilerici yargıcın karşı çıkmasına rağmen, alt mahkemenin başkanlık kararnamesini askıya alma kararını, temyiz mahkemesi konuyu esastan inceleyene kadar kaldırdı.
Washington eyaletinde ve başkentte bulunan iki federal yargıç, trans bireyleri silahlı kuvvetlerden men eden başkanlık kararnamesini askıya almıştı. Ancak Trump yönetimi bu kararlara itiraz etmiş ve ardından Yüksek Mahkeme’ye başvurmuştu. Donald Trump, Ocak ayının sonlarında, "Dünyanın en ölümcül savaş gücüne sahip olduğumuzdan emin olmak için ordumuzu transseksüel ideolojisinden arındıracağız" şeklinde bir açıklama yapmış ve ardından bu yönde bir kararname imzalamıştı. Kararnamede, "Bir bireyin cinsiyetinden farklı, yanlış bir ‘cinsiyet kimliği’ ifade etmek, askeri hizmet için gerekli olan katı standartları karşılayamaz" ifadeleri yer alıyordu.
Bunun üzerine, askerlik yapan veya yapmak isteyen bir grup trans birey, bu kararı mahkemeye taşıdı. Savunma Bakanlığı, bu metin doğrultusunda, trans bireylerin silahlı kuvvetlere alımını durdurmanın yanı sıra, halihazırda orduda görev yapanların da özel bir muafiyetleri yoksa ihraç edileceğini Şubat ayında duyurdu.
Donald Trump, ilk görev döneminde (2017-2021) de trans bireyleri hedef almış ve hormon tedavisi gören veya cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirmiş kişilerin orduya alınmasını engellemişti. Onun yerine geçen Demokrat Joe Biden ise bu kararı geri almış ve "ABD silahlı kuvvetlerinde görev yapmaya uygun olan tüm Amerikalıların bunu yapabilmesi gerektiğini" vurgulayarak, yeniden kayıtlarına izin vermişti. Tahminlere göre, Amerikan ordusunda yaklaşık iki milyon asker arasında yaklaşık 15.000 trans birey bulunuyor.
Yüksek Mahkeme’nin bu kararı, trans bireylerin hakları konusunda uzun süredir devam eden tartışmaları yeniden alevlendirdi. Karar, trans bireylerin Amerikan ordusunda hizmet etme yeteneği ve eşitliği konusunda ciddi endişelere yol açtı. Özellikle savunma bakanlığının Şubat ayında açıkladığı uygulama planı, birçok trans bireyin kariyerini ve hayatını olumsuz etkileme potansiyeline sahip.
Karara yönelik tepkiler de gecikmedi. İnsan hakları örgütleri ve LGBTİ+ hakları savunucuları, Yüksek Mahkeme’nin kararını "geriye doğru atılmış büyük bir adım" olarak nitelendirdi. Kararın, trans bireylere karşı ayrımcılığı teşvik ettiği ve onları ikinci sınıf vatandaş olarak gördüğü yönünde eleştiriler yapıldı. Ayrıca, kararın Amerikan ordusunun çeşitliliğini ve yetenek havuzunu olumsuz etkileyeceği de vurgulandı.
Bazı hukuk uzmanları, Yüksek Mahkeme’nin bu kararının nihai olmadığını ve temyiz mahkemesinin vereceği kararın belirleyici olacağını belirtiyor. Ancak, Yüksek Mahkeme’nin muhafazakar çoğunluğu göz önüne alındığında, temyiz mahkemesinin de benzer bir karar vermesi ihtimalinin yüksek olduğu düşünülüyor.
Bu durum, Joe Biden yönetiminin trans bireylerin haklarını koruma konusunda karşılaştığı zorlukları da ortaya koyuyor. Biden, göreve gelir gelmez Trump’ın trans bireylere yönelik politikalarını geri çevirmiş olsa da, Yüksek Mahkeme gibi bağımsız kurumların kararları, yönetiminin hareket alanını kısıtlayabiliyor.
Kararın uzun vadeli etkileri henüz tam olarak bilinmiyor. Ancak, trans bireylerin Amerikan ordusundaki geleceği ve LGBTİ+ haklarının genel durumu açısından önemli bir dönüm noktası olduğu söylenebilir. Özellikle, bu kararın diğer ülkelerdeki benzer tartışmalara da emsal teşkil edebileceği ve trans bireylerin hakları konusunda küresel bir gerilemeye yol açabileceği endişesi hakim.
Trans bireylerin hakları konusunda mücadele eden aktivistler ve örgütler, Yüksek Mahkeme’nin kararına rağmen mücadelelerine devam edeceklerini ve trans bireylerin eşit haklara sahip olması için ellerinden geleni yapacaklarını belirtiyorlar. Özellikle, eğitim ve farkındalık çalışmalarıyla toplumun trans bireylere yönelik önyargılarını kırmaya ve trans bireylerin sesi olmaya çalışacaklar.
Sonuç olarak, ABD Yüksek Mahkemesi’nin bu kararı, trans bireylerin hakları konusunda uzun ve zorlu bir mücadelenin devam ettiğini gösteriyor. Karar, trans bireylerin orduda hizmet etme hakkı ve genel olarak LGBTİ+ hakları konusunda önemli bir gerilemeye işaret etse de, bu alandaki aktivistlerin ve örgütlerin kararlılığı sayesinde, umut hala varlığını koruyor. Önümüzdeki dönemde, temyiz mahkemesinin vereceği karar ve Biden yönetiminin atacağı adımlar, trans bireylerin Amerikan ordusundaki ve toplumdaki geleceğini belirleyecek.