Cinsel Ticaretin Görünmeyen Yüzleri: Diddy Combs Davası ve Medyanın Rolü
Sean "Diddy" Combs’un cinsel ticaret suçlamalarıyla yargılanması, kamuoyunun dikkatini nadir görülen, yüksek profilli bir insan ticareti vakasına çekiyor. Ancak bu gösterişin ötesinde, görünmeyen bir kitle de yakından takip ediyor: Henüz kendi sömürüldüklerini fark etmeyen, insan ticaretinin mevcut mağdurları.
Amerika Birleşik Devletleri genelinde binlerce hayatta kalana hizmet veren bir insan ticaretiyle mücadele kuruluşu olan Restore NYC’de, Combs gibi davalar genellikle topluluğumuzdan aynı soruyu gündeme getiriyor: "Neden bir bodrum katına kilitlenmediler ya da yatağa zincirlenmedilerse, neden sadece gitmediler?"
Bu sorunun cevabı vakadan vakaya değişiyor. Bazen mağdurlar, sınır dışı edilme korkusu nedeniyle tacizcilerini ihbar etmiyorlar. Diğerleri, barınma istikrarsızlığı, istismarcı ilişkiler veya gelir eksikliği nedeniyle tacizcilerine bağlı kalıyor. Ancak şaşırtıcı sayıda mağdur, sadece ticarete maruz kaldıklarını bilmedikleri için bu durumlarda kalıyor.
Peki bu nasıl olabilir?
Filmler ve televizyon şovları, cinsel ticaret için iki uç nokta sunma eğilimindedir: Şüphelenmeyen (genellikle beyaz) bir kadın, şiddetli bir tacizci tarafından kaçırılır ve Liam Neeson tarafından kurtarılır ya da (genellikle beyaz) bir kadının ticari seks ticaretindeki hayatının romantikleştirilmiş, göz alıcı bir tasviri, ki bu da çoğu durumda cinsel ticaretin yasal tanımını karşılar.
Her iki anlatı da ticaretin nasıl "görünmesi" gerektiği konusunda gerçekçi olmayan bir beklenti yaratır. Mağdurlar kendi deneyimlerinin bu anlatılarda yansıtıldığını görmediklerinde, destek almak daha zor hale gelir.
Bu tür temsiller, ticaret mağdurlarının karmaşık gerçekliklerini çaresiz bir genç kıza veya güçlendirilmiş bir baştan çıkarıcıya indirger.
Bunu yaparken, özellikle bu kalıplara uymayan renkli kadınlar olmak üzere milyonlarca mağdurun deneyimini silerler.
Yüksek dramatik kaçırılma senaryoları aracılığıyla insan ticaretinin medyada sansasyonelleştirilmesi, aynı zamanda yavaş yavaş yaşanan sömürüden de dikkat dağıtır. Bu durum genellikle ekonomik zorlama, duygusal manipülasyon veya hazırlık gibi görünür. Bu, bizimki gibi şehirlerde, gün ışığında, güç sahibi erkeklerin kadınların kırılganlıklarından yararlanmasıyla gerçekleşir.
Yanlış medya temsilleri, insan ticaretinin kültürel standardımız haline geldiğinde, gerçek mağdurlar görülmeyecek ve hatta kendi sömürülerinden sorumlu tutulmaya devam edeceklerdir.
Restore’da ticaret mağdurlarının %88’ini siyah ve Latin kökenli kadınların oluşturmasıyla, onların hikayelerini daha doğru ve nüanslı bir şekilde hayata geçirmemiz giderek daha önemli hale geliyor.
Restore’nin baş program yöneticisi Lenore Schaffer, "Başlangıçta ticarete maruz kaldıklarını anlamayan mağdurlarla çalıştım – sadece hırsla ilerlemek için bunu yapmak zorunda olduklarını düşündüler" dedi. "Mağdurlar bazen vücutlarının nesneleştirilmesini normalleştirmeye şartlandırılmış bir ömür geçirirler. Tacizciler bundan nasıl yararlanacaklarını biliyorlar."
Popüler kültürün onlarca yılı, güçlenme ve sömürü arasındaki çizgiyi bulanıklaştırdı. Üç 6 Mafia’nın "It’s Hard Out Here for a Pimp" adlı şarkısı, pezevenklik tasvirini şiddetli ama asil bir koşuşturma olarak değil, bir sömürü sistemi olarak yansıttığı için Oscar kazandı. "The Salty Pimp", cinsel sömürü gerçeğine omuz silken bir isme sahip olmasına rağmen, Big Gay Ice Cream Shop’un en çok satan lezzetlerinden biri olmaya devam ediyor.
Bu sıradan normalleştirme, tacizcilerin görünmez kalmasına ve mağdurların sömürülerinin farkında olmamasına yardımcı olur. Pezevenkler popüler Cadılar Bayramı kostümlerine dönüştürüldüğünde, gerçek hayattaki şiddetleri genellikle yanlış anlaşılır.
Yaşanan deneyim ve kamusal anlatı arasındaki kopukluk, tacizcilerin yararlandığı bir şeydir ve hayatta kalanların başlarına gelenleri tanımlamalarını engeller.
Schaffer, "Çalıştığım bir hayatta kalan kişi, onu endüstri bağlantılarıyla tanıştırdığı ve ona gösterişli hediyeler sunduğu için yıllarca tacizcisiyle kaldı. Bunun cinsel sömürü olduğunu fark etmesine rağmen, bunun karşılıklı olarak faydalı bir ilişki olduğunu düşündüğü için onun gözünde ticaret değildi" dedi.
Kamuoyu Combs davasının ortaya çıkışını izlerken, mağdurları tanıdık kalıplara sokma dürtüsüne karşı koymamız çok önemlidir. Bu an, kolektif kültürümüzün, medyamızın ve dilimizin kadınlara yönelik şiddeti nasıl hafife indirebileceği üzerine bir düşünme fırsatı sunuyor.
Ticaret mağdurlarının, özellikle de renkli kadınların gerçek deneyimlerinin gösteriş uğruna silinmemesini sağlayalım.