Donald Trump’ın Formula 1 Sahnesindeki Gölgesi: Ekonomi Politikalarının Yarattığı Belirsizlik
Donald Trump, Amerikan başkanlığı için ikinci kez adaylık yarışına girerken, 2023’teki Miami Grand Prix’sinde Formula 1 sahnesini kişisel kampanyası için kullanmaktan çekinmedi. Lando Norris’in beklenmedik zaferinin ardından, Trump kendisini bir nevi "uğur getiren figür" olarak lanse etti. Trump için bu, basit bir uğraktı; zira özel mülkü Mar-a-Lago, güneşin eksik olmadığı bu Grand Prix’nin kalbi olan Hard Rock Stadyumu’na sadece 100 kilometre uzaklıktaydı.
Yerel gazete "Palm Beach Post"un haberine göre, eski ABD Başkanı yine Florida’daki evine dönmüş durumda ve Pazar gününe kadar da evinden ayrılması beklenmiyor. Bu durum, Trump’ın Miami International Autodrome’a tekrar bir ziyaret yapabileceği yönündeki spekülasyonları körükledi. Trump pistte görünür mü, görünmez mi bilinmez; ancak onun izlediği ekonomi politikaları, Formula 1 dünyasını da tedirgin ediyor. Hatta, bu tedirginlik hat safhada.
Bunun çeşitli nedenleri var. Milyar dolarlık bir endüstri olan motor sporlarının en üst seviyesi, ABD merkezli medya şirketi Liberty Media’ya ait. Eğer doların değeri ve borsa endeksleri, beklenmedik bir Trump kararından dolayı düşüş gösterirse, bu durum Colorado’daki genel merkezde endişeyle karşılanacaktır. Sonuçta, Formula 1 halka açık bir şirket.
24 yarıştan üçü (Miami, Austin ve Las Vegas) ABD’de düzenleniyor. Birçok varlıklı sponsor da bu ülkede bulunuyor. Haas takımı, Formula 1 gridinde yer alan tek ABD merkezli takım. 2026’dan itibaren ise köklü marka Cadillac de bu listeye eklenecek. Red Bull ise önümüzdeki yıldan itibaren ABD’li otomobil üreticisi Ford ile motor ortaklığına başlayacak.
Cadillac, General Motors’a (GM) ait. Detroit merkezli bu ABD’li otomobil üreticisi, Trump’ın gümrük politikalarının ve dünya ticaretindeki belirsizliklerin tüm ağırlığını hissetmiş durumda. GM kısa süre önce, milyarlarca dolarlık zararla karşılaşmayı beklediklerini ve bu nedenle de kâr tahminlerini önemli ölçüde düşürdüklerini açıkladı. Şirket CEO’su Mary Barra, hissedarlara yazdığı bir mektupta, ithal otomobil parçaları için yakın zamanda yapılan kolaylıklara rağmen, gümrük vergilerinin şirkete dört ila beş milyar ABD dolarına mal olabileceğini belirtti.
Takım tezgahı üreticisi Haas da sert kesintilerle karşı karşıya. ABD’li şirket, Trump’ın gümrük politikası sonucunda kendi ürünlerine olan talebin "dramatik bir şekilde azaldığını" bildirdi. İhtiyati olarak üretimi azaltmış, atölyelerdeki mesai saatlerini kısaltmış ve işe alımları durdurmuş durumda. Ancak, PR departmanı hızlı bir şekilde, Formula 1 takımı Haas’ta "her şeyin normal" şekilde devam ettiğini belirtti.
ABD gümrük vergilerinin sonuçları, İngiltere, İtalya ve İsviçre merkezli Formula 1 takımları için pek hissedilir değil. Sonuçta, takımlar ABD’den çok az parça temin ediyor. Ancak Kuzey Amerika, Ferrari veya Mercedes gibi otomobil üreticileri için önemli bir pazar. Dolayısıyla, bunun Formula 1 bölümleri üzerindeki gerçek etkileri henüz tam olarak ortaya çıkmayabilir.
Mercedes takım patronu Toto Wolff, Suudi Arabistan’daki Formula 1 yarışı sırasında yaptığı açıklamada, "Küresel ölçekte gözlerimizin önünde olup bitenler neredeyse sosyoekonomik bir deneye benziyor" dedi. Bazı ABD’li ortakların ruh halinin "olumsuz" olduğunu, çünkü bunun işleri için ne anlama geleceğini, gümrük vergilerinin ve jeopolitik durumun onları nasıl etkileyeceğini bilmediklerini söyledi. Ancak, Formula 1 takımı şu ana kadar bundan etkilenmedi.
Küreselleşme, tedarik zincirleri; bu kavramlar, hiçbir spor dalında motor sporlarının zirvesi kadar derinlere kök salmış değil. Ayrıca, bu çevre krizlere karşı da tecrübeli.
Uzun yıllar Formula 1 yöneticiliği yapmış ve günümüzde sektör analisti olan Mark Gallagher, "Formula 1, son 20 yılda bazı sismik zorluklar yaşadı. Avrupa Birliği’nde tütün sponsorluğunun yasaklanması, 2008 mali krizi, küresel salgından bahsetmiyorum bile" diye hatırlattı.
Ona göre, "Amerika Birleşik Devletleri’nin dünyanın geri kalanıyla olan ilişkileri ve Trump yönetiminin gümrük vergilerinin ekonomik etkileri konusundaki belirsizliğin büyük önem taşıdığı tartışılmaz." "Bu, otomobil üreticileri veya spordaki sponsorlar olsun, Formula 1’i de etkileyecek."
Peki, Formula 1 hak sahibi şirketten önemli miktarda para ödülü alan takımlar, bu belirsiz zamanlarda ne yapıyor? Kendilerini güvence altına almaya çalışıyorlar. Williams takım patronu James Vowles, "Covid bize bir şey öğrettiyse, o da ne olacağını asla bilemeyeceğiniz için her yerde tedarikçilerinizin olduğundan emin olmanız gerektiğidir" dedi.
Ya da riski biraz dağıtırsınız. Örneğin, birinin maaşı dolarla, diğerinin maaşı euro ile ödenir. Vowles, "Diğer takımların ne yaptığından emin değilim, ancak sözleşmeleri bu şekilde yapmak bizim açımızdan akıllıca" dedi.
Bu süreçte, takımlar tedarik zincirlerini çeşitlendirmeye, riskleri dağıtmaya ve ekonomik dalgalanmalara karşı kendilerini korumaya çalışıyorlar. Belirsizlik, Formula 1 dünyasında da yankı buluyor ve bu durum, sadece pistteki rekabeti değil, aynı zamanda finansal stratejileri de etkiliyor. Trump’ın ekonomi politikalarının Formula 1 üzerindeki uzun vadeli etkileri ise, önümüzdeki dönemde daha net bir şekilde görülecek.