ABD ve Çin Arasındaki Ticaret Ateşkesi Küresel Resesyon Korkularını Hafifletiyor: Büyük Brokerajlardan Değerlendirmeler
ABD ile Çin arasındaki geçici ticaret ateşkesi, küresel ticaret gerilimlerinin azalacağına dair iyimserliği körükleyerek büyük brokeraj kuruluşlarının ABD resesyonu tahminlerini aşağı yönlü revize etmelerine yol açtı. Bu gelişme, piyasaların nefes almasını sağlarken, ekonomik büyüme beklentilerini yeniden şekillendirmeye devam ediyor.
Goldman Sachs, ABD resesyonu tahminini %45’ten %35’e düşürerek bu adımı atan ilk büyük brokeraj kuruluşu oldu. Barclays ise resesyon risklerini tamamen göz ardı ederken, J.P. Morgan resesyon olasılığını %50’nin altında değerlendirdi. Bu revizyonlar, ticaret savaşının potansiyel olarak sona erebileceğine dair artan güveni yansıtıyor.
Ateşkesin temelinde, ABD ve Çin’in birbirlerinin ithalatına uyguladığı tarifeleri 90 gün boyunca azaltma konusunda anlaşmaya varmaları yatıyor. ABD, Çin mallarına uyguladığı tarifeleri %145’ten %30’a indirirken, Çin de ABD ithalatına uyguladığı vergileri %125’ten %10’a düşürdü. Bu karşılıklı tavizler, ticaret ilişkilerinde bir yumuşama işareti olarak algılanıyor ve küresel ekonomiye yönelik riskleri azaltıyor.
Geçtiğimiz ay, küresel brokeraj kuruluşları, tarifelere ilişkin endişelerin iş dünyası güvenini zayıflatacağı ve büyümeyi yavaşlatacağı beklentisiyle ABD ve küresel resesyon olasılığını artırmışlardı. Şimdi ise durum tersine dönüyor. Tarifelerin azaltılması, iş dünyası güvenini artırabilir ve yatırımların önünü açabilir.
Bu iyimserliğin bir yansıması olarak Goldman Sachs, 2025 ABD GSYİH büyüme tahminini de 0,5 puan artırarak %1’e yükseltti. Büyüme görünümünün potansiyel olarak iyileşmesiyle birlikte Goldman, Federal Rezerv’den (Fed) 2025 ve 2026’da toplam üç faiz indirimi bekliyor. İlk indirimin Temmuz yerine Aralık ayında, geri kalanların ise önümüzdeki yıl Mart ve Haziran aylarında gerçekleşeceğini öngörüyor.
Brokeraj kuruluşu, daha önce bu yıl için üç faiz indirimi tahmin ediyordu. Goldman, faiz indirimlerinin gerekçesinin sigortadan normalleşmeye kaydığını, büyümenin bir nebze daha güçlü kaldığını, işsizlik oranının biraz daha az yükseldiğini ve politika desteği için aciliyetin azaldığını belirtti. Bu değerlendirme, ekonominin resesyon riskinden uzaklaştığı ve Fed’in daha agresif bir şekilde faiz indirimine gitmesine gerek kalmadığı yönünde bir görüşü yansıtıyor.
Barclays ve J.P. Morgan da Goldman Sachs ile aynı doğrultuda, Aralık 2025’te tek bir Federal Rezerv faiz indirimi öngörüyor. Daha önce Barclays, Temmuz ve Eylül aylarında iki faiz indirimi beklerken, J.P. Morgan Eylül ayında tek bir indirim öngörüyordu. Bu brokeraj kuruluşlarının da tahminlerini Goldman Sachs ile uyumlu hale getirmesi, piyasadaki genel beklentilerin değiştiğini gösteriyor.
Goldman Sachs ayrıca, daha düşük tarife ve resesyon risklerini gerekçe göstererek, S&P 500 endeksi .SPX için yıl sonu hedefini 5.900 puandan 6.100 puana yükseltti. Endeks Pazartesi günü 5.844,19 puandan kapandı. Hedefin yükseltilmesi, piyasanın geleceğine dair daha iyimser bir bakış açısını yansıtıyor.
Citigroup ise Fed faiz indirimi beklentilerini Haziran ayından Temmuz ayına kaydırdı. Bu küçük değişiklik, piyasadaki belirsizliğin hala devam ettiğini gösteriyor.
Ancak tüm bu olumlu gelişmelerin yanı sıra, dikkatli olmakta fayda var. Ticaret ateşkesi geçici bir anlaşma ve kalıcı bir çözüme ulaşılıp ulaşılamayacağı belirsizliğini koruyor. Ayrıca, küresel ekonomik büyüme üzerinde etkili olan başka faktörler de bulunuyor.
ABD ekonomisi için son dönemde açıklanan bazı veriler de karışık sinyaller veriyor. Enflasyonun yavaşlaması olumlu bir gelişme olsa da, işgücü piyasasının soğumaya başladığına dair işaretler var.
Enflasyon Düşüşü
Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) raporuna göre, enflasyon Nisan ayında 4 yılın en düşük seviyesine geriledi. Bu durum, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın tarifelerinin etkili olduğunu gösteriyor. Enflasyonun düşmesi, Fed’in faiz artırımı baskısını azaltıyor ve ekonomiye destek sağlayabilir.
Sonuç olarak, ABD ve Çin arasındaki ticaret ateşkesi, küresel resesyon korkularını hafifletmiş ve ekonomik büyüme beklentilerini yeniden şekillendirmiştir. Büyük brokeraj kuruluşlarının tahminlerini aşağı yönlü revize etmesi, piyasadaki genel iyimserliği artırmıştır. Ancak ticaret ateşkesinin geçici bir anlaşma olduğu ve küresel ekonomiyi etkileyen başka faktörlerin de bulunduğu unutulmamalıdır. Piyasalar, ticaret görüşmelerinin seyrini ve ekonomik verileri yakından takip etmeye devam edecektir.
Bu gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri de yakından izlenmelidir. Küresel resesyon riskinin azalması, Türkiye’nin ihracatını ve turizm gelirlerini olumlu etkileyebilir. Ancak ticaret savaşının sona ermemesi durumunda, Türkiye ekonomisi de olumsuz etkilenebilir.
Sonuç olarak, küresel ekonomideki gelişmelerin yakından takip edilmesi ve Türkiye ekonomisi üzerindeki potansiyel etkilerinin değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.