Meksika, Google’a Karşı Dava Açtı: Meksika Körfezi İsim Tartışması Büyüyor
Meksika Cumhurbaşkanı Claudia Sheinbaum, Google’ın harita platformunda Meksika Körfezi’nin adını, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın yürütme emrine uygun olarak "Amerika Körfezi" olarak değiştirmesi üzerine teknoloji devine dava açıldığını duyurdu.
Sheinbaum, düzenlediği basın toplantısında davanın açıldığını belirtirken, konuyla ilgili daha fazla ayrıntı vermedi. Ancak bu dava, Sheinbaum’un Şubat ayında Google’ı isim değişikliği nedeniyle dava etme tehdidinin ardından geldi.
Şubat ayında Sheinbaum, "Bekleyeceğiz. Hukuki danışmanlık açısından bunun ne anlama geleceğini zaten görüyor, gözlemliyoruz, ancak bir düzeltme yapacaklarını umuyoruz," şeklinde konuşmuştu.
Meksika Dışişleri Bakanlığı da daha önce Google’a, okyanus havzasını "Amerika Körfezi" olarak yeniden adlandırmaması yönünde mektuplar göndermişti.
Trump, Beyaz Saray’a döndüğü ilk gün olan Ocak ayında, körfezin kuzey kesiminin adını Amerika Körfezi olarak değiştirmek için bir kararname imzalamıştı. Bu su kütlesi, Amerika Birleşik Devletleri ve Meksika arasında ortak sınırlara sahip ve Trump’ın emri yalnızca ABD içinde geçerli.
Meksika, Amerika Körfezi etiketinin yalnızca ABD kıta sahanlığı üzerindeki kısma uygulanması gerektiğini savunuyor. Uluslararası sınırlar veri tabanı olan Sovereign Limits’e göre, ABD körfezin yaklaşık %46’sını, Meksika yaklaşık %49’unu ve Küba yaklaşık %5’ini kontrol ediyor.
Sheinbaum Şubat ayında yaptığı açıklamada, "Google’ın burada yaptığı şey, Trump’ın kararının hiçbir ilgisi olmayan Meksika ve Küba kıta sahanlığının adını değiştirmek; Trump’ın kararı sadece ABD kıta sahanlığına uygulandı," ifadelerini kullanmıştı.
Google Haritalar’da körfez, ABD içinde Amerika Körfezi, Meksika içinde Meksika Körfezi ve diğer her yerde Meksika Körfezi (Amerika Körfezi) olarak görünüyor. Körfez, 400 yıldan uzun bir süredir Meksika Körfezi olarak adlandırılıyordu.
Google Haritalar, Trump’ın emrinden kısa bir süre sonra, ABD’deki kullanıcılar için Amerika Körfezi adını kullanmaya başladı ve bu konuda ABD hükümetinin liderliğini izleme konusundaki "uzun süredir devam eden uygulamasına" atıfta bulundu. Google’ın politikası, resmi isimlerin ülkeler arasında farklılık gösterdiği durumlarda, kullanıcıların resmi yerel adlarını göreceğini belirtiyor.
Şubat ayında Meksika Cumhurbaşkanı, Google’ın hükümet işleri ve kamu politikası başkan yardımcısı Cris Turner’dan bir yanıt paylaşmıştı. Turner, şirketin Trump’ın emri sonrasında politikasını değiştirmeyeceğini belirtmişti.
Sheinbaum’un dava duyurusu, Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçilerinin Trump’ın emrini yasalaştırmanın ilk adımı olarak Amerika Körfezi Yasası’nı 211-206 oyla kabul etmesinin ardından geldi. Yasa şimdi Senato’ya gidiyor.
Fox News Digital, Google’dan yorum almak için iletişime geçti. Associated Press bu rapora katkıda bulundu.
Bu hukuki süreç, uluslararası coğrafi adlandırma ve dijital harita platformlarının tarafsızlığı konularında önemli soruları gündeme getiriyor. Meksika hükümetinin bu adımı, coğrafi isimlerin siyasi manipülasyonuna karşı bir duruş olarak yorumlanabilir.
Olayın arka planına bakıldığında, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde sıkça rastlanan uluslararası normlara aykırı ve tek taraflı kararlarından birini temsil ettiği görülüyor. Meksika Körfezi gibi uzun ve köklü bir tarihe sahip bir coğrafi bölgenin adının, tek bir ülkenin kararıyla değiştirilmeye çalışılması, diplomatik gerginliğe ve hukuki mücadeleye yol açtı.
Google’ın bu konudaki tutumu da tartışma yaratıyor. Şirketin, ABD hükümetinin kararlarına öncelik verme politikası, kullanıcıların yerel tercihleri ve uluslararası kabul görmüş isimler yerine siyasi otoritenin yönlendirmesiyle hareket ettiği eleştirilerine neden oluyor.
Bu dava, dijital platformların coğrafi adlandırma konusundaki sorumluluğunu ve tarafsızlık ilkesine uyma gerekliliğini vurguluyor. Google gibi küresel bir şirketin, farklı ülkelerdeki kullanıcılarının beklentilerini ve kültürel hassasiyetlerini dikkate alarak daha dengeli bir yaklaşım sergilemesi bekleniyor.
Meksika’nın Google’a karşı açtığı dava, uluslararası hukuk ve dijital düzenleme alanlarında da önemli bir emsal teşkil edebilir. Dava sürecinde, coğrafi isimlerin korunması, uluslararası anlaşmalar ve dijital platformların sorumluluğu gibi konuların detaylı bir şekilde ele alınması bekleniyor.
Olayın siyasi boyutuna bakıldığında, Meksika ile ABD arasındaki ilişkilerin geleceği açısından da önemli bir sınav niteliği taşıdığı söylenebilir. İki ülke arasındaki ticaret, göç ve güvenlik gibi konularda zaten hassas bir denge bulunurken, bu tür coğrafi adlandırma tartışmaları ilişkileri daha da karmaşık hale getirebilir.
Sonuç olarak, Meksika’nın Google’a karşı açtığı dava, coğrafi adlandırma, dijital platformların sorumluluğu ve uluslararası ilişkiler gibi çeşitli boyutları olan karmaşık bir sorunu gündeme getiriyor. Dava sürecinin nasıl sonuçlanacağı ve bu olayın uluslararası alanda yaratacağı etkiler merakla bekleniyor. Google’ın bu davaya nasıl bir savunma sunacağı ve mahkemenin hangi kararı vereceği, benzer durumlar için yol gösterici olacaktır.