Wednesday, July 23, 2025
HomeFinansTrump'ın Çin Anlaşması Piyasaları Uçurdu: Eleştirmenler Kabul Edecek mi?

Trump’ın Çin Anlaşması Piyasaları Uçurdu: Eleştirmenler Kabul Edecek mi?

Donald Trump, ticaret anlaşması, Çin, tarifeler, ekonomi, borsa, S&P 500, Dow Jones, Nasdaq, Lynn Song, Scott Bessent, Nicole Russell, USA TODAY, ticaret savaşı, ABD, Birleşik Krallık, enflasyon, siyaset, Cumhuriyetçiler, Kongre, vergi indirimi, medya, haberler, eleştiri, başarı, piyasa, yatırımcılar, iş, resesyon

Trump’ın Ticaret Anlaşması Sonrası Piyasalardaki Yükseliş ve Medyanın Tutumu

12 Mayıs’ta hisse senedi piyasaları, Başkan Donald Trump’ın Çin ile geçici bir ticaret anlaşması duyurusu sonrasında önemli ölçüde yükseldi. Bu gelişme, en azından şimdilik, ekonominin yavaşlaması ve yeni bir enflasyon dalgası korkularını hafifletti. Ancak aynı zamanda önemli soruları da beraberinde getirdi: Trump kalıcı bir anlaşma yapabilecek mi? Eğer yaparsa, eleştirmenleri tarifeler konusundaki kumarının işe yaradığını kabul edecek mi?

Ticaret anlaşması haberi, hisse senedi piyasalarını adeta uçurdu. S&P 500 endeksi %3’ten fazla yükselirken, Dow Jones Sanayi Ortalaması 1.100 puanın üzerine çıktı ve Nasdaq Composite %4.3’ten fazla değer kazandı.

USA TODAY’e konuşan borsa analistleri, ticaret anlaşmasının, 2025’in ilk birkaç ayında yaşanan çalkantılı dönemin ardından ABD piyasaları için rekor seviyelerin yeniden mümkün olduğu anlamına geldiğini belirtti.

Trump’ın tarifeleri bir müzakere aracı olarak kullanması konusunda karmaşık duygularım var. Tarifeler, market alışverişinden giyime, otomobillere kadar her şeye uygulanan bir vergi niteliği taşıyor.

Trump’ın bu kumarı neden oynadığını anlayabiliyorum; daha fazla mal Amerika Birleşik Devletleri’nde üretilirse, Amerikalı işçiler kazanan taraf olacak. Yine de, tarifeler ekonomik büyümeyi yavaşlattı, yatırımcıları tedirgin etti ve Trump’ın Kongre’deki Cumhuriyetçiler nezdindeki siyasi sermayesine zarar verdi (ki vergi indirimi teklifinin yasalaşması için bu sermayeye ihtiyacı olacak).

Ancak, işler nihayet doğru yönde ilerliyor gibi görünüyor. Yönetim, 8 Mayıs’ta Birleşik Krallık ile bir ticaret anlaşması duyurdu ve Çin ile ticaret savaşında ateşkes, çoğu analistin tahmin ettiğinden daha hızlı ve daha geniş kapsamlı bir şekilde sağlandı. Hollandalı banka ING’nin Çin baş ekonomisti Lynn Song, USA TODAY’e verdiği demeçte, "Bu, beklenenden daha büyük bir gerginliğin azaltılması… ancak müzakere süreci muhtemelen zorlu olmaya devam edecek" dedi.

Şampanya patlatmak için henüz çok erken. Trump’ın ekibi, Çin ile nihai bir anlaşmayı Ağustos ayına kadar tamamlamak zorunda. Aksi takdirde, her şey Nisan ayında yeni tarifelerin açıklanmasından bu yana yaşadığımız kaosa geri dönecek.

Trump’ın Çin, Kanada, Meksika, Avrupa Birliği ve diğer ticaret ortaklarına tarifeler uygulamasının ardından, Demokratlar, ana akım medya ve hatta birkaç Cumhuriyetçi onu eleştirdi.

12 Nisan’da yayınlanan bir CNBC haberinde, bir perakendeci, Trump’ın Çin’e uyguladığı tarifelerin ABD işletmeleri için "geri dönüşü olmayan" hasara yol açacağını söyledi. Time dergisi, tarifelerin küresel bir resesyona yol açabileceği konusunda uyardı. Ve The New York Times, tarifeleri "kendi kendine verilen bir fiyasko" olarak tanımladı.

Bu tepkiyi anlıyorum, ancak 12 Mayıs’ta piyasaların yükselişini izlerken, haber medyasının Trump’ın haklı olabileceğini kabul edip etmeyeceğini merak ettim. Gazeteciler, Amerikalıların yıllarca refah içinde yaşamasına yardımcı olabilecek bir anlaşmayı birkaç hafta içinde müzakere ettiği için ona itibar edecekler mi?

