Çin, ABD’nin Tarife Görüşmeleri Teklifini Değerlendiriyor
Çin Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan Cuma günü açıklamasına göre, Çin ABD’nin tarife görüşmeleri yapma teklifini değerlendiriyor. Bu ton değişikliği, dünyanın en büyük iki ekonomisinin küresel piyasaları alt üst eden ticaret savaşını yatıştırması için kapıyı aralayabilir.
Reuters’in çevirisine göre, bakanlık yaptığı açıklamada, "ABD son zamanlarda ilgili taraflar aracılığıyla Çin’e bilgi iletmek için birçok kez inisiyatif aldı ve Çin ile görüşmek istediğini söyledi. Bakanlık ayrıca Pekin’in bunu değerlendirdiğini belirtti.
Ancak Pekin müzakerelere açık görünse de, Çin Ticaret Bakanlığı kötü bir anlaşma yapmaya zorlanmayacağı konusunda uyardı. Reuters’in çevirisine göre, bakanlık görüşmeleri zorlama ve gasp için bir bahane olarak kullanma girişimlerinin işe yaramayacağını söyledi.
TRUMP, TİCARET GÖRÜŞMELERİYLE İLGİLİ DEVAM EDEN KAFA KARIŞIKLIĞIN ORTASINDA ÇİN’Lİ Xİ’NİN KENDİSİNİ ARADIĞINI SÖYLEDİ
Hazine Bakanı Scott Bessent, Perşembe günü FOX Business’tan Maria Bartiromo’ya "Mornings with Maria" programında Pekin’in ABD ile bir anlaşmaya varmak istediğine inandığını söyledi. Bessent, "Çinlilerin bir anlaşmaya varmak isteyeceğinden eminim. Ve dediğim gibi, bu çok adımlı bir süreç olacak. Öncelikle gerginliği azaltmamız gerekiyor. Ve zamanla daha büyük bir ticaret anlaşmasına odaklanmaya başlayacağız" dedi.
TRUMP, YÜKSEK RİSKLİ TARİFE KUMARINA AMERİKA EKONOMİSİNİ KOYUYOR
Başkan Donald Trump geçen ay kapsamlı küresel tarifeler açıkladı. Çin mallarına %145 oranında tarife uyguladı. Bu arada, Pekin ABD mallarına %125 oranında tarife uyguladı. Ancak, ülke kısa süre önce Amerikan yapımı bir dizi ürüne uygulanan tarifeyi kaldırdı.
Reuters’e göre, bazı ilaçlar, mikroçipler ve uçak motorları için zaten muafiyetler vardı, ancak Çin etan ithalatı için bir muafiyet ekledi.
Pekin’in tarifelerle ilgili mesajlaşmasındaki değişiklik, 23 Nisan’daki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin "Tek Taraflılığın ve Zorbalık Uygulamalarının Uluslararası İlişkilere Etkisi" konulu Arria-formülü toplantısındaki yorumlarıyla tam bir tezat oluşturuyor.
O toplantıda Çin, ABD’yi tarifeleri dünyanın geri kalanına zorbalık yapmak için kullanmakla suçladı.
Çin’in BM Büyükelçisi Fu Cong açılış konuşmasında, "ABD, karşılıklılık ve adalet kisvesi altında, temelde tarifeler yoluyla mevcut uluslararası ekonomik ve ticari düzeni bozmak, ABD çıkarlarını uluslararası toplumun ortak yararının üstüne koymak ve ABD’nin hegemonik hırslarını tüm ülkelerin meşru çıkarları pahasına ilerletmekle ilgili sıfır toplamlı bir oyun oynuyor" dedi.
Bir Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Fox News Digital’e yaptığı açıklamada, toplantının "BM Güvenlik Konseyi üyelerinin zaman kaybı" olduğunu söyledi. Sözcü ayrıca, toplantıyı Çin’in "ekonomik, siyasi ve güvenlik çıkarlarını desteklemek için çok taraflı sistemi manipüle etmesinin" bir örneği olarak eleştirdi.
Detaylı Analiz ve Yorumlar
Bu gelişmeler, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının geleceği için kritik bir kavşakta olduğumuzu gösteriyor. Çin’in ABD’nin görüşme teklifini değerlendirmesi, gerginliğin azaltılması ve olası bir anlaşmaya varılması için bir umut ışığı sunuyor. Ancak, Çin’in "zorlama ve gasp" uyarıları, Pekin’in taviz vermeyeceği ve kendi şartlarında bir anlaşma istediği konusunda net bir mesaj veriyor.
Trump yönetiminin tarifeleri bir müzakere taktiği olarak kullanma stratejisi, uluslararası alanda eleştirilere neden oldu ve birçok ülke tarafından "zorbalık" olarak nitelendirildi. Çin’in BM’deki eleştirileri, bu görüşün bir yansıması ve Pekin’in uluslararası hukuka ve çok taraflı işbirliğine bağlı olduğunu vurgulama çabası olarak görülebilir.
Bessent’in açıklamaları, Trump yönetiminin de bir anlaşmaya varmak istediğini gösteriyor, ancak sürecin "çok adımlı" olacağı ve öncelikle gerginliğin azaltılması gerektiği vurgusu, müzakerelerin zorlu ve uzun süreceği anlamına geliyor.
Çin’in bazı Amerikan ürünlerine uygulanan tarifeleri kaldırması, bir iyi niyet göstergesi olarak değerlendirilebilir ve müzakerelere olumlu bir zemin hazırlamaya yönelik bir adım olarak görülebilir. Ancak, bu hamlenin yeterli olup olmadığı ve ABD’nin de benzer tavizler verip vermeyeceği belirsizliğini koruyor.
Sonuç olarak, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının geleceği, önümüzdeki aylarda yapılacak müzakerelere bağlı olacak. Her iki tarafın da taviz vermeye istekli olması ve ortak bir zemin bulması gerekiyor. Aksi takdirde, küresel piyasaların istikrarsızlığı devam edecek ve dünya ekonomisi bundan olumsuz etkilenecektir. Çin’in müzakere masasına oturma ihtimali, sadece iki ülke için değil, küresel ekonomi için de önemli bir gelişme olarak kaydedilmelidir. Bu sürecin şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesi, uluslararası ticaretin geleceği için kritik bir öneme sahiptir.
Belirsizlikler ve Beklentiler
Bu süreçte birçok belirsizlik hala devam ediyor. Örneğin, ABD’nin müzakere stratejisi, Çin’in kırmızı çizgileri ve her iki tarafın da hangi alanlarda taviz verebileceği gibi konular belirsizliğini koruyor. Ayrıca, Trump yönetiminin içindeki farklı görüşler ve Beyaz Saray’daki siyasi dinamikler de müzakereleri etkileyebilir.
Ancak, bu belirsizliklere rağmen, ticaret savaşının sona ermesi ve iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için bir umut var. Küresel ekonomi için olumlu bir senaryo, her iki tarafın da karşılıklı çıkarları doğrultusunda bir anlaşmaya varması ve uluslararası ticaretin serbest akışının sağlanmasıdır. Bu durum, küresel büyüme ve istihdam için önemli bir katkı sağlayabilir.
Sonuç olarak, Çin’in ABD’nin tarife görüşmeleri teklifini değerlendirmesi, ticaret savaşının geleceği için kritik bir dönüm noktası olabilir. Önümüzdeki aylarda yapılacak müzakereler, küresel ekonominin kaderini belirleyecek ve uluslararası ticaretin geleceğini şekillendirecektir. Tüm dünya, bu sürecin nasıl gelişeceğini yakından takip edecektir.