ING’nin 2024 İlk Çeyrek Performansı: Net Kar Düşüşü ve Gelecek Beklentileri
Hollandalı dev bankacılık kuruluşu ING, 2024 yılının ilk çeyreğinde 1,46 milyar Euro net kar elde ettiğini duyurdu. Bu rakam, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla %7,8’lik bir düşüşü temsil ediyor. Banka, bu düşüşün temel nedenini, mevsimsel olarak artan düzenleyici ücretlere bağladı.
ING CEO’su Steven van Rijswijk yaptığı açıklamada, faaliyet giderlerindeki yıllık artışın "enflasyonun ve müşteri edinme maliyetlerinin etkisi"nden kaynaklandığını, ancak bu artışın beklentiler dahilinde olduğunu belirtti. Amsterdam merkezli bankanın cirosu ise aynı dönemde %1 oranında artış göstererek 5,63 milyar Euro’ya ulaştı. Bir önceki yılın ilk çeyreğinde bu rakam 5,58 milyar Euro idi. Cirodaki bu artış, müşteri bakiyelerindeki büyüme ve komisyon gelirlerindeki artış ile desteklendi.
Van Rijswijk, "İlk çeyrekteki performansımızdan memnunuz ve mevcut makroekonomik türbülanslarda paydaşlarımıza değer katma yeteneğimize güveniyoruz," şeklinde konuştu. ING, 2025 yılı için gelir beklentilerini, hacimlerdeki büyüme ve komisyon gelirlerindeki %5 ila %10’luk hedefli artışla desteklenerek "2024 yılındaki seviyelerde" tutmaya devam ediyor.
ING, Avrupa’nın en büyük ve coğrafi olarak en çeşitli bankalarından biri olarak, bu büyümenin desteklenmesinde ve aynı zamanda volatilite ile başa çıkılmasında kilit bir rol oynamak için iyi bir konumda olduğunu vurguladı. Bankanın geleceğe dair öngörüleri, Rusya’daki faaliyetlerinin satışının vergi sonrası yaklaşık 0,7 milyar Euro’luk kayıp ve karlara olan olumsuz etkisini içermiyor.
Ocak ayında ING, Rusya’daki faaliyetlerini Moskova merkezli bir finans yatırımcısına ait olan Rus şirketi Global Development JSC’ye sattığını ve böylece Rusya pazarındaki varlığını sona erdirdiğini duyurmuştu. Bu satış, bankanın Rusya-Ukrayna savaşının ardından aldığı stratejik bir karar olarak değerlendiriliyor ve ING’nin daha istikrarlı ve öngörülebilir pazarlara odaklanma stratejisiyle uyumlu.
ING’nin ilk çeyrek sonuçlarına daha detaylı bakıldığında, net kar marjındaki düşüşün sadece düzenleyici ücretlerden kaynaklanmadığı, aynı zamanda genel ekonomik ortamın getirdiği zorluklardan da etkilendiği görülüyor. Yüksek enflasyon oranları, hem bankanın operasyonel maliyetlerini artırırken hem de tüketicilerin harcama alışkanlıklarını etkileyerek kredi talebini azaltmış olabilir. Müşteri edinme maliyetlerindeki artış ise, rekabetin yoğun olduğu bankacılık sektöründe yeni müşteriler kazanmanın zorluğunu ve maliyetini gösteriyor.
Ancak, ING’nin cirosundaki %1’lik artış, bankanın sağlam bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu ve müşteri tabanını genişletme konusunda başarılı olduğunu gösteriyor. Müşteri bakiyelerindeki büyüme, müşterilerin ING’ye olan güvenini ve bankanın mevduat toplama konusundaki etkinliğini yansıtırken, komisyon gelirlerindeki artış ise bankanın çeşitli finansal ürün ve hizmetler sunma yeteneğini ve bu hizmetlerden gelir elde etme başarısını gösteriyor.
ING’nin 2025 yılı için gelir beklentilerini koruması, bankanın geleceğe dair olumlu bir bakış açısına sahip olduğunu ve mevcut zorluklara rağmen büyüme potansiyeline inandığını gösteriyor. Hacimlerdeki büyüme ve komisyon gelirlerindeki artış hedefi, bankanın hem mevcut müşteri tabanını genişletmeye hem de yeni gelir kaynakları yaratmaya odaklandığını gösteriyor.
ING’nin Rusya’daki faaliyetlerini satma kararı, bankanın risk yönetimi ve stratejik odaklanma açısından önemli bir adımı olarak değerlendirilebilir. Rusya pazarındaki belirsizlik ve savaşın getirdiği zorluklar göz önüne alındığında, bu kararın bankanın uzun vadeli istikrarını ve karlılığını artırabileceği düşünülüyor.
Sonuç olarak, ING’nin 2024 ilk çeyrek sonuçları, bankanın zorlu bir ekonomik ortamda karşılaştığı zorlukları ve aynı zamanda büyüme potansiyelini gösteriyor. Net kardaki düşüş, düzenleyici ücretler ve enflasyon gibi faktörlerden kaynaklanırken, cirodaki artış ve geleceğe dair olumlu beklentiler, bankanın sağlam bir temele sahip olduğunu ve uzun vadeli başarı için doğru stratejileri izlediğini gösteriyor. ING’nin Rusya’daki faaliyetlerini satma kararı ise, bankanın risk yönetimi ve stratejik odaklanma konusundaki kararlılığını yansıtıyor ve gelecekteki performansını olumlu yönde etkileyebilecek bir adım olarak değerlendirilebilir.