Papa Leo XIV’ün Şaşırtıcı ABD Seçim Geçmişi Tartışma Yarattı
Yeni Papa Leo XIV’ün, ABD’deki siyasi tercihleri ve seçimlere katılımıyla ilgili şaşırtıcı ayrıntılar gün yüzüne çıktı. USA TODAY’in Cuma günü yayınladığı haberde, Papa’nın Illinois’deki ev adresinden, yaşadığı eyalet dışında birçok ABD seçiminde oy kullandığı belirtildi. Habere göre, bu oylar arasında, geçtiğimiz yılki çekişmeli başkanlık seçimlerinde kullanılan bir posta yoluyla oy da bulunuyor.
Chicago doğumlu olan Papa Leo XIV’ün, 2012’den bu yana yedi farklı seçimde oy kullandığı tespit edildi. Bu oylar arasında, "Rüzgarlı Şehir" olarak bilinen Chicago’nun güneybatı banliyösü olan Will County’de yaşarken katıldığı üç Cumhuriyetçi ön seçim de yer alıyor. Ancak, 2020 başkanlık seçimlerinde ve 2022 ara seçimlerinde oy kullanmadığı belirtiliyor.
Perşembe günü, dünya genelinde büyük bir coşkuyla Katolik dünyasının 1.4 milyar üyesinin ruhani lideri olarak göreve başlamasıyla birlikte, Papa’nın siyasi eğilimleri hakkında spekülasyonlar da başladı. Özellikle, göreve gelmeden önce sosyal medyada yaptığı bazı paylaşımlar bu spekülasyonları daha da alevlendirdi.
Örneğin, Papa Leo XIV, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde, Trump ile El Salvador Devlet Başkanı Nayib Bukele’nin Oval Ofis’teki görüşmelerini eleştiren bir mesajı sosyal medya platformu X’te (eski adıyla Twitter) yeniden paylaşmıştı. Bu paylaşım, o dönemde yanlışlıkla sınır dışı edilen bir kişiyle ilgili tartışmaların yaşandığı bir zamana denk gelmişti.
Şubat ayında ise, JD Vance’i ve hükümetin göçmenlik konusundaki tutumunu eleştiren iki köşe yazısı yayınlamıştı. Vance’in de Katolik olması, eleştirilerin daha da dikkat çekmesine neden olmuştu.
Papa’nın oy kullanma kayıtları, yeni Papa’nın siyasi görüşlerini anlamak için bir işaret olarak değerlendiriliyor. Ancak, Illinois yetkilileri, Illinois eyaletinde seçmenlerin bir siyasi partiye üye olarak kayıt yaptırmak zorunda olmadıklarını vurguluyor. Illinois Seçim Kurulu sözcüsü Matt Dietrich yaptığı açıklamada, "Illinois’de, parti üyeliği beyanı seçmen kaydı sürecinin bir parçası değildir" dedi.
Papa’nın daha önce yaşadığı Cook County, Illinois’deki memurluk ofisi, konuyla ilgili yorum talebine henüz yanıt vermedi.
Bu haberin ortaya çıkmasıyla birlikte, Papa Leo XIV’ün siyasi görüşleri ve ABD seçimlerine katılımı hakkında birçok soru işareti oluştu. Bu durum, Vatikan ve ABD arasındaki ilişkilerde yeni bir boyut yaratabilir mi? Papa’nın siyasi tercihleri, Katolik Kilisesi’nin dünya genelindeki misyonunu nasıl etkileyecek? Tüm bu soruların cevapları, önümüzdeki günlerde daha netlik kazanacak gibi görünüyor.
Papa’nın Siyasi Eğilimleri Hakkında Spekülasyonlar
Papa Leo XIV’ün geçmişte yaptığı sosyal medya paylaşımları ve oy kullanma kayıtları, siyasi eğilimleri hakkında çeşitli spekülasyonlara yol açtı. Bazı yorumcular, Papa’nın Cumhuriyetçi ön seçimlerde oy kullanmasını, muhafazakar görüşlere sahip olduğu şeklinde yorumlarken, diğerleri ise Trump ve Vance’i eleştiren paylaşımlarını, daha liberal bir duruş sergilediği şeklinde değerlendiriyor.
Ancak, Illinois’deki seçim sisteminin parti üyeliği beyanını zorunlu kılmaması, Papa’nın siyasi eğilimlerini kesin olarak belirlemeyi zorlaştırıyor. Papa’nın, Cumhuriyetçi ön seçimlerde oy kullanmış olması, otomatik olarak Cumhuriyetçi olduğu anlamına gelmeyebilir. Belki de, o dönemdeki adaylar arasında kendisine en yakın hissettiği kişiye oy vermiştir.
Vatikan’ın Konumu Ne Olacak?
Papa’nın siyasi tercihleri hakkında çıkan haberler, Vatikan’ın gelecekteki politik duruşu hakkında da bazı soruları gündeme getiriyor. Papa’nın, ABD iç siyasetine bu kadar dahil olması, Vatikan’ın tarafsızlık ilkesiyle çelişiyor mu? Vatikan, ABD ile ilişkilerinde bu durumdan nasıl etkilenecek?
Bu soruların cevapları, Papa Leo XIV’ün göreve geldikten sonraki tutumuna ve Vatikan’ın bu konudaki resmi açıklamalarına bağlı olacak. Papa’nın, siyasi görüşlerini açıkça ifade etmeye devam etmesi mi, yoksa daha tarafsız bir duruş sergilemesi mi bekleniyor? Tüm bu sorular, önümüzdeki günlerde daha netlik kazanacak.
Katolik Kilisesi ve Siyaset
Katolik Kilisesi, tarih boyunca siyasetle iç içe olmuştur. Özellikle, sosyal adaletsizlik, yoksulluk, savaş ve barış gibi konularda Kilise, aktif bir rol oynamıştır. Ancak, Kilise’nin siyasi görüşlerini açıkça ifade etmesi, her zaman tartışmalara yol açmıştır.
Papa Leo XIV’ün durumunda da, siyasi görüşleri hakkında çıkan haberler, Katolik Kilisesi’nin siyasetle olan ilişkisi hakkında yeni bir tartışma başlatabilir. Papa’nın, siyasi görüşlerini açıkça ifade etmeye devam etmesi, Kilise’nin tarafsızlık ilkesini zedeleyebilir mi? Yoksa, Papa’nın siyasi görüşleri, Kilise’nin sosyal adalet misyonunu daha da güçlendirecek mi?
Sonuç
Papa Leo XIV’ün ABD seçim geçmişi ve siyasi görüşleri hakkında çıkan haberler, Vatikan, ABD ve Katolik Kilisesi arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa açabilir. Papa’nın, göreve geldikten sonraki tutumu ve Vatikan’ın bu konudaki resmi açıklamaları, tüm bu soruların cevaplarını belirleyecektir. Bu haber, önümüzdeki günlerde daha da çok tartışılacak gibi görünüyor.