ABD Senatosu Demokratlardan Mike Waltz’a BM Büyükelçiliği Adaylığına Sert Eleştiriler: Onay Süreci Zorlu Geçebilir

ABD Senatosu’ndaki Demokratlar, Temsilci Mike Waltz’un Birleşmiş Milletler (BM) Büyükelçiliği adaylığı için onay sürecinin zorlu geçeceği uyarısında bulundu. Demokrat senatörler, Waltz’ın yeterliliği ve geçmişteki tartışmalı eylemleri nedeniyle adaylığının kolay onaylanmayacağını belirtiyor.

Illinois Senatörü Tammy Duckworth, CBS News’in "Face the Nation" programında yaptığı açıklamada, "Mike Waltz’un onay süreci çok zorlu geçecek. Bu acımasız, acımasız bir duruşma olacak. Sadece bu Signal zincirine katılmış olması nedeniyle bile bu göreve nitelikli değil," dedi. Duckworth, Senato Dış İlişkiler Komitesi üyesi olarak Waltz’ın adaylığına karşı güçlü bir duruş sergiliyor.

Duckworth, Waltz’ın "başarısız olmasına rağmen yükseldiğini" iddia ederek, "Mike Waltz, bizim ‘başarısız olmak’ dediğimiz şeyi yapıyor. İşinde başarısız oluyor ve büyükelçi olarak terfi ettiriliyor. Ülkemizin Birleşmiş Milletler’de ihtiyacı olan şey bu değil," şeklinde konuştu.

Virginia Senatörü Mark Warner da CNN’in "State of the Union" programında benzer bir görüş dile getirerek, "Sanırım acımasız bir onay duruşması olacak. Sadece Demokratlardan değil, Cumhuriyetçilerden de zor sorular alacağını düşünüyorum," ifadelerini kullandı.

Tartışmaların Odağında: Signal Grubu ve Pete Hegseth Bağlantısı

Waltz’un adaylığına yönelik eleştirilerin temelinde, The Atlantic dergisinin ortaya çıkardığı, Waltz’un ekibinin Mart ayında Yemen’deki Husilere karşı düzenlenen saldırıları tartıştığı bir Signal grubu sohbeti yer alıyor. Bu durum, Waltz’un dış politika konularındaki yaklaşımı ve karar alma süreçleri hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Ayrıca, Demokratlar Waltz’un adaylığını, Trump yönetimindeki diğer dış politika liderlerine, özellikle de Savunma Bakanı Pete Hegseth’e yönelik eleştirilerini dile getirmek için bir fırsat olarak görüyor. Hegseth’in adı, söz konusu Signal grubundaki tartışmalarla da anılıyor ve Demokratlar, Waltz’ın Hegseth ile olan bağlantılarını sorgulayacaklarını belirtiyor.

Trump’tan Sürpriz Açıklama: "Yükseltilmiş Bir Pozisyon"

Eski Başkan Donald Trump ise Pazar günü yaptığı açıklamada, yaklaşık altı ay içinde yeni bir ulusal güvenlik danışmanı atayacağını duyurmuştu. Trump, Waltz’ın istifa etmediğini, bunun yerine yönetim tarafından BM Büyükelçisi olarak "yükseltilmiş bir pozisyona" getirildiğini söyledi. Bu açıklama, Waltz’un adaylığına verilen desteği göstermesi açısından önemli.

Beyaz Saray’dan Henüz Bir Açıklama Yok

Fox News Digital’in konuyla ilgili yorum talebine Beyaz Saray henüz yanıt vermedi. Bu durum, Waltz’un adaylığı hakkındaki tartışmaların ve belirsizliklerin devam ettiğini gösteriyor.

Onay Süreci ve Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin Rolü

Waltz’un adaylığının Senato’da oylanması için öncelikle Senato Dış İlişkiler Komitesi’nden onay alması gerekiyor. Komite, Waltz’un adaylık duruşmasını ne zaman yapacağına ve oylama yapacağına dair henüz bir takvim belirlemedi. Ancak komite, Waltz’un adaylığının "öncelikli" bir konu olduğunu belirtiyor. Bu durum, Waltz’un adaylık sürecinin hızla ilerleyebileceğine işaret ediyor.

Cumhuriyetçilerin Desteği Belirsiz

Demokratların Waltz’a yönelik sert eleştirileri, Cumhuriyetçilerin tutumunun ne olacağı sorusunu gündeme getiriyor. Senatör Warner’ın "Sadece Demokratlardan değil, Cumhuriyetçilerden de zor sorular alacağını düşünüyorum," şeklindeki açıklaması, Waltz’ın Cumhuriyetçilerden de tam destek alamayabileceğine işaret ediyor. Özellikle dış politika konularında farklı görüşlere sahip bazı Cumhuriyetçi senatörlerin Waltz’ın adaylığına karşı çıkabileceği belirtiliyor.

Sonuç

Mike Waltz’un Birleşmiş Milletler Büyükelçiliği adaylığı, ABD Senatosu’nda sert tartışmalara yol açacak gibi görünüyor. Demokratların Waltz’ın yeterliliğini ve geçmişteki tartışmalı eylemlerini sorgulayacağı, Cumhuriyetçilerin ise dış politika vizyonu ve yaklaşımı konusunda sorular sorabileceği belirtiliyor. Waltz’un onay süreci, sadece kendi geleceği açısından değil, aynı zamanda Trump yönetiminin dış politika vizyonu ve BM’deki rolü açısından da önemli bir sınav olacak.