Logoff’a Hoş Geldiniz: ABD ve İngiltere Ticaret Anlaşması Çerçevesi
ABD ve İngiltere bugün yeni bir ticaret anlaşması için bir çerçeve açıkladı ve Trump yönetimi yetkilileri bu anlaşmayı başkanın tarif politikası için basit bir zafer olarak lanse etse de, asıl hikaye çok daha karmaşık. Peki son durum ne?
ABD ve İngiltere prensipte bir ticaret anlaşmasına sahip. Henüz hiçbir şey imzalanmadı, ancak Perşembe günü açıklanan çerçeve, her iki ülkedeki bazı tarife engellerini azaltacak. İngiltere, Başkan Donald Trump’ın dünya genelinden ithalata uyguladığı %10’luk küresel tarifesine tabi olmaya devam edecek.
Bu Ticaret Anlaşması Neyi Değiştirecek?
İmzalanması halinde, ABD’nin İngiltere arabalarına, çeliklerine ve diğer ürünlerine uyguladığı tarife engellerini azaltacak ve İngiltere, ABD’nin sığır eti, etanol ve tarım ürünlerini satmasını, diğer hükümlerin yanı sıra, kolaylaştıracak.
Bunun Nedeni Tarifeler mi?
Anlaşma, Trump’ın İngiltere’ye uyguladığı tarifeleri azaltacak – ancak ortadan kaldırmayacak – olsa da, bir ticaret anlaşmasına olan ilgi, Trump’ın görev süresinin başından beri tartışma konusu olmuştu ve kısmen İngiltere’nin AB’den ayrılma kararıyla tetiklenmişti.
Kıdemli editör Patrick Reis’ten, haberlerin hayatınızı ele geçirmesine izin vermeden, Trump hakkında bilgi sahibi olmanız gereken e-posta.
Büyük Resim Ne?
Trump, tarifelerin ticaret ortaklarını müzakere masasına getireceğini ve ABD ekonomisine yabancı pazarlara daha iyi erişim yoluyla yardımcı olacak anlaşmalara yol açacağını vaat etti. Yönetim yetkilileri de bugünkü anlaşmayı bu stratejinin işe yaradığının kanıtı olarak gösterdi. Bu tamamen yanlış değil: Her iki ülke de zaten o yönde ilerliyordu, ancak tarifeler muhtemelen İngiltere’ye müzakere etmesi için ek bir teşvik verdi.
Ancak ABD’li ihracatçıların bu anlaşma kapsamında kazanacağı faydalar maliyetlere karşı tartılmalı: ABD’li tüketiciler hala İngiltere malları için Trump’ın tarifelerinden öncekinden daha yüksek vergiler ödüyor – ve dünyanın geri kalanından gelen mallar için de daha yüksek vergiler ödüyor.
İngiltere’den bahsetmişken, işte bir İngiliz kasabasının atılmış bir kanepeden nasıl bir performans sanat eserine dönüştüğüne dair eğlenceli (ve makul derecede kısa) bir makale. Okuduğunuz için çok teşekkürler. Andrew Prokop Cuma günü kaleyi tutuyor ve Pazartesi günü burada görüşmek üzere.
Son bir ayda 1 makale okudunuz.
Burada Vox’ta, demokrasiye yönelik tehditler, göç, üreme hakları, çevre ve ülke genelinde artan kutuplaşma gibi sizin için en önemli konuları ele alma konusundaki kararlılığımızdan vazgeçmiyoruz.
Misyonumuz, sizi bilgilendirmek ve dünyamızı şekillendirmeye dahil etmek için açık, erişilebilir gazetecilik sağlamaktır. Bir Vox Üyesi olarak, anlamlı değişimi yönlendiren derinlemesine, bağımsız haberleri sunma yeteneğimizi doğrudan güçlendirirsiniz.
Sizin gibi okuyuculara güveniyoruz – bize katılın.
Swati Sharma
Vox Genel Yayın Yönetmeni
Kredi kartı, Apple Pay ve Google Pay kabul ediyoruz.
Bu anlaşma, genel olarak ABD ve İngiltere arasındaki ticari ilişkilerde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir. Ancak, anlaşmanın tam olarak ne anlama geldiği ve her iki ülke ekonomisi üzerindeki etkileri hala belirsiz.
Anlaşmanın Potansiyel Faydaları:
- Tarifelerin Azaltılması: Anlaşma, her iki ülkedeki bazı tarife engellerini azaltacak ve bu da ticareti teşvik edebilir. Özellikle İngiltere arabaları, çelikleri ve ABD’nin sığır eti, etanol gibi ürünleri için daha kolay pazar erişimi sağlayabilir.
- Ekonomik Büyüme: Ticaretin artması, her iki ülkenin ekonomisinde büyümeye yol açabilir. Daha fazla ihracat, daha fazla iş yaratılması ve daha fazla yatırım anlamına gelebilir.
- Tüketici Faydaları: Tarifelerin azaltılması, tüketiciler için daha düşük fiyatlara yol açabilir. Özellikle İngiltere ve ABD’den ithal edilen ürünlerde fiyat düşüşleri görülebilir.
- Stratejik İşbirliği: Anlaşma, ABD ve İngiltere arasındaki stratejik işbirliğini güçlendirebilir. Özellikle Brexit sonrası dönemde, İngiltere için önemli bir ticaret ortağı güvencesi sağlayabilir.
Anlaşmanın Potansiyel Riskleri:
- Tarifelerin Tamamen Kaldırılmaması: Anlaşma, Trump’ın İngiltere’ye uyguladığı tarifeleri tamamen ortadan kaldırmıyor. Bu da bazı sektörlerde hala rekabet dezavantajına neden olabilir.
- ABD Tüketicileri Üzerindeki Yük: ABD’li tüketiciler hala İngiltere malları için Trump’ın tarifelerinden öncekinden daha yüksek vergiler ödüyor. Bu durum, bazı ürünlerde fiyatların artmasına ve tüketici harcamalarının azalmasına neden olabilir.
- Diğer Ülkelerle İlişkiler: Anlaşma, ABD’nin diğer ticaret ortaklarıyla ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Özellikle AB ile olan ilişkilerde gerginliğe yol açabilir.
- Müzakere Süreci: Anlaşmanın henüz imzalanmamış olması, müzakere sürecinde hala bazı sorunların olabileceği anlamına geliyor. Anlaşmanın nihai şekli, her iki ülke ekonomisi üzerindeki etkilerini belirleyecektir.
Sonuç:
ABD ve İngiltere arasındaki ticaret anlaşması çerçevesi, her iki ülke arasındaki ticari ilişkilerde önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Ancak, anlaşmanın tam olarak ne anlama geldiği ve her iki ülke ekonomisi üzerindeki etkileri hala belirsiz. Anlaşmanın potansiyel faydalarının ve risklerinin dikkatlice değerlendirilmesi ve müzakere sürecinin yakından takip edilmesi gerekiyor. Özellikle tarifelerin tamamen kaldırılmaması, ABD tüketicileri üzerindeki yük ve diğer ülkelerle ilişkiler gibi konulara dikkat etmek önemlidir. Anlaşmanın nihai şekli, her iki ülke ekonomisi üzerindeki etkilerini belirleyecektir.