Thursday, May 8, 2025
HomeFinansABD Faiz Oranları Sabit Kaldı: Powell'dan Belirsizlik Vurgusu

ABD Faiz Oranları Sabit Kaldı: Powell’dan Belirsizlik Vurgusu

Jerome Powell, Federal Reserve, faiz oranları, FOMC, enflasyon, işsizlik, tüketici güveni, Donald Trump, tarifeler, ekonomik belirsizlik, stagflasyon, ekonomik durgunluk, kişisel tüketim harcamaları, Greg McBride

Fed Faiz Oranlarını Sabit Tutuyor, Ekonomik Belirsizlik Vurgulanıyor

Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell, 7 Mayıs’ta düzenlediği basın toplantısında, Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) temel faiz oranını %4,25 ile %4,5 arasında sabit tutma kararını açıklamasının ardından ekonominin iyi durumda olduğunu belirtti. Bu karar, Fed üyelerinin devam eden ekonomik belirsizlikleri gözlemlemesiyle birlikte, Fed’in bekle-gör yaklaşımının bir devamı niteliğinde.

Başkan Donald Trump’ın tarifelerinin ve bunun sonucunda ABD’ye yapılan ithalat siparişlerindeki düşüşün "boş raflara" ve tüketiciler için daha yüksek fiyatlara yol açabileceği endişelerine rağmen Powell, etkilerinin henüz verilerde görülmediğini söyledi. Sürekli olarak devam eden belirsizliğe atıfta bulundu.

Powell, "Doğru olan şey, daha fazla netlik beklemek" dedi. "Genellikle işler netleşir ve uygun yön belirginleşir. Genellikle olan budur. Şu anda bunun ne olacağını söylemek çok zor. Bu arada, ekonomi iyi durumda."

Basın toplantısı sırasında Powell’a tüketici duyarlılığı ve yaklaşan ekonomik çalkantının potansiyel işaretleri soruldu. Powell, "Duyarlılık görüyoruz, daha yüksek fiyatların gelebileceği veya buna benzer şeyler hakkında endişeler var" dedi. "İnsanlar şu anda enflasyondan endişeli. Tarifelerden kaynaklanan bir şoktan endişe ediyorlar. Ancak bu şok henüz gerçekleşmedi. Ne yapmamız gerektiğini değerlendirirken sadece duyarlılık verilerine değil, aynı zamanda gerçek ekonomik verilere de bakacağız."

Ancak, Hollanda bankası ING’nin baş uluslararası ekonomisti James Knightley, toplantıdan sonra yayınladığı bir notta, Fed’in muhtemelen düşen tüketici duyarlılığına dikkat ettiğini söyledi. Knightley, "Tüketici ve kurumsal duyarlılıktaki, tarihsel olarak resesyonla tutarlı seviyelere düşüşün Fed için endişe verici olacağını" söyledi. "Ekonomik belirsizlik ve hükümet harcamalarındaki kısıtlamalar, stagflasyonla dolu bir gerilemeyi önlemek için ticaret anlaşmalarının ve vergi indirimlerinin hızlı bir şekilde kabul edilmesi gerektiği anlamına geliyor."

ABD’de tüketici duyarlılığı, Amerikalıların ticaret gerilimlerinin cüzdanları için ne anlama geleceğini sorgulamasıyla Nisan ayında art arda dördüncü ayda da düştü. Ancak Powell, Çarşamba günü Fed’in artan işsizlik ve enflasyonu ele alma yönündeki ikili görevini yineledi. Powell, oranları ayarlamadan önce her ikisinde de bir artış olması gerektiğinin sinyalini verdi.

Powell, "İnsanlar stres ve endişe hissediyorlar, ancak işsizlik artmadı, iş yaratma iyi durumda. Ücretler iyi durumda" dedi. "İnsanlar yüksek seviyelerde işten çıkarılmıyor. İşsizlik başvuruları herhangi bir etkileyici şekilde artmıyor. Dolayısıyla, ekonominin kendisi hala sağlam durumda."

Fed’in enflasyonu ölçmek için kullandığı endekslerden biri olan Kişisel Tüketim Giderleri’nin (PCE) Mart ayı verileri, bir önceki yıla göre %2,3 arttığını bildirdi. Fed, enflasyon oranını yıllık %2 hedefine yönlendirmek için politikasını ayarladığını söylüyor.

Bankrate Baş Finans Analisti Greg McBride Çarşamba günü yayınladığı bir notta, enflasyon zaten yüksek olmasına ve daha da yükselmesinin beklenmesine rağmen, Fed’in oranları düşürmeden önce iş piyasasında önemli bir gerileme kanıtına ihtiyacı olacağını söyledi.

McBride, oranları üçüncü kez üst üste değiştirme kararının, Fed’in önümüzdeki aylarda işsizlik ve enflasyonun nasıl etkileneceğini görmeyi beklemeye devam edeceğini gösterdiğini ve "ilginç bir yaz" yaratacağını söyledi.

"Özellikle bir borçlanma perspektifinden, daha düşük faiz oranları fikrini romantikleştirmek cazip geliyor. Ancak daha düşük faiz oranlarının nedeni çok önemli" dedi. "Enflasyon baskıları hafiflediği için faiz oranlarının düşmesini istiyoruz, ekonomi zayıfladığı için değil. Ne yazık ki, oranlar önümüzdeki aylarda düşerse, bunun nedeni büyük olasılıkla ekonominin zayıflaması olacaktır."

Sonuç olarak, Fed’in faiz oranlarını sabit tutma kararı, ekonomik belirsizliğin devam ettiğinin bir işareti olarak yorumlanabilir. Powell’ın açıklamaları, Fed’in ekonomik verileri yakından takip ettiğini ve enflasyon veya işsizlikte önemli bir değişiklik olmadan oranları değiştirmeyi düşünmediğini gösteriyor. Bu durum, piyasaların Fed’in gelecekteki politika adımlarını tahmin etmesini zorlaştırırken, ekonomik görünüm üzerindeki belirsizlik de devam ediyor.

Ek olarak, Knightley’in tüketici duyarlılığındaki düşüşe dikkat çekmesi, Fed’in sadece makroekonomik verileri değil, aynı zamanda tüketicilerin ve işletmelerin güvenini de dikkate aldığını gösteriyor. Tüketici duyarlılığındaki düşüş, ekonomik aktivitenin yavaşlayacağına dair bir sinyal olarak yorumlanabilir ve Fed’in gelecekteki politika kararlarını etkileyebilir.

McBride’ın açıklamaları ise, daha düşük faiz oranlarının her zaman olumlu bir durum olmadığına ve ekonomik zayıflık nedeniyle düşen faiz oranlarının aslında daha büyük sorunların bir işareti olabileceğine dikkat çekiyor. Bu durum, yatırımcıların ve tüketicilerin faiz oranlarındaki değişiklikleri dikkatle değerlendirmesi ve ekonomik verilerin genelini dikkate alması gerektiğini vurguluyor.

Genel olarak, Fed’in faiz oranlarını sabit tutma kararı ve Powell’ın açıklamaları, ekonomik görünüm üzerindeki belirsizliğin devam ettiğini ve Fed’in gelecekteki politika adımlarının ekonomik verilere ve piyasa koşullarına bağlı olacağını gösteriyor.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular