Monday, May 12, 2025
HomeKüreselPlastik Çağı: Kuş Yuvaları, Tarih ve Antroposen

Plastik Çağı: Kuş Yuvaları, Tarih ve Antroposen

Çöp, plastik, kuş yuvaları, ortak su tavuğu, Hollanda, Anthropocene, jeolojik devir, evrim, Auke-Florian Hiemstra, Leiden Üniversitesi, Naturalis Biyoçeşitlilik Merkezi, tarih, arkeoloji, atık, kirlilik, çevre, yaban hayatı, koruma, zaman kapsülü, kuş davranışı, bilimsel araştırma

Plastik Çağı: Kuş Yuvaları, Zaman Kapsülleri ve Antroposen’in İzleri

Plastik, gezegenimizde yeni bir jeolojik dönemi başlatmış olabilir: Antroposen. Yüzlerce, hatta binlerce yıl sonra bilim insanları, tortu katmanlarını eski plastik parçaları bularak tarihlendirebilirler, tıpkı günümüz arkeologlarının kazıları antik çömleklerin sanat tarzlarına göre tarihlendirmesi gibi. Aslında, bu süreç çoktan başladı bile. Hollanda’da yapılan bir araştırmada, kuş yuvalarının yapımında kullanılan plastik atıklar incelenerek yuvaların geçmişi ortaya çıkarıldı.

Saz kuyrukkakanı da dahil olmak üzere birçok farklı kuş türü, insan yapımı yiyecek ve içecek ambalajlarını yuvalarına dahil etmeye başladı. Bu durum, üç biyoloğun Amsterdam’daki onlarca saz kuyrukkakanı yuvasının bireysel geçmişini basit bir yöntemle yeniden inşa etmelerini sağladı: Plastik üzerindeki son kullanma tarihlerini okuyarak.

Ancak ortada bir sorun var: Bu yuvaların bir geçmişi olmaması gerekiyor. Çünkü saz kuyrukkakanları normalde yuvalarını yıldan yıla tekrar kullanmazlar. The Scientific Naturalist dergisinde 25 Şubat’ta yayınlanan bir çalışmada belirtildiği gibi, plastik sadece kuş yuvalarını zaman kapsüllerine dönüştürmekle kalmıyor, aynı zamanda bazı türlerin evrimini de temelden etkileyebilir.

Araştırmacılar çalışmada, "Saz kuyrukkakanı, Hollanda’da başlangıçta bitki materyallerinden yuvalar inşa eden ve hızla çürüyen bir su kuşudur. Bu nedenle kuyrukkakanlar normalde her yıl yeni bir yuva inşa ederler. Ancak plastikler ve diğer yapay, daha dayanıklı malzemeler yuva yapımında kullanıldıkça, yeni bir davranış, yani yuvaların önceki yıllardan tekrar kullanılması ortaya çıkabilir," diye yazdı. "Bu da, yuvanın içindeki tarihlenebilir plastik kalıntıların stratigrafisi kullanılarak incelenebilecek, çok yıllı yuva kullanımı, yeniden kullanımı ve yeniden inşası geçmişi yaratabilir."

Leiