Tuesday, September 16, 2025
HomeSiyasetABD: Filistin Yanlısı Öğrencilere AI'lı Vize İptali mi? Meta Keywords: ABD, Filistin, vize,...

ABD: Filistin Yanlısı Öğrencilere AI’lı Vize İptali mi? Meta Keywords: ABD, Filistin, vize, AI, Trump, ifade özgürlüğü

AI, yapay zeka, vize, iptal, Filistin, Hamas, protesto, ifade özgürlüğü, Trump, ABD, Dışişleri Bakanlığı, gözetim, öğrenci, üniversite, kampüs, antisemitizm, sansür, teknoloji, haber, sosyal medya, algoritma, ayrımcılık, İsrail, Gazze, savaş, veri toplama, yanlış pozitif, Take it Down Act, Elon Musk

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Tartışmalı "Yakala ve İptal Et" Programı: Yapay Zeka ile Öğrenci Vizelerinin Geri Alınması İddiası

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, "Yakala ve İptal Et" (Catch and Revoke) adı verilen ve yapay zeka (YZ) sistemlerini kullanarak Amerika’daki öğrenci vizelerini hedef alacak bir program başlatmaya hazırlandığı iddia ediliyor. Axios tarafından yayımlanan ve Dışişleri Bakanlığı’ndan isminin açıklanmasını istemeyen yetkililere dayandırılan habere göre, bu programın temel amacı, Filistin yanlısı ve Hamas sempatizanı olarak değerlendirilen öğrencileri tespit etmek ve ülkeden sınır dışı etmek.

Söz konusu YZ sisteminin, protestolarla ilgili haber ve görüntüler ile Amerika’daki Öğrenci Değişim Ziyaretçi Sistemi’nde (Student Exchange Visitor System) kayıtlı 100.000 öğrencinin sosyal medya hesaplarını tarayacağı belirtiliyor. Taramaların, 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren başlayacağı ve bu tarihten sonraki protestolara katılan veya Hamas’a destek verdiği iddia edilen öğrencilerin tespit edilmeye çalışılacağı ifade ediliyor. Amaç, bu öğrencilerin Trump yönetimi tarafından "uygun ceza" olarak değerlendirilen vize iptali ve sınır dışı işlemleriyle karşı karşıya kalmasını sağlamak.

Haberde yer alan bilgilere göre, Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Biden yönetimi döneminde neredeyse hiç vize iptali yapılmadığını ve bu durumun "kanunlara karşı göz yumulduğu" anlamına geldiğini savunuyor. Bu durum, programın asıl hedefinin, üniversite kampüslerinde İsrail karşıtı protestolara katılan öğrencileri cezalandırmak olduğu yönündeki eleştirileri güçlendiriyor.

Trump yönetiminin, hükümetin işleyişinde kanıtlanmamış YZ sistemlerine olan yoğun ilgisi dikkat çekiyor. Elon Musk’ın sahibi olduğu DOGE’nin, federal veri tabanlarını tarayarak harcama kesintisi yapılabilecek alanları ve işten çıkarılabilecek kişileri bulmak için YZ kullandığı iddiaları da bu duruma örnek olarak gösteriliyor.

Ancak, mevcut büyük dil modellerinin (LLM) veri toplama konusunda başarılı olmasına rağmen, bu verileri doğru bir şekilde sınıflandırma konusunda yetersiz olduğu belirtiliyor. Her YZ sisteminin, yaratıcılarının önyargılarını taşıdığı ve kullanıcılara objektif bir veri sunmak yerine, istedikleri cevapları verme eğiliminde olduğu vurgulanıyor. Ayrıca, bu sistemlerin halüsinasyon görme ve yanlış pozitif sonuçlar üretme olasılığının yüksek olduğu da belirtiliyor.

Trump yönetiminin, ifade özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik takıntısı ve Filistin’e yönelik algılanan desteğin büyük bir tabu olarak görülmesi, bu programın endişe verici boyutlara ulaşabileceği kaygısını beraberinde getiriyor. İsrail’in 2023’te Hamas’ın saldırıları ve sivilleri kaçırmasının ardından Gazze’de başlattığı savaş, birçok üniversite kampüsünde savaş karşıtı ve Filistin yanlısı protestolara yol açtı. Bu protestolar, muhafazakar politikacılar ve yorumcular arasında da popüler bir tartışma konusu haline geldi.

Trump’ın göreve gelmesinin ardından, üniversite kampüslerinde antisemitizmle mücadele etmeyi amaçladığını söylediği bir dizi başkanlık kararnamesi yayınladığı biliniyor. Ancak, bu kararnamelerin ve iç terör tehditleriyle mücadele ile antisemitizmle mücadeleye yönelik önerilen eylemlerin aşırı geniş kapsamlı olduğu eleştirileri de yapılıyor. Örneğin, Trump’ın ilk başkanlık kararnamelerinden birinde, "nefret dolu ideoloji" olarak nitelendirdiği şeyleri dar bir şekilde tanımlamadan, vatandaşları bu ideolojiyi benimseyen kişilerden korumanın ABD hükümetinin politikası olduğu belirtiliyordu.

Trump’ın Kongre’deki ortak oturumunda yaptığı konuşmada, eşi tarafından desteklenen "Take it Down Act" adlı bir yasa tasarısını övdüğü de hatırlatılıyor. Yüzeyde, bu yasa tasarısı intikam pornosu ve YZ deep sahtekarlıklarını yayınlayan kişileri cezalandırmayı amaçlıyor. Ancak, Elektronik Sınır Vakfı (Electronic Frontier Foundation) gibi uzmanlar, yasa tasarısının aşırı geniş kapsamlı olduğunu ve Trump’ın eleştirmenlerini susturmasına izin verebileceği endişesini taşıyor.

Trump’ın konuşması sırasında yaptığı bir ima, bu endişeleri daha da artırıyor: "Senato, Take It Down Act’i kabul etti. Temsilciler Meclisi’nden de geçerse, bu yasayı imzalamaktan mutluluk duyarım. Ve eğer sakıncası yoksa, bu yasayı kendim için de kullanacağım, çünkü internette benden daha kötü davranılan kimse yok."

Sonuç olarak, Take it Down Act ve Dışişleri Bakanlığı’nın YZ kullanarak protestocuları geriye dönük olarak cezalandırması, gözetim teknolojisiyle desteklenen ifade özgürlüğüne ve serbest ifadeye yönelik bir saldırı olarak değerlendiriliyor. Bu tür uygulamaların, demokratik değerleri ve temel hakları tehdit edebileceği endişesi yaygınlaşıyor. Özellikle, YZ sistemlerinin önyargıları ve hatalı sonuçlar üretme potansiyeli göz önüne alındığında, bu tür programların adil ve şeffaf bir şekilde uygulanması konusunda ciddi soru işaretleri bulunuyor. Bu durum, söz konusu programın uygulanması durumunda, masum öğrencilerin haksız yere mağdur edilebileceği ve ifade özgürlüğünün ciddi şekilde kısıtlanabileceği endişesini beraberinde getiriyor.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular