Federal İşçiler Kovuldu, Göçmenlik Manzarası Değişiyor
Federal İşçiler Kovuldu
Federal çalışanlar arasında büyük bir temizlik operasyonu devam ediyor. Başkan Donald Trump ve Beyaz Saray yetkilisi Elon Musk, federal iş gücünü tasfiye etme çabalarını yoğunlaştırdı. Perşembe ve Cuma günleri binlerce federal işçi işinden çıkarıldı. Kısıtlı çalışma süreli sözleşmeye sahip olan işçiler hedef alındı. Kısıtlı çalışma süreli sözleşmeli federal çalışanlar genellikle son bir yıl içinde işe alınmış kişilerdir. Kısıtlı çalışma süreli sözleşmeli işçilerin işten çıkarılması daha kolaydır çünkü daha uzun süredir iş başında olan, kariyer sahibi olarak adlandırılan çalışanlar gibi işten çıkarılmalarına itiraz etme hakkına sahip değillerdir. Eğitim Bakanlığı ve Küçük İşletmeler İdaresi’nden Çevre Koruma Ajansı, ABD Orman Servisi, Gaziler İşleri Bakanlığı ve nükleer silah filosunu denetleyen kuruma kadar tüm devlet kurumlarında işten çıkarmalar gerçekleştirildi.
Göçmenlik Manzarası Değişiyor
Son haftalarda Amerikan göçmenlik politikalarında yaşanan değişime ilişkin haberler manşetleri süsledi. Bu haberler arasında ailelerin sevdiklerinin Guantanamo’ya gönderilmiş olabileceği gerekçesiyle dava açması da yer alıyor. USA TODAY’in edindiği bilgiye göre, İç Güvenlik Bakanlığı, tüm soruşturma bölümüne, yaklaşık 6.000 ajana önceliklerini uyuşturucu satıcıları, teröristler ve insan kaçakçılarına odaklanmaktan ziyade Trump yönetiminin Amerika Birleşik Devletleri’nde yasadışı olarak bulunan kişileri sınır dışı etme görevine kaydırmasını emretti. Haber müdürümüz Karen Weintraub ile göç haberlerini nasıl ele aldıklarına dair görüştük. Karen, bu haftaki Editörün Notu için bize katıldığın için teşekkürler.
Taylor Wilson: Karen, göçmenlik haberlerini ele almak için başta karşılaşılan zorluklardan bahsedelim.
Karen Weintraub: Bazıları sadece prosedürel, yani haber yapmaya çalıştığımız insanları bulmakla ilgili. Örneğin, muhabirimiz Lauren bu hafta, gözaltına alındığı El Paso’dan ortadan kaybolan ve nerede olduğunu bilmediğimiz birini yazıyordu. Takip numarası Plantation, Florida’da bir yerde olduğuna işaret ediyordu. Burayı araştırdık ve hiç de hoş bir gözaltı tesisi değildi. Bir idari ofis gibi gözüküyordu. Google Earth’te baktığımızda büyük bir otopark ve bir ofis binası vardı, yani bir gözaltı merkezi değildi. Annesi Guantanamo’ya gönderildiğine inanıyordu. Her şey onun Guantanamo’ya gönderildiğini gösteriyordu, ancak bunu kanıtlamanın bir yolu yoktu. Annesi, ACLU’nun Guantanamo’ya gönderilen kişilerle ilgili açtığı davada davacıydı. Yani onun orada olduğuna inanıyoruz ama bunu kanıtlayamadık.
Taylor Wilson: Bu tür engellerle karşılaştığınızda hangi çözümleri veya geçici çözümleri uyguluyorsunuz, Karen?
Karen Weintraub: Örneğin, davayı açılmadan önce bu anneyi konuşmuştuk ama hikayesi hakkında bir dava açılıncaya kadar, yol boyunca takip edilebilecek bir kayıt oluşuncaya ve birinin dava açmaya istekli hale gelinceye kadar rahat hissetmiyorduk. Sadece bir kadının hikayesi değildi, önemli bir ulusal kuruluşun taraf olduğu bir davaydı ve bu bizi bu hikaye hakkında yazarken daha rahat hissettirdi.
Taylor Wilson: Mahkeme süreçleri bağlamında siz ve ekibiniz bu süreci nasıl yönetiyorsunuz, Karen?
Karen Weintraub: Neyse ki bazı kişilerimiz var, bazıları mahkemelere daha fazla odaklanırken bazıları da saha çalışmasına, avukatlara ve göçmenlere odaklanıyor. Yani birkaç mahkeme davasını takip ediyoruz. Örneğin, doğum hakkıyla ilgili birkaç dava var. Trump yönetimi şu an anayasadaki, Amerikan toprağında doğan her bireyin Amerikalı sayıldığını belirten 14. Değişiklik’e meydan okumaya çalışıyor ve Başkan Trump bunun ülkeye arka kapıdan girmek için bir yol olduğunu söyledi. Bu şekilde Amerikan vatandaşı olmayı yeniden tanımlamış olacak. İç Savaş’tan beri bu değişiklik anayasada yer alıyor.
Taylor Wilson: Karen, göçmenliğin aynı zamanda konuyla ilgili şiddetli duyguların olduğu bir konu olduğu açık. Ve bu nedenle, muhabirlerle konuşma konusunda büyük bir korku var. Ekibin bu konuyu nasıl ele aldığını anlatabilir misin?
Karen Weintraub: Kesinlikle ve bu her zaman korkunun çok fazla yoğunlaştığı bir konu olmuştur. Hem federal çalışanlar konuşmaktan korkuyor hem de aileler dağılmaktan korkuyor. Yani çok dikkatliyiz. Bu anne, dediğim gibi bu davanın bir parçası olduğundan ve hikayesinde tam adını kullanabileceğimizden emin olana kadar bekledik. İnsanların söylediklerinden sorumlu olmasını ve bir konunun tüm yönlerini yansıtmaya çalışıyoruz. Burada da her iki tarafta da duygular var. Bu ülkede yasal statü olmadan ne sebeple olursa olsun burada olan insanlardan rahatsız olanlar var ve bunu yansıtmaya çalışıyoruz. Ayrıca yerli halkların burada kalma nedenlerinin ne olduğunu da yansıtmaya çalışıyoruz.
Taylor Wilson: Peki Karen, siz ve ekibiniz bu konuya ve bu sohbete başka hangi hususları dahil ediyorsunuz?
Karen Weintraub: USA TODAY’de sahip olduğumuz güçlü yönlerden biri bölgesel gazetelerimizle yaptığımız iş birlikleridir. Yani Arizona, Teksas, Florida ve New Jersey’de gazetelerimiz var ve hem orada neler olup bittiğini hem de ulusal eğilimlerin neler olduğunu görmek için onlarla yakın iş birliği içinde çalışıyoruz, böylece sadece Washington merkezli değil, tabandan neler olup bittiğini anlayabiliyoruz. Gazetecilerimizden biri El Paso’da bulunuyor, ancak aynı zamanda ülke çapında daha net bir tablo elde ediyoruz.
Taylor Wilson: Tamam. USA TODAY Göç Editörü Karen Weintraub. Çok teşekkürler Karen.
Karen Weintraub: Teşekkürler.
Diğer Haberler
- Federal savcılar, New York Belediye Başkanı Eric Adams’a yönelik yolsuzluk suçlamalarını düşürdü.
- Başkan Trump, COVID-19 aşıları gerektiren K-12 okullarına ve üniversitelere federal fon gitmesini yasaklayan bir kararname imzaladı.
- Bir günde kaç içki fazla? Washington’da alkol hakkında hükümetin Amerikalılara ne söylemesi gerektiği konusunda bir tartışma yaşanıyor.
- Bu hafta sonu kuş gözlemi yapmak bilim insanlarına yardım edebilir.
