Thursday, May 8, 2025
HomeFinansABD-Çin Ticaret Görüşmeleri: Tarife Savaşı Sonrası İLK Adım

ABD-Çin Ticaret Görüşmeleri: Tarife Savaşı Sonrası İLK Adım

Meta anahtar kelimeler: ABD-Çin ticaret görüşmeleri, Scott Bessent, Jamieson Greer, Donald Trump, tarifeler, serbestiyet günü, İsviçre, ticaret anlaşması, ekonomik gerginlik, Çin ekonomisi, karşılıklı tarifeler, Laura Ingraham, Fox News, Sen Rand Paul, 2025, gayri safi yurt içi hasıla, Kristen Welker, kur manipülasyonu, işçi ve sanayi sübvansiyonları, ekonomik de-eskalasyon.

ABD ve Çin Ticaret Görüşmeleri İçin İsviçre’de Bir Araya Geliyor

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ve ABD Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer, hafta sonu İsviçre’de Çinli mevkidaşlarıyla bir araya gelerek ekonomik konuları ele alacaklar. Bu görüşme, Başkan Donald Trump’ın "Kurtuluş Günü" olarak adlandırdığı günde geniş kapsamlı tarifeler uygulamaya koymasından bu yana iki küresel süper güç arasında gerçekleştirilecek ilk önemli ticaret müzakeresi olacak.

Bessent, Salı günü "The Ingraham Angle" programında Laura Ingraham’a verdiği röportajda, İsviçre ile müzakere etmek üzere seyahat etmeyi planladığını ve Çin heyetinin de Avrupa’ya geleceğini öğrendiğini belirtti. Kimin önce iletişime geçtiği konusunda net bir açıklama yapmaktan kaçınan Bessent, zaman içinde birçok temas noktası olduğunu vurguladı.

Çin Ekonomisi Zor Durumda

Bessent, Fox News sunucusu Laura Ingraham’a yaptığı açıklamada, "Dünya ABD’ye geliyor ve Çin eksik parçaydı" dedi. Beyaz Saray, Trump’ın Nisan ayında çoğu "karşılıklı" tarife için 90 günlük bir duraklama ilan etmesinin ardından çok sayıda ülke ile ticaret anlaşması müzakere etmeye çalışıyor. Ancak bu duraklama, Çin’i kapsamıyor ve Çin %145’lik bir tarife ile karşı karşıya.

Bessent, "Ortak çıkarlarımız var. Bu sürdürülebilir değil, daha önce de söylediğim gibi, özellikle Çin tarafında – ve biliyorsunuz, %145, %125 bir ambargoya eşdeğer. Ayrılmak istemiyoruz – istediğimiz adil ticaret" ifadelerini kullandı.

Duraklama uygulamasından bu yana resmi olarak duyurulan bir ticaret anlaşması bulunmuyor. Hazine Bakanı, geçen hafta Beyaz Saray’da düzenlediği basın toplantısında, ABD’nin Japonya ile önemli görüşmeler yaptığını ve Hindistan ile bir anlaşmanın yakın olabileceğini söyledi.

Senatör Rand Paul’dan Tarife Çağrısı

Senatör Rand Paul ise Trump’ın tarifelerinin, "Kurtuluş Günü" olarak adlandırılan 2 Nisan’daki duyurusundan bu yana finansal piyasalarda oynaklığa neden olduğunu belirterek, "Çok geç olmadan Trump’ın tarifelerini sona erdirin" çağrısında bulundu. Başkan Trump, ekonominin 2025’in ilk çeyreğinde %0,3 oranında daralmasının ardından seçmenlerden ekonomik planının şekillenmesi için sabırlı olmalarını istedi.

Bessent, Ingraham’a Çinli yetkililerle yapılacak toplantının büyük bir ticaret anlaşmasından ziyade gerilimi azaltmaya yönelik olacağını düşündüğünü söyledi. "İlerleyebilmek için önce gerilimi azaltmamız gerekiyor" diye ekledi.

Trump’tan Tarife Açıklaması

Trump, NBC’nin "Meet the Press" programında Kristen Welker’a verdiği röportajda, bir noktada Çin’e uygulanan tarifeleri düşürmek zorunda kalacağını, aksi takdirde onlarla iş yapmanın mümkün olmayacağını söyledi. "İş yapmak istiyorlar… ekonomileri çöküyor" dedi.

Bessent, tarife oranlarında olası değişiklikleri tartışmadı ve kamuoyu önünde müzakere etmeyeceğini belirterek, "Her şey masada" dedi. "Günün sonunda, başkan müzakereler iyi gitmezse tüm ülkelere bir sayı vermekten mutlu olduğunu söyledi ve diğer 17 önemli ticaret ortağıyla yaptığımız da bu" diye açıkladı.

Bessent ayrıca, "İyi niyetle müzakere edebilir, en iyi oyununuzla gelebilirsiniz veya Başkan Trump, tarifelerinizi, tarife dışı ticaret engellerinizi, döviz manipülasyonunu ve işgücü ve sanayi sübvansiyonlarını azaltmak istemiyorsanız, sayıyı 2 Nisan’daki sayınıza geri yükseltmekten mutluluk duyar" şeklinde konuştu.

Beklentiler ve Olası Sonuçlar

Bu hafta sonu İsviçre’de yapılacak görüşme, ABD ve Çin arasındaki ticari gerilimlerin azaltılması ve müzakerelerin yeniden başlatılması açısından kritik bir öneme sahip. Ancak, taraflar arasındaki derin görüş ayrılıkları ve Trump yönetiminin "önce Amerika" politikası göz önüne alındığında, hızlı ve kapsamlı bir anlaşmaya varılması beklenmiyor.

Görüşmelerin öncelikle gerilimi azaltmaya yönelik olması, tarafların mevcut durumu sürdürülebilir bulmadığını ve daha büyük bir ticaret savaşının her iki ülke ekonomisine de zarar vereceğinin farkında olduğunu gösteriyor. Ancak, Bessent’in "her şeyin masada olduğu" yönündeki açıklaması, ABD’nin müzakerelerde taviz vermeye hazır olduğunu da işaret ediyor.

Trump’ın, müzakerelerin başarısız olması durumunda tarifeleri artırma tehdidi ise, ABD’nin müzakerelerde elini güçlendirmeye çalıştığını gösteriyor. Ancak, bu yaklaşımın Çin’i daha da sertleştirebileceği ve müzakereleri çıkmaza sokabileceği de unutulmamalı.

Sonuç olarak, İsviçre’deki görüşmelerin, ABD ve Çin arasındaki ticaret ilişkilerinin geleceği açısından belirleyici olacağı söylenebilir. Tarafların yapıcı bir şekilde müzakere etmesi ve ortak zemin bulması, küresel ekonominin istikrarı açısından da büyük önem taşıyor.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular