ABD Merkez Bankası Faiz Kararı Beklentisi: Belirsizlik Ortamında Bekle-Gör Yaklaşımı
ABD Merkez Bankası (Fed), 7 Mayıs’ta gerçekleştireceği toplantının ardından faiz kararını açıklayacak. Ekonomistlerin genel beklentisi, Fed’in faiz oranlarını sabit tutarak bekle-gör yaklaşımını sürdüreceği yönünde. Bu beklenti, ABD Başkanı Donald Trump’ın faiz indirimleri yönündeki ısrarlı çağrılarına rağmen şekilleniyor.
Ekonomistler, Fed’in faiz politikasında herhangi bir değişiklik yapmadan önce daha fazla netliğe ihtiyaç duyduğunu vurguluyorlar. 2024 yılının başından itibaren gelen ekonomik sinyallerin karmaşık bir tablo çizdiği belirtiliyor. Nisan ayında iş gücü piyasasında güçlü bir büyüme yaşanırken ve tüketici harcamaları ilk çeyrekte sağlam bir artış gösterirken, ABD Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYİH) yılın ilk üç ayında daraldı. Bu daralma, ticaret politikalarındaki belirsizlikler ve Fed’in %2’lik hedefinin üzerinde seyreden enflasyonla ilişkilendiriliyor.
Ekonomistler, özellikle gümrük tarifelerinin enflasyonu daha da yükseltebileceği ve resesyon riskini artırabileceği konusunda endişelerini dile getiriyorlar. TransUnion’ın ABD araştırma ve danışmanlık bölümünün başkanı ve başkan yardımcısı Michele Raneri, 5 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, "Yılın ilerleyen dönemlerinde potansiyel faiz indirimleri olasılığı hala mevcut olsa da, ekonomik tablo karmaşık ve bu indirimlerin ne zaman gerçekleşeceğini veya gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini bilmek için henüz çok erken" ifadelerini kullandı.
Fed’in faiz kararı, iki gün süren toplantının ardından TSİ 21:00’de açıklanacak. Karar öncesinde piyasaların ve ekonomistlerin dikkatli bir şekilde takip edeceği canlı yayınlar bekleniyor.
Başkan Trump, Fed Başkanı Jerome Powell’ı defalarca faiz oranlarını düşürmeye çağırdı. 21 Nisan’da Trump, Powell’ı "büyük bir kaybeden" olarak nitelendirerek "önleyici" faiz indirimleri yapması yönünde baskı kurdu ve "ŞİMDİ faiz oranlarını düşürmesi" gerektiğini söyledi. Ertesi gün gazetecilere konuşan Trump, Powell’ı "görevden alma niyetinde olmadığını" ancak "faiz oranlarını düşürme fikri konusunda biraz daha aktif olmasını görmek istediğini" belirtti. Trump, "Bu, faiz oranlarını düşürmek için mükemmel bir zaman" ifadelerini kullandı.
Son aylarda Powell, Fed’in bağımsız olduğunu ve Trump’ın kendisini görevden alamayacağını vurguladı. Kasım ayındaki Fed toplantısının ardından Powell, "Yasal olarak izin verilmiyor" şeklinde konuştu.
Fed’in temel politika faizi, Aralık ayında çeyrek puanlık bir indirim açıklamasından bu yana %4,25 ile %4,5 aralığında seyrediyor. Fed, Ocak ve Mart aylarındaki toplantılarında faiz oranlarını değiştirmedi.
Fed, 2022’de hızla yükselen enflasyonla mücadele etmek için faiz oranlarını artırmaya başladı. Faiz oranları, 2022’nin başlarında neredeyse sıfır seviyesindeyken, Temmuz 2023’te son yirmi yılın en yüksek seviyesi olan %5,25 ile %5,5 aralığına yükseldi. Enflasyonun yavaşlamasıyla birlikte Fed, faiz oranlarını düşürmeye başladı.
Fed, Aralık ayında enflasyonun dirençli kalması nedeniyle faiz indirimlerinin daha yavaş bir hızda gerçekleşeceğinin sinyalini vermişti. Mart ayında Fed, 2025 için öngörülen iki faiz indirimi tahminini korudu. Bu tahmin, Eylül ayında öngörülen dört indirimden düşüş anlamına geliyor.
Ekonomistler, Fed’in faiz kararını şekillendiren çeşitli faktörleri değerlendiriyorlar. İş gücü piyasasındaki güçlü büyüme, tüketici harcamalarındaki artış ve hala hedefin üzerinde seyreden enflasyon, Fed’in karar alma sürecinde dikkate alması gereken önemli unsurlar olarak öne çıkıyor. Aynı zamanda, GSYİH’deki daralma ve ticaret politikalarındaki belirsizlikler, Fed’in daha temkinli bir yaklaşım benimsemesine neden olabilir.
Gümrük tarifelerinin potansiyel etkileri de Fed’in değerlendirmesi gereken önemli bir risk faktörü olarak kabul ediliyor. Tarifelerin enflasyonu daha da yükseltmesi ve ekonomik büyümeyi olumsuz etkilemesi durumunda, Fed’in faiz politikası üzerinde baskı artabilir.
Piyasalar, Fed’in faiz kararının yanı sıra, karar metninde yer alacak ifadeleri ve Fed yetkililerinin yapacağı açıklamaları da yakından takip edecekler. Bu açıklamalar, Fed’in gelecekteki faiz politikasına ilişkin ipuçları taşıyabileceği için büyük önem taşıyor.
Sonuç olarak, ABD Merkez Bankası’nın 7 Mayıs’ta açıklayacağı faiz kararı, belirsizliklerin hakim olduğu bir ortamda şekilleniyor. Ekonomik verilerin karmaşık bir tablo çizmesi ve dış faktörlerin etkisiyle, Fed’in bekle-gör yaklaşımını sürdürmesi bekleniyor. Ancak, Fed’in karar metninde yer alacak ifadeler ve yetkililerin yapacağı açıklamalar, piyasaların gelecekteki faiz politikasına ilişkin beklentilerini etkileyebilir. Bu nedenle, piyasaların Fed’in kararını ve açıklamalarını yakından takip etmesi büyük önem taşıyor.
