Gazze Şeridi’ndeki insani yardım operasyonları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) tarafından yapılan bir uyarıya göre, İsrail’in tüm yardım girişlerini tamamen engellemesiyle birlikte "tamamen çökmek üzere". Komite, yardımların acilen yeniden başlamaması durumunda, Gazze’de yürütülen birçok programı sürdürmek için gereken yiyecek, ilaç ve temel ihtiyaç malzemelerinin tükenme riskiyle karşı karşıya olduğunu vurguluyor.
ICRC’nin yaptığı açıklamada, "Yetkililer, Gazze’ye insani yardım girişine izin vermelidir. Rehineler serbest bırakılmalıdır. Siviller korunmalıdır. Acil harekete geçilmezse, Gazze hiçbir insani çabanın kurtaramayacağı bir kaosa daha da batacaktır" ifadelerine yer verildi. 2 Mart’tan bu yana, İsrail yetkililerine göre Hamas’ı 7 Ekim’de ele geçirdiği rehineleri serbest bırakmaya zorlamak amacıyla, 2,4 milyon insanın yaşadığı bölgeye hiçbir insani yardımın girmesine izin verilmiyor.
ICRC Operasyonları Müdür Yardımcısı Pascal Hundt, "Gazze’deki siviller için her gün, çatışmaların tehlikelerinden kurtulmak ve sürekli yer değiştirmelerin sonuçlarına katlanmak için zorlu bir mücadele – tüm bunlar acil insani yardıma güvenemeden" dedi. Hundt, "Zaten kritik olan bu durumun daha da kötüleşmesine izin veremeyiz" diye ekledi.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktör Yardımcısı Mike Ryan da daha önce Gazze’de yaşananları "bir rezalet" olarak nitelendirmişti. Ablukanın devam etmesi halinde, ICRC’nin toplu mutfakları gibi (birçok kişiye günlük tek öğünlerini sağlayan) programların birkaç haftadan fazla sürdürülemeyeceği belirtiliyor. BM, ablukanın başlamasından bu yana insani ve sağlık felaketini ve kıtlık riskini defalarca kınadı. Dünya Gıda Programı (WFP) birkaç gün önce "tüm stoklarını tükettiğini" duyurdu.
ICRC ayrıca, uluslararası insancıl hukuka göre İsrail’in, kontrolü altındaki sivil nüfusun temel ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamak için elinden gelenin en iyisini yapma yükümlülüğü olduğunu hatırlatıyor. Örgütün sahra hastanesindeki durum da kritik, bazı ilaç ve sağlık ürünleri tükenmiş durumda.
ICRC, "Hastaneler ve diğer sağlık tesisleri, faaliyetlerine devam edebilmek için rezervlerini yeniden düzenliyor ve öncelikler belirliyor. Hızlı bir şekilde ikmal yapılmazsa, hastalara hayati bakım sağlayamayabilirler" uyarısında bulunuyor ve ayrıca "sağlık personelinin işlerini yapmasını engelleyen tekrarlanan saldırıları" kınıyor.
Gazze’deki durum, uluslararası toplumun acil ve kararlı bir şekilde müdahale etmesini gerektiren bir insani felaket boyutuna ulaşmış durumda. İsrail’in uyguladığı abluka, zaten zor durumda olan bölge halkının yaşam koşullarını daha da kötüleştiriyor. Yiyecek, su, ilaç ve diğer temel ihtiyaç maddelerine erişimin kısıtlanması, özellikle çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar olmak üzere tüm nüfusun sağlığı ve refahı için ciddi sonuçlar doğuruyor.
Uluslararası hukuk, işgalci güçlere, işgal altındaki topraklarda yaşayan sivil nüfusun temel ihtiyaçlarını karşılama yükümlülüğü getirmektedir. İsrail’in Gazze’ye insani yardım girişini engellemesi, bu yükümlülüğün açık bir ihlali anlamına gelmektedir. Uluslararası toplum, İsrail’e bu ihlallere son vermesi ve Gazze’ye acil ve engelsiz insani yardım girişine izin vermesi için baskı yapmalıdır.
Rehinelerin serbest bırakılması da öncelikli bir konu olmalıdır. Hamas’ın elinde tuttuğu rehinelerin güvenliği ve refahı sağlanmalı ve serbest bırakılmaları için tüm diplomatik çabalar gösterilmelidir. Rehinelerin serbest bırakılması, Gazze’deki insani durumun iyileştirilmesi için önemli bir adım olacaktır.
Sivillerin korunması, çatışmaların her iki tarafında da öncelikli bir konu olmalıdır. Uluslararası hukuk, sivillerin çatışmalardan korunmasını ve askeri operasyonların sivillere zarar vermesini önlemek için gerekli tüm önlemlerin alınmasını gerektirmektedir. Gazze’deki çatışmalarda sivillerin hedef alınması veya orantısız güç kullanılması kabul edilemez ve uluslararası toplum tarafından kınanmalıdır.
Gazze’deki durumun daha da kötüleşmesini önlemek için acil ve kararlı bir şekilde harekete geçilmesi gerekmektedir. Uluslararası toplum, Gazze’ye insani yardım sağlamak, rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamak ve sivilleri korumak için tüm imkanlarını seferber etmelidir. Aksi takdirde, Gazze’deki insani felaket daha da derinleşecek ve bölgede kalıcı bir istikrarsızlığa yol açacaktır.
Birleşmiş Milletler, Uluslararası Kızılhaç Komitesi, Dünya Sağlık Örgütü ve diğer uluslararası kuruluşlar, Gazze’deki insani durumun iyileştirilmesi için önemli bir rol oynamaktadır. Bu kuruluşların çabaları desteklenmeli ve Gazze’deki faaliyetlerini sürdürebilmeleri için gerekli kaynaklar sağlanmalıdır.
Gazze’deki krizin çözümü için siyasi bir çözüm bulunması da gerekmektedir. İsrail ve Filistin arasındaki çatışmanın sona erdirilmesi ve iki devletli bir çözümün hayata geçirilmesi, Gazze’deki insani durumun kalıcı olarak iyileştirilmesi için tek yoldur. Uluslararası toplum, bu yönde çaba göstermeli ve İsrail ve Filistin’i müzakere masasına geri döndürmelidir.
Gazze’deki insani kriz, uluslararası toplumun vicdanını harekete geçirmeli ve acil ve kararlı bir şekilde müdahale etmesini sağlamalıdır. Gazze’deki sivillerin yaşamları ve refahı, uluslararası toplumun sorumluluğundadır.