Thursday, May 8, 2025
HomeTeknolojiABD Şehirleri Batıyor: Çökme Tehlikesi, Riskler, Çözümler

ABD Şehirleri Batıyor: Çökme Tehlikesi, Riskler, Çözümler

şehirlerin batması, toprak çökmesi, su çıkarma, yeraltı suyu, Houston, Teksas, altyapı, risk, uyarı işaretleri, bina hasarı, sel riski, şehir planlaması, iklim değişikliği, kuraklık, Nature Cities, Leonard Ohenhen, Lamont-Doherty Earth Observatory, ABD şehirleri, uydu ölçümü, yüksek çözünürlük, petrol ve gaz çıkarma, kentleşme, nüfus artışı

ABD’nin En Büyük Şehirleri Batıyor: Yeni Uyarı Sinyalleri ve Çözüm Arayışları

Yeni bir araştırma, Amerika Birleşik Devletleri’nin en büyük şehirlerinin yavaş yavaş batmakta olduğunu ortaya koyuyor. "Arazi çökmesi" olarak bilinen bu olayın temel nedeni, şehirlerin altında yatan yer altı sularının aşırı ve sürekli olarak çekilmesi olarak belirtiliyor. Ancak, bazı bölgelerde farklı faktörlerin de etkili olduğu vurgulanıyor. Araştırma, sadece kıyı bölgelerindeki şehirlerin değil, aynı zamanda iç kesimlerde bulunan birçok şehrin de bu durumdan etkilendiğini gösteriyor.

Araştırmaya göre, incelenen her şehirde, kentsel alanın en az %20’si batıyor durumda. Hatta 28 şehirden 25’inde, bu oran %65’in üzerinde. Bu durumun vahametini ortaya koyan bir diğer nokta ise, araştırmanın, ABD’nin en kalabalık 28 şehrindeki arazi çökmesini uydu tabanlı yüksek çözünürlüklü ölçümlerle ilk kez ortaya koyması. Lamont-Doherty Dünya Gözlemevi’nden araştırmanın baş yazarı Leonard Ohenhen, USA TODAY’e verdiği demeçte, bazı şehirler için bu tür detaylı verilerin ilk kez elde edildiğini belirtiyor.

Ohenhen, bu çalışmanın kentsel planlama, altyapı uyarlaması ve afet hazırlığı için kritik bilgiler sunduğunu vurguluyor. Araştırmaya göre, en hızlı batan şehir Houston. Houston’ın alanının %40’ından fazlası yılda 5 milimetreden (yaklaşık 1/5 inç) fazla batıyor ve %12’si ise bu oranın iki katı hızla çöküyor. Bazı noktalarda ise bu çökme, yılda 5 santimetreye (2 inç) kadar ulaşıyor. Teksas’taki diğer şehirler olan Fort Worth ve Dallas da bu durumdan önemli ölçüde etkileniyor.

Arazi çökmesi, uzun süre fark edilmeyebileceği için genellikle "görünmez bir tehdit" olarak adlandırılıyor. Ohenhen, araştırmalarıyla bu durumu daha görünür hale getirmeyi amaçladıklarını belirtiyor. Arazi hafifçe bile aşağı doğru kaydığında, binaların, yolların, köprülerin ve barajların yapısal bütünlüğü ciddi şekilde etkilenebiliyor.

Ohenhen, arazi çökmesinin erken uyarı işaretlerinin sıklıkla göz ardı edildiğini vurguluyor. Bu işaretler arasında duvarlarda, temellerde veya pencere ve kapı çevrelerinde çatlaklar, eğimli zeminler, düzgün kapanmayan kapılar ve pencereler, yamuk yollar, eğilen çitler veya elektrik direkleri ve normalden daha fazla dışarıda duran yangın muslukları yer alıyor.

Lamont-Doherty’den yapılan açıklamaya göre, bu durum genellikle ince taneli tortulardan oluşan akiferlerden su çekilmesiyle ortaya çıkıyor. Akiferler yenilenmediği takdirde, eskiden suyla dolu olan boşluklar zamanla çökebiliyor. Bu durum, altta sıkışmaya ve yüzeyde çökmeye neden oluyor. Teksas’ta ise petrol ve gaz pompalama faaliyetleri bu sorunu daha da kötüleştiriyor.

Araştırmada dikkat çeken bir diğer nokta ise, haritada San Jose, Memphis ve Jacksonville şehirlerinin "yükselme" gösteren yeşil noktalarla işaretlenmesi. Ohenhen, bu şehirlerdeki yükselmenin şehir genelindeki ortalama bir değer olduğunu ve yılda 0,1 ila 0,3 milimetre gibi neredeyse ihmal edilebilir düzeyde olduğunu belirtiyor. Bu durum, şehirlerin genel olarak stabil olduğu anlamına geliyor ancak, şehrin her yerinin aynı oranda yükseldiği anlamına gelmiyor.

Ohenhen, küçük değişikliklerin zamanla birikerek kentsel sistemlerdeki zayıf noktaları büyütebileceğini ve sel riskini artırabileceğini vurguluyor. Bu çökmenin, altyapı üzerindeki gerilimleri güvenlik sınırlarının ötesine taşıyabileceği de belirtiliyor.

Araştırmacılar, nüfus artışı, su tüketimi ve iklim kaynaklı kuraklıkların bazı bölgelerde arazi çökmesini daha da kötüleştirebileceği konusunda uyarıyor. Ohenhen, sadece bir sorun olduğunu söylemek yerine, yanıt verebileceklerini, ele alabileceklerini, hafifletebileceklerini ve uyum sağlayabileceklerini belirtiyor. Çözüm odaklı hareket etmeleri gerektiğini vurguluyor.

Araştırma, 8 Mayıs’ta İngiliz dergisi Nature Cities’de yayınlandı. Bu çalışma, arazi çökmesi sorununu daha görünür hale getirerek, şehirlerin gelecekteki planlamaları ve altyapı çalışmaları için önemli bir yol haritası sunuyor. Şehir yöneticilerinin, mühendislerin ve diğer paydaşların bu bulguları dikkate alarak, sürdürülebilir su yönetimi uygulamalarını hayata geçirmesi ve altyapıyı bu duruma göre uyarlaması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, şehirlerin batmaya devam etmesi ve bunun da ciddi ekonomik ve sosyal sonuçları olması kaçınılmaz görünüyor.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular