JPMorgan Chase, DEI Programlarını Yeniden Şekillendiriyor: "Eşitlik" Yerine "Fırsat" Vurgusu
JPMorgan Chase, artan düzenleyici baskılar ve değişen piyasa koşulları nedeniyle, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (DEI) programlarında önemli değişikliklere gidiyor. Şirket, bu değişikliklerle birlikte, kullandığı dili de güncelleyerek, programların daha geniş kitlelere hitap etmesini ve iş stratejileriyle uyumlu hale gelmesini amaçlıyor.
Reuters tarafından görülen bir iç yazışmaya göre, JPMorgan Chase Operasyon Direktörü Jenn Piepszak, bankanın DEI programlarında ve programları tanımlamak için kullandığı dilde bazı değişiklikler yaptığını belirtti. Bu değişikliklerin temelinde, piyasadaki gelişmeleri ve düzenlemelerdeki değişiklikleri takip etme ihtiyacı yatıyor.
En dikkat çekici değişiklik ise, DEI (Diversity, Equity, Inclusion – Çeşitlilik, Eşitlik, Kapsayıcılık) kısaltmasındaki "Equity" (Eşitlik) kelimesinin "Opportunity" (Fırsat) ile değiştirilerek DOI (Diversity, Opportunity, Inclusion – Çeşitlilik, Fırsat, Kapsayıcılık) olarak yeniden adlandırılması. Piepszak, yazısında "E"nin her zaman kendileri için eşit fırsat anlamına geldiğini, eşit sonuçları değil ve bu değişikliğin, işlerini büyütmek, çalışanları için kapsayıcı bir işyeri oluşturmak ve fırsatlara erişimi artırmak için en fazla müşteri ve müşteriye ulaşma konusundaki devam eden yaklaşımlarını daha doğru bir şekilde yansıttığına inandıklarını vurguladı.
DOI organizasyonu, Thelma Ferguson’a rapor vermeye devam edecek. Ancak, DEI programlarının bazıları, daha önce DOI organizasyonu tarafından merkezi olarak yönetilirken, şimdi insan kaynakları veya kurumsal sorumluluk gibi farklı iş kollarına entegre edilecek. Piepszak, bu değişikliklerin, süreçleri ve katılım stratejilerini kolaylaştırmak amacıyla bazı faaliyetlerin, konseylerin veya bölümlerin birleştirilebileceği anlamına geldiğini de sözlerine ekledi.
Değişiklikler sadece isim ve organizasyonel yapıyla sınırlı değil. Banka ayrıca, DEI konularındaki eğitimleri de azaltmayı planlıyor. Bu durum, bazı gözlemciler tarafından, JPMorgan Chase’in DEI’ye verdiği önemin azaldığı şeklinde yorumlanabilir.
JPMorgan Chase’in bu adımı, ABD’deki ve Avrupa’daki diğer büyük şirketlerin benzer adımlarını takip ediyor. Son aylarda, birçok şirket, DEI politikalarını gözden geçirdi, bazılarını tamamen kaldırdı veya önemli ölçüde değiştirdi. Bu değişimlerin arkasında, eski Başkan Donald Trump’ın DEI programlarını kısıtlama yönündeki yönergeleri ve muhafazakar grupların şirketler üzerindeki artan baskısı yatıyor.
JPMorgan Chase’in geçen ayki bir düzenleyici başvurusunda, ABD’nin en büyük kredi veren kuruluşu, DEI dahil olmak üzere bazı iş uygulamaları konusunda eleştirilerle karşılaşmayı beklediğini belirtmişti. Şirketin son yıllık başvurusunda, DEI’ye yalnızca bir kez atıfta bulunulurken, önceki yıllarda bu sayı altıydı. Bu durum, şirketin DEI’ye verdiği önemin azaldığının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Citigroup ve Goldman Sachs gibi diğer finans devleri de DEI politikalarında benzer değişiklikler yaptı. Citigroup, iş görüşmeleri için çeşitli aday listesi şartını kaldırdı ve DEI ve Yetenek Yönetimi ekibinin adını Yetenek Yönetimi ve Katılım olarak değiştirdi. Goldman Sachs ise, en az iki farklı yönetim kurulu üyesine sahip halka açık şirketleri seçme yönündeki dört yıllık politikasını iptal etti ve yıllık başvurusundan "çeşitlilik ve kapsayıcılık" bölümünü tamamen çıkardı.
Bu gelişmeler, şirketlerin DEI’ye yaklaşımında önemli bir değişime işaret ediyor. Şirketler, artan siyasi ve düzenleyici baskılarla karşı karşıya kalırken, DEI programlarının kapsamını ve hedeflerini yeniden değerlendiriyorlar. JPMorgan Chase’in "eşitlik" yerine "fırsat" vurgusu, bu değişimin bir yansıması olarak görülebilir. Şirketler, eşit sonuçlar yerine eşit fırsatlar sunmaya odaklanarak, DEI programlarını daha geniş kitlelere hitap eden ve iş stratejileriyle daha uyumlu hale getirmeye çalışıyorlar.
Ancak, bu değişikliklerin uzun vadeli etkileri henüz belirsiz. Bazı eleştirmenler, şirketlerin DEI programlarında yaptığı değişikliklerin, çeşitlilik ve kapsayıcılık konusundaki taahhütlerini zayıflatabileceğini ve işyerinde daha az temsil edilen grupların ilerlemesini engelleyebileceğini savunuyor. Bu nedenle, şirketlerin DEI programlarını yeniden şekillendirirken, çeşitliliği ve kapsayıcılığı teşvik etme konusundaki kararlılıklarını korumaları ve tüm çalışanlar için eşit fırsatlar sunma konusundaki taahhütlerini sürdürmeleri büyük önem taşıyor.
JPMorgan Chase’in bu adımı, sadece kendi şirketini değil, genel olarak finans sektörünü ve diğer sektörlerdeki şirketleri de etkileyebilir. Diğer şirketlerin de benzer adımlar atması ve DEI politikalarını gözden geçirmesi bekleniyor. Bu nedenle, JPMorgan Chase’in DEI programlarında yaptığı değişiklikler, iş dünyasında çeşitlilik ve kapsayıcılık konusundaki tartışmaları daha da alevlendirecek ve bu konudaki yaklaşımların yeniden değerlendirilmesine yol açacaktır.
Bu gelişmeler, şirketlerin DEI’ye yaklaşımlarını sürekli olarak gözden geçirmesi ve değişen koşullara uyum sağlaması gerektiğini gösteriyor. Şirketler, hem yasal düzenlemelere uymalı hem de tüm çalışanları için adil ve kapsayıcı bir işyeri oluşturma taahhütlerini sürdürmelidir.
