Artık Ondan Ayrı Yaşayamıyorum: 21 Dolarlık USB-C Endoskop Kamerası İncelemesi

Ara sıra öyle bir alet, aksesuar veya araçla karşılaşıyorum ki, onsuz nasıl yaşadığıma inanamıyorum. En son örneğim, sadece 21 dolara kaptığım bu USB-C endoskop kamerası. Peki, endoskop kamerası nedir? Ucunda bir kamera ve ışık bulunan uzun, esnek bir tüp gibi düşünün. Tıp alanında insan vücudunun içine bakmak için kullanılıyor, ancak benim için her türlü pratik kullanım için günlük hayatı değiştiren bir araç oldu.

Elde ettiğim 21 dolarlık endoskop kamera, telefonuma USB-C aracılığıyla bağlanan bir model. Bundan önce, her zaman hantal, bağımsız bir endoskop kamerasıyla uğraşırdım. O bağımsız endoskop kameranın büyük dijital ekranı ve analog kontrol düğmeleri olan kasası, kötü görüntü kalitesiyle oldukça kullanışsızdı. Pikselli siyah beyaz görüntüler bulanıktı ve her zaman göz doktoruna gitmem gerekip gerekmediğini merak ediyordum.

Ek olarak, o kameranın kablosu nispeten kalın ve sertti, bu yüzden örneğin bazı eski arabaların drenaj deliklerine girmekte zorlanıyordum. Ve kamerayı kullanmam gerektiğinde, pilleri her zaman bitmiş olurdu ve değiştirmem gerekirdi.

Sahip olduğum bağımsız modelin aksine, iPhone ve Android cihazlar için Ennover endoskop kamerası bambaşka bir hikaye. Sadece telefonuma ücretsiz uygulamayı kurdum, ardından USB-C ile taktım. İşte bu kadar! Uygulama, endoskop kamerasından gelen görüntüyü gösteriyor ve hemen kullanmaya başlayabiliyorum. İşim biter bitmez, telefonumdan çıkarıp bir çekmeceye koyuyorum. Bundan daha kolay olamazdı.

1,5 metrelik kablo yarı sert, bu yüzden irademe göre bükülecek kadar esnek, ancak ihtiyaç duyduğum yere, daha derin boşluklara ve borulara bile yönlendirecek kadar sert. LED’in parlaklığı basit bir kadranla ayarlanabiliyor, böylece tamamen karanlık alanlarda bile kullanabiliyorum ve fotoğraf çekebilen basit bir düğme var. Uygulamada, görüntüyü döndürebilir, renkli ve tek renkli arasında geçiş yapabilir ve hatta videolar kaydedebilirim.

Ennover ayrıca, ulaşılması zor yerlere düşmüş olabilecek küçük metal parçaları almak için kullanışlı bir mıknatıs veya metalik olmayan parçaları almak için bir kanca gibi kamera için çeşitli ek parçalar da içeriyor. Diğer ek parçalar arasında bir ayna, yedek tutucular ve USB-C’si olmayan eski telefonlar için Mikro USB ve Lightning adaptörleri bulunuyor.

Küçük parçaları bir dolabın, şifonyerin vb. arkasına kaç kez düşürdüğümü sayamam. Endoskopla, onları kolayca bulup geri çekebilirim, üstelik herhangi bir mobilyayı hareket ettirmeden.

Kamera, özellikle mutfakta büyük cihazların arkasına bakmak için kullanışlı. Yeni bulaşık makinem kurulduğunda, su kaynağı bağlantısını olası sızıntılara karşı izlemem gerekiyordu, ancak lavabomun altındaki alan oldukça dar. Neyse ki, güvenilir endoskop kameramla hiç sorun olmadı.

Eski arabalarla uğraşmayı da seviyorum ve bir arabanın ne kadar süre dayanabileceğini belirleyen en önemli faktörlerden biri boşluk sızdırmazlığıdır. İç kısımlar düzgün şekilde kaplanmamışsa, pas meydana gelebilir ve pahalı hasarlara neden olabilir. Endoskop kameramla, herhangi bir yeri hızlıca inceleyebilir ve hangi alanların daha iyi korunmaya ihtiyacı olduğunu tespit edebilirim. Ayrıca, motor soğutma sisteminde bir tıkanıklık olduğundan şüphelendiğimde veya soğutma hatlarının yüzeysel bir incelemesi için arabanın altına bakmam gerektiğinde de kullanışlı.

Model demiryolu sahibi olan herkes bir endoskop kamerasına sahip olmanın değerini anlayacaktır, çünkü çeşitli tünellerin içine her zamankinden daha ayrıntılı bir şekilde bakmanızı sağlayacaktır. Ve daha büyük düzenlemelerde, endoskop kamerasını uzak, erişilemeyen ayrıntılara yakından bakmak için kullanabilirsiniz. İstasyon bahçesinde de benzer şekilde rayları kontrol edebilirsiniz.

Dürüst olmak gerekirse, bu sadece buzdağının görünen kısmı. Dediğim gibi, bu endoskop kamerası olmadan hayatı hayal edemiyorum ve neredeyse her hafta kullanıyorum. Onu ne için kullanabileceğiniz konusunda hayal gücünüzün sınırı yok ve Amazon’da sadece 21 dolara inanılmaz bir değer.

Bu makale aslında kardeş yayınımız PC-WELT’te yayınlandı ve Almanca’dan çevrilip yerelleştirildi.