Washington Üniversitesi’nde İsrail Karşıtı Protesto: Gözaltılar ve Gerginlik
Seattle’daki Washington Üniversitesi (UW) kampüsünde Pazartesi günü, İsrail karşıtı bir grup protestocunun bir binayı işgal etmesiyle gergin anlar yaşandı. Yetkililere göre, olay yerine gelen çevik kuvvet polisinin müdahalesi sonucu en az 30 kişi gözaltına alındı.
Protestocular, kampüsteki bir mühendislik binasını saatlerce işgal ederek, okulun büyük havacılık ve savunma şirketi Boeing ile olan ilişkilerini kesmesini talep ettiler. Boeing’in üniversite ile uzun bir geçmişi bulunuyor.
Olay yerinden gelen görüntülerde, polislerin binayı kontrol altına almak için harekete geçtiği sırada, göstericilerin binanın içine kendilerini kilitlediği ve dışarıda bazı çöp konteynerlerinin ateşe verildiği görüldü. Dışarıdaki bir protestocu, "Polisi ortadan kaldırın. Her ölen polis, direniş için bir zaferdir" şeklinde bağırdı.
UW, yaptığı açıklamada, protestocuların bina içinde ve çevresinde "tehlikeli bir ortam" yarattığını belirtti. Üniversite yetkilileri, yüzlerini çoğunlukla kapatan protestocuların, binanın dışındaki iki sokağa erişimi engellediğini, binanın giriş ve çıkışlarını kapattığını ve dışarıdaki bir sokakta iki çöp konteynerini ateşe verdiğini ifade etti.
UW Polisi, yerel polisle işbirliği yaparak durumu kontrol altına aldı ve saat 22:30 civarında binanın dışındaki alanı temizlemeye başladı. Saat 23:00’te ise binanın içine girdi. Üniversite, binayı işgal eden yaklaşık 30 protestocunun tutuklandığını ve izinsiz giriş, mala zarar verme, kamu düzenini bozma ve bu üç suçun tamamını işlemek için komplo kurma suçlarından yargılanacağını duyurdu.
UW’den yapılan açıklamada, "UW, güvenli bir öğrenme ve araştırma ortamı sağlamaya kararlıdır ve bu yasa dışı bina işgalini ve askıya alınmış bir öğrenci grubu tarafından Pazartesi günü yayınlanan antisemitik açıklamayı şiddetle kınamaktadır. Üniversite, bu tür saldırgan ve yıkıcı davranışlardan yılmayacak ve antisemitizme tüm biçimleriyle karşı çıkmaya devam edecektir" denildi.
Öğrenci Grubu Protestoyu Üstlendi
Students United for Palestinian Equality & Return (Filistin Eşitliği ve Geri Dönüş için Birleşmiş Öğrenciler) adlı UW öğrenci grubu, protestoyu organize etmeye yardım ettiğini ve Boeing’in binayı 10 milyon dolarla finanse ettiğini söyledi.
Grup, Pazartesi gecesi sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımda, "Washington Üniversitesi, Boeing ile olan ortaklığı aracılığıyla Filistin halkının soykırımına doğrudan ortak olmaktadır. Maske takın ve tanımlanabilir özellikleri örtün" diyerek başkalarını da protestoya katılmaya çağırdı.
Grup, Boeing’i İsrail hükümeti tarafından Gazze’deki savaşta kullanılan kitle imha silahları inşa etmekle suçladı. "Eğitimimizin, işi Filistin halkının toplu soykırımına yol açan bir şirket tarafından doğrudan finanse edilmesine ve kontrol edilmesine ortak olmayı reddediyoruz. Bu bombalar, füzeler ve diğer yıkım silahları, Boeing’in UW kampüsüne, araştırma tesislerine ve öğrenci iş gücüne erişimi sayesinde mümkün olmaktadır" ifadelerini kullandı.
Bina Sembolik Olarak Yeniden Adlandırıldı
Protestocular, binayı işgal ettikten sonra, 14 Ekim 2024’te El-Aksa Hastanesi’nin bombalanması sırasında öldürülen 19 yaşındaki Gazzelı Filistinli Şaban Al-Dalou’nun adını taşıyan bir pankart asarak binayı sembolik olarak yeniden adlandırdılar. İsrail, tesiste Hamas’ın gömülü bir komuta merkezini hedef aldığını açıklamıştı.
Olay, üniversite kampüsünde gerginliğe neden olurken, UW yetkilileri soruşturma başlattı ve gelecekte benzer olayların yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınacağını duyurdu. Gözaltına alınan protestocuların akıbeti ise henüz belirsiz.
Olayın Arka Planı ve Tartışmalar
Bu protesto, İsrail-Filistin çatışmasının bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Boeing’in İsrail’e silah tedarik etmesi, Filistin yanlısı aktivistler tarafından eleştiriliyor ve üniversitelerin bu tür şirketlerle olan ilişkilerinin sorgulanmasına yol açıyor.
Öte yandan, bazı çevreler protestoyu antisemitik olarak nitelendiriyor. Protestocuların kullandığı ifadeler ve eylemler, Yahudi toplumu tarafından tepkiyle karşılanırken, UW yetkilileri de antisemitizme karşı olduklarını vurguluyor.
Olayla ilgili soruşturma devam ederken, üniversite yönetimi, ifade özgürlüğü ile güvenli bir öğrenme ortamı arasındaki dengeyi korumaya çalışıyor. Bu tür protestoların, kampüs ortamında kutuplaşmaya ve gerginliğe yol açabileceği endişesi de dile getiriliyor.
Sonuç
Washington Üniversitesi’ndeki İsrail karşıtı protesto, üniversite kampüslerinde yaşanan siyasi aktivizmin bir örneği olarak dikkat çekiyor. Olay, İsrail-Filistin çatışmasının farklı boyutlarını ve üniversitelerin bu konudaki rolünü tartışmaya açarken, ifade özgürlüğü, güvenlik ve antisemitizm gibi hassas konuları da gündeme getiriyor. Soruşturmanın sonuçları ve üniversite yönetiminin alacağı önlemler, gelecekte benzer olayların yaşanıp yaşanmayacağını belirleyecek.