Hazine Bakanı Scott Bessent yakın zamanda haber medyasının Trump’a hak ettiği değeri vermekteki tereddüdüne dikkat çekti. Bessent, 27 Nisan’da ABC News’in "This Week" programında, "10 gün önce, bunun Büyük Buhran’dan bu yana borsa için en kötü Nisan ayı olduğuna dair bir haber vardı" dedi. "On gün sonra, Nasdaq Nisan ayında yükselişte ve ben, ‘Borsa şimdiye kadarki en büyük toparlanmayı yaşadı’ diyen bir haber görmedim." Aynı şeyi ben de fark ettim. İlericilerin ve medyanın sürekli hikayesi, Trump Beyaz Saray’dayken her şeyin her zaman berbat olduğudur. Ama gerçek bu değil.

Hisseler yükseldiğinde, ekonomi canlandığında ve Amerikalılar önümüzdeki yıllarda refah içinde yaşadığında, Trump’ın eleştirmenleri sonunda yanıldıklarını kabul edecekler mi?

Nicole Russell, USA TODAY’de köşe yazarı ve Teksas’ta yaşayan dört çocuk annesidir.


Bu makale, esas olarak ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin ile geçici bir ticaret anlaşması yapmasının ardından hisse senedi piyasalarında yaşanan yükselişe odaklanıyor. Makale, anlaşmanın ekonomiye olumlu etkisi, Trump’ın tarifeler konusundaki stratejisi ve medyanın bu duruma yaklaşımı gibi çeşitli konuları ele alıyor.

Anlaşmanın Ekonomik Etkisi:

Makale, ticaret anlaşmasının hisse senedi piyasalarında önemli bir yükselişe yol açtığını vurguluyor. S&P 500, Dow Jones ve Nasdaq gibi önemli endekslerdeki artışlar, yatırımcıların anlaşmaya olumlu tepki verdiğini gösteriyor. Analistler, anlaşmanın ABD piyasaları için rekor seviyelerin yeniden mümkün olabileceği anlamına geldiğini belirtiyor. Ayrıca, anlaşmanın ekonominin yavaşlaması ve enflasyon korkularını hafiflettiği de belirtiliyor.

Trump’ın Tarife Stratejisi:

Makale, Trump’ın tarifeleri bir müzakere aracı olarak kullanması konusundaki karmaşık görüşleri ifade ediyor. Tarifelerin, market alışverişinden otomobillere kadar her şeye uygulanan bir vergi niteliği taşıdığı ve dolayısıyla tüketiciler üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu belirtiliyor. Ancak, daha fazla malın ABD’de üretilmesi durumunda Amerikalı işçilerin kazanan taraf olacağı argümanı da anlaşılıyor. Tarifelerin ekonomik büyümeyi yavaşlattığı, yatırımcıları tedirgin ettiği ve Trump’ın siyasi sermayesine zarar verdiği de belirtiliyor.

Medyanın Tutumu:

Makale, medyanın Trump’a hak ettiği değeri vermekteki tereddüdüne dikkat çekiyor. Trump’ın eleştirmenlerinin, anlaşmanın olumlu etkilerini kabul edip etmeyeceği sorgulanıyor. Özellikle, Hazine Bakanı Scott Bessent’in, medyanın borsa performansındaki olumlu gelişmeleri yeterince vurgulamadığı yönündeki eleştirisi önemli bir nokta olarak öne çıkıyor. Makale, medyanın genellikle Trump’ın politikalarını olumsuz bir şekilde eleştirdiğini ve bu durumun nesnel bir değerlendirme yapılmasını zorlaştırdığını savunuyor.

Anlaşmanın Geleceği:

Makale, Çin ile nihai bir anlaşmaya varılmasının gerekliliğini vurguluyor. Ağustos ayına kadar nihai bir anlaşma sağlanamazsa, tarifelerden kaynaklanan olumsuz etkilerin yeniden ortaya çıkabileceği belirtiliyor. Bu nedenle, müzakere sürecinin zorlu olmaya devam edeceği ve şampanya patlatmak için henüz erken olduğu ifade ediliyor.

Genel Değerlendirme:

Makale, Trump’ın ticaret anlaşması stratejisinin hem olumlu hem de olumsuz yönlerini dengeli bir şekilde sunuyor. Anlaşmanın ekonomik etkileri, Trump’ın motivasyonları ve medyanın tutumu gibi farklı açılardan konuyu ele alıyor. Makale, okuyucuların konu hakkında daha kapsamlı bir anlayış geliştirmesine yardımcı oluyor. Ancak, makalenin yazarı Nicole Russell’ın USA TODAY’de köşe yazarı olması ve daha önce de Trump yanlısı yazılar yazmış olması, makalenin tarafsızlığı konusunda bazı soruları beraberinde getirebilir. Yine de, makalenin sunduğu bilgiler ve analizler, ticaret anlaşması konusundaki tartışmalara önemli bir katkı sağlıyor.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular