ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Johnson’dan Zelenskiy’ye Sert Eleştiri: Beyaz Saray Ziyaretinde Uygunsuz Davranışlar Sergiledi
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin Beyaz Saray’daki Donald Trump ve Başkan Yardımcısı JD Vance ile yaptığı görüşme sırasında sergilediği davranışları sert bir şekilde eleştirdi. Johnson, Zelenskiy’nin Trump ve Vance’i sözlerini keserek azarladığını ve bu davranışının kendisini şaşırttığını ifade etti.
Johnson, "Masadan kalkan kişi dün Başkan Zelenskiy idi. Devlet başkanları ve önemli şahsiyetlerle birçok ikili görüşmeye katıldım. Bu tür etkinliklerin belirli bir protokolü vardır. Ancak onun bu şekilde davranması herkesi şoke etti. Başkan Zelenskiy, şükran göstermek yerine, ülkesi için çok tehlikeli bir zamanda ev sahiplerini sözlerini keserek azarladı. Bence bu anlaşmaya girmek için can atıyor olmalıydı," dedi.
CNN’den Dana Bash, Johnson’dan Alaska Senatörü Lisa Murkowski’nin Trump-Zelenskiy çatışmasına yönelik tepkisini değerlendirmesini istedi. Murkowski, X platformunda yaptığı paylaşımda Trump’ı "müttefiklerimizden uzaklaşmak ve Putin’i kucaklamakla" suçladı. Johnson, Murkowski’nin eleştirisine rağmen, ABD ile Ukrayna arasında imzalanacak mineral hakları anlaşmasının her iki ülke için de kazançlı olacağını savundu.
"Mineral hakları anlaşması her iki ülke için de kazan-kazan durumu yaratacaktır. Bize orada ekonomik bir çıkar sağlayacak ve tüm dünya Amerika’nın her zaman çıkarlarını ve halkını savunacağını biliyor. Ukrayna’nın yeniden ortaya çıkmaya ihtiyaç duyduğu bir dönemde, onunla ekonomik bir ortaklık kurmuş olacaktık. Bu harika bir şey olurdu," şeklinde konuştu.
Johnson, Trump’ın Ukrayna’nın nadir toprak elementleri anlaşmasının ABD ile Ukrayna arasında "sürdürülebilir" bir geleceğe yol açacağını söylemesine de değindi. "Başkan Zelenskiy’nin bunu neden minnetle kabul etmediğini anlamıyorum. Bence bu büyük bir hata. Umarım fikrini değiştirir çünkü bu çatışmaya bir son vermeliyiz," diye ekledi.
Johnson, NBC News’ten Kristen Welker ile "Meet the Press" programında yaptığı röportajda da ABD’nin Ukrayna’yı terk edip etmediği sorusuyla karşılaştı. Johnson, bu iddiaları reddetti ve mineral hakları anlaşmasının her iki ülkenin de çıkarına olduğuna inandığını vurguladı.
"Başkanla bu toplantıdan bir gün önce birlikteydim ve bu mineral hakları anlaşması konusunda heyecanlıydı. O da, hepimiz de bunun her iki ülkenin de çıkarına olduğuna inanıyorduk. Zelenskiy’yi azarlayan Başkan ve Başkan Yardımcısı değildi. Ben tam tersini gördüm. Zelenskiy’yi Oval Ofis’te nazik olup ‘Teşekkür ederim’ demek ve bu karmaşadan bir çıkış yolu aramak yerine oldukça dik başlı gördüm. Tam tersini yaptı," dedi.
Johnson ayrıca, medyanın veya Demokratların Trump’ın, Beyaz Saray’ın veya Kongre’deki Cumhuriyetçilerin Putin’in yanında olduğunu iddia etmesinin "saçma" olduğunu belirtti.
CNN röportajında Johnson’a Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkındaki düşünceleri de soruldu. "Bence Vladimir Putin eski okul komünisti, eski bir KGB ajanı. Güvenilmez ve tehlikeli. Ben bunu şöyle görüyorum: Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore yeni bir eksen gücüne dahil oldular ve Amerika’nın yanında değiller," şeklinde cevapladı.
Trump ise Zelenskiy’i Cuma günü yaptıkları görüşmede ABD’ye "saygısızlık" etmekle suçlamış ve Ukrayna liderinin ülkesi için barışı sağlamaya hazır olmadığını söylemişti.
Trump, Truth Social platformunda yaptığı bir paylaşımda, "Başkan Zelenskiy’nin Amerika dahil olduğunda barışa hazır olmadığına karar verdim çünkü bizim dahil olmamızın ona müzakerelerde büyük bir avantaj sağladığını düşünüyor. Ben avantaj istemiyorum, BARIŞ istiyorum. Kutsal Oval Ofis’te Amerika Birleşik Devletleri’ne saygısızlık etti. Barışa hazır olduğunda geri gelebilir." ifadelerini kullandı.
Bu sert eleştiriler, ABD’nin Ukrayna’ya verdiği desteğin geleceği hakkında soru işaretleri yaratırken, Cumhuriyetçiler arasındaki farklı görüşler de gün yüzüne çıkmış oldu. Murkowski’nin Trump’ı Putin’i kucaklamakla suçlaması, Cumhuriyetçiler içinde Ukrayna’ya destek konusunda bir fikir ayrılığı olduğunu gösteriyor.
Johnson’ın Zelenskiy’ye yönelik eleştirileri, ABD’nin Ukrayna’ya sağladığı askeri ve ekonomik yardımın Kongre’de tartışıldığı bir dönemde geldi. Bazı Cumhuriyetçiler, Ukrayna’ya yapılan yardımların azaltılması veya tamamen kesilmesi gerektiğini savunurken, diğerleri ise Ukrayna’ya desteğin devam etmesi gerektiğini vurguluyor.
Bu gelişmeler, Ukrayna’nın geleceği ve ABD’nin dış politikası açısından kritik bir döneme işaret ediyor. Zelenskiy’nin Beyaz Saray’daki tutumu ve Trump’ın eleştirileri, ABD’nin Ukrayna’ya olan bağlılığının ne kadar süreceği sorusunu gündeme getiriyor. Johnson’ın açıklamaları, ABD’nin Ukrayna politikasında bir değişim olabileceği sinyallerini veriyor.