Wednesday, June 25, 2025
HomeSiyasetİran Nükleer Anlaşması: Cumhuriyetçilerden Sert Şartlar!

İran Nükleer Anlaşması: Cumhuriyetçilerden Sert Şartlar!

İran, nükleer anlaşma, Senato, Tom Cotton, Lindsey Graham, Kongre, nükleer silahlar, uranyum zenginleştirme, füze programı, terörizm, Donald Trump, Barack Obama, INARA, 123 anlaşmaları, ABD, İsrail, diplomasi, müzakereler, nükleer tehdit, Orta Doğu

İran Nükleer Anlaşması Tartışması: Cumhuriyetçi Senatörler Kongre Onayı İstiyor

İran nükleer anlaşması konusundaki tartışmalar, Cumhuriyetçi senatörlerin sert tutumuyla yeni bir boyut kazanıyor. Trump yanlısı olarak bilinen iki senatör, kalıcı bir anlaşmanın Kongre tarafından onaylanması gerektiğini, ideal olarak üçte iki çoğunlukla geçecek bir anlaşma oylamasıyla gerçekleşmesi gerektiğini belirtiyor. Ancak, Senato’da bu çoğunluğu sağlamak için İran’ın bir dizi zorlu şartı yerine getirmesi gerektiği vurgulanıyor.

Arkansas Senatörü Tom Cotton ve Güney Carolina Senatörü Lindsey Graham, İran’ın nükleer programını tamamen sonlandırması, balistik füze programını ortadan kaldırması ve Orta Doğu’daki terörist gruplara verdiği desteği kesmesi gerektiğini savunuyor.

Cotton, Fox News Digital’e yaptığı açıklamada, "Eğer en dayanıklı ve kalıcı türde bir anlaşma istiyorlarsa, bunu Senato’ya getirmek ve anlaşma olarak oylanmasını sağlamak zorundalar" dedi. Cotton, Obama yönetiminin yaptığı anlaşmanın zayıf olmasının nedeninin de bu olduğunu iddia etti. Bir Amerikan başkanının bir yabancı liderle yaptığı anlaşmanın gelecekteki başkanlar tarafından tersine çevrilebileceğini, bunun da Başkan Trump’ın yedi yıl önce yaptığının kanıtı olduğunu ifade etti.

2015 yılında Cotton, Senato’daki Cumhuriyetçilerin imzaladığı açık bir mektubu İranlı liderlere göndererek, Kongre tarafından onaylanmayan herhangi bir nükleer anlaşmanın gelecekteki yönetimler tarafından bozulabileceği uyarısında bulunmuştu. Bu hamle, Başkan Barack Obama’nın devam eden müzakerelerini baltalama çabası olarak görülmüştü.

Lindsey Graham da Kongre denetimi çağrısında bulunarak, herhangi bir anlaşmanın en azından İran Nükleer Anlaşması İnceleme Yasası (INARA) aracılığıyla geçmesi gerektiğini söyledi. INARA, 2015 yılında Kongre’de büyük bir bipartisan destekle kabul edilmiş ve milletvekillerine Tahran ile varılacak herhangi bir anlaşmayı inceleme fırsatı sunuyordu.

Graham, Dışişleri Bakanı Marco Rubio’ya, İran’ın nükleer ve füze programlarını tamamen ortadan kaldırmadan ve terörizme verdiği desteği kesmeden bir anlaşmayı onaylamak için 67 oy almanın "imkansız" olduğunu söylediğini belirtti.

Senatörler ayrıca, ABD’nin yabancı ülkelerle sivil nükleer işbirliğini düzenleyen yasal çerçeveler olan "123 anlaşmaları" ile paralellik kurdular. Bu anlaşmalar, nükleer silah geliştirilmesini önlemek için katı önlemler gerektiriyor. Cotton, bazı durumlarda Kongre’nin, sadece Senato’nun değil, "123 anlaşmalarını" destekleyen sıradan yasalar çıkarmasının da geleneksel olduğunu belirterek, İran ile yapılacak kapsamlı bir anlaşmanın da benzer bir yasal titizlikle ele alınması gerektiğini savundu.

Cotton ve Graham, uranyum zenginleştirilmesinin tamamen durdurulması da dahil olmak üzere bir İran anlaşmasının "kabul edilebilir" şartlarını özetleyen bir karar tasarısı sunduktan sonra gazetecilere konuştu.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na (IAEA) göre, İran’ın isterse birkaç nükleer silah inşa edebilecek kadar yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyumu bulunuyor. Ancak ABD istihbarat değerlendirmeleri, Tahran’ın henüz silahlanma kararı almadığını belirtiyor.

Hem ABD hem de İsrailli yetkililer, rejime karşı tehditlerini artırdılar. Trump, görüşmelerin başarısız olması durumunda ABD’nin İran’ın nükleer programını engellemek için doğrudan askeri müdahalede bulunacağını açıkça belirtti.

Graham, rejimin bir anlaşmaya razı olmak için sadece "haftaları" olduğunu öne sürdü. Güney Carolina Cumhuriyetçisi, "Uzun, karmaşık müzakerelerden bahsetmiyoruz. Haftalardan bahsediyoruz, aylardan veya yıllardan değil. İran’ın nükleer silah geliştirme potansiyeli burada büyük bir tehdit oluşturuyor. İsrail’in bu konuyu kapatma arzusu da burada büyük bir rol oynuyor" dedi.

Cumhuriyetçi senatörlerin bu sert tutumu, İran nükleer anlaşması müzakerelerini daha da karmaşık hale getiriyor. Biden yönetiminin, İran’la bir anlaşmaya varmak için hem İran’ın taleplerini karşılaması hem de Kongre’deki Cumhuriyetçilerin onayını alması gerekiyor. Bu durum, müzakerelerin geleceği konusunda belirsizlik yaratıyor.

Senatörlerin talepleri, İran’ın nükleer programının ötesine geçerek, ülkenin bölgesel politikalarını da kapsıyor. Bu durum, İran’ın müzakere pozisyonunu daha da zorlaştırabilir ve anlaşmaya varılmasını engelleyebilir.

Ancak, bazı analistler, Cumhuriyetçilerin bu tutumunun müzakerelerde bir pazarlık unsuru olarak kullanılabileceğini ve Biden yönetiminin İran’dan daha fazla taviz koparmasına yardımcı olabileceğini düşünüyor.

Sonuç olarak, İran nükleer anlaşması konusundaki tartışmalar devam ediyor ve gelecekteki gelişmeler yakından takip ediliyor. Cumhuriyetçi senatörlerin Kongre onayı talebi, müzakerelerin seyrini önemli ölçüde etkileyebilir ve anlaşmaya varılmasını zorlaştırabilir.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular