Thursday, May 8, 2025
HomeSiyasetTrump'ın Sınır Politikası: Muhafazakardan Övgü ve Eleştiri

Trump’ın Sınır Politikası: Muhafazakardan Övgü ve Eleştiri

Donald Trump, göçmenlik, güney sınırı, sınır güvenliği, Joe Biden, sınır karşılaşmaları, sığınma talepleri, sınır politikası, sınır yasası, sınır krizi, sınır kontrolü, sınır duvarı, sınır devriyesi, askeri varlık, sınır dışı etme, sınır dışı, yasal süreç, sınır dışı yargıçları, sınır davaları, yasadışı göçmenler, toplu sınır dışı, siyasi görüş, muhafazakar, ABD, USA Today, Dace Potas

Trump’ın Sınır Politikası: Bir Muhafazakarın Gözünden Başarı ve Eleştiriler

Donald Trump’ın başkanlık döneminde uyguladığı sınır politikaları, tartışmaların odağında yer almaya devam ediyor. Muhafazakar bir bakış açısıyla bu politikaları değerlendiren bir yazar olarak, Trump’ın eylemlerinde hem takdir edilecek yanlar hem de eleştirilmesi gereken noktalar olduğunu düşünüyorum.

Sınır Güvenliğinde Sağlanan Başarı

Trump’ın başkanlığının ilk aylarında, güney sınırındaki durumla ilgili attığı adımlar, önemli bir başarı olarak değerlendirilebilir. Joe Biden’ın başkanlığı döneminde Kongre’den beklediği ancak alamadığı yasal düzenlemelere ihtiyaç duymadan, Trump sınır güvenliğini sağlamayı başardı. Bu, Trump’ın eleştirilmesi gereken birçok yönü olmasına rağmen, sorunları çözdüğü durumlarda takdir edilmeyi hak ettiğinin bir göstergesi.

Biden yönetiminin göç politikalarındaki eksiklikleri hızla tersine çeviren Trump, güneybatı sınırındaki karşılaşma sayısını önemli ölçüde azalttı. Biden’ın başkanlığının son aylarında düşüş eğiliminde olan bu sayılar, Trump’ın göreve gelmesiyle daha da belirgin bir şekilde düştü. Biden yönetiminin Haziran ayındaki icraatları bile bu kadar büyük bir düşüş sağlayamamıştı.

Buradaki önemli nokta, Biden’ın Kongre olmadan sınır kriziyle ilgili hiçbir şey yapamayacağı iddiasının aksine, Trump’ın Kongre’ye ihtiyaç duymadan sınır güvenliğini sağlamasıdır. 2024’te yeniden seçilmek için adaylığını koyarken, iki partinin üzerinde uzlaştığı bir sınır tasarısını engellemiş olsa da, bu yasanın sınırda herhangi bir şeyi başarıp başaramayacağı belirsizdi. Hatta yasa, başkanın sınırı kapatma yetkisini kısıtlayarak, sınır karşılaşmalarının belirli bir eşiğe ulaşması durumunda bu tür bir eyleme izin verecekti. Ayrıca, sınır krizinin temel nedeni olan sahte iltica başvurularının işlenmesi sorununa da hiçbir çözüm getirmiyordu.

Trump, güney sınırındaki "istila" olarak adlandırdığı durumu gerekçe göstererek iltica başvurularını büyük ölçüde kısıtladı. Sınırda askeri varlığı artırdı, hızlı sınır dışı etme yetkisini genişletti ve ilk döneminde uyguladığı "Meksika’da Kal" politikasını geri getirdi. Bu politika, iltica başvuruları sonuçlanana kadar göçmenlerin Meksika’da kalmasını zorunlu kılıyordu.

Sonuç olarak, sınır güvenliği konusunda Kongre’ye ihtiyaç duymadığımız, sadece harekete geçmeye istekli bir başkana ihtiyacımız olduğu ortaya çıktı. Sınır karşılaşmalarındaki keskin düşüş, bunun en açık kanıtı. Trump’ın göç konusundaki bilinen katı tutumu ve sınırda attığı somut adımlar sayesinde, Biden yönetiminin başından beri sınırı kontrol edebileceği ancak bunu yapmadığı anlaşılıyor.

Sınır Dışı Etmelerde Yaşanan Hukuki Sorunlar

Trump’ın sınır güvenliği konusunda attığı olumlu adımların yanı sıra, sınır dışı etme süreçlerinde yaşanan bazı sorunlar da göz ardı edilmemeli. Trump, toplu sınır dışı etmeleri gerçekleştirmek için yasaları esnetmeye veya sınır dışı edilecek kişilerin adil yargılanma hakkını kısıtlamaya çalışıyor. Bu çabalar, her ne kadar Amerika Birleşik Devletleri’nden şiddet içeren suçluları sınır dışı etmek gibi haklı bir amaca hizmet etse de, mahkemelerle karşı karşıya gelmesine neden oluyor.

Trump yönetimi, adil yargılanma hakkını göz ardı ederek ve eski yasaları geniş yorumlayarak, sınır dışı etme vaatlerini yerine getirmek yerine mahkemelerle mücadele etmek zorunda kalıyor. Bu noktada, Kongre’nin Trump’a yardımcı olması gerekiyor, ancak milletvekilleri sessiz kalmaya devam ediyor.

Bu mücadeleler, Trump yönetiminin gereksiz yasal savaşlara girmesine ve dikkatini yaptığı olumlu değişikliklerden uzaklaştırmasına neden oluyor. Amerika’daki milyonlarca yasa dışı göçmen sorununu çözmek önemli olsa da, bunu başarmak için adil yargılanma hakkını kısıtlamaya gerek yok.

Bu türden mücadeleler, politikaların iptal edilmesine yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda başkanın rakiplerine (hem Demokratlara hem de medyaya) Amerikalıları sınırda yapılan iyi işlerden uzaklaştırmak için kolay bir hedef sunuyor.

Trump yönetiminin ülkedeki milyonlarca yasa dışı göçmen sorununu çözmek için yapabileceği en iyi şey, daha fazla göçmenlik yargıcı atamaktır. 3,6 milyonluk göçmenlik davası birikiminin ele alınması gerekiyor ve şu anda bu sayıyı azaltmak için yeterli sayıda yargıcımız yok. Hem birikimi ortadan kaldırmak hem de sınır dışı etme süreçlerinin verimliliğini artırmak, yönetimin adil yargılanma hakkını ihlal etmeden daha fazla insanı sınır dışı etmesini sağlayacaktır.

Trump, mahkemelere meydan okuyarak süreci yavaşlatmak yerine, ülkedeki yasa dışı göçmen sayısını ele almak için yasal yollar aramalı.

Sonuç

Amerika’nın güvenli bir sınıra ihtiyacı var. Bu, hem ülkemize kimin girdiğini bilmemizi sağlamak hem de kurallara uyan insanlara karşı adil olmayı sağlamak için önemli. Yasal göçü ele almak için öncelikle sınırı kontrol altına almamız gerekiyor. Trump yönetiminin sınırı güvence altına alma çabaları bu amaca doğru atılmış bir adım, ancak aceleci toplu sınır dışı etme girişimleri bu çabaları baltalıyor.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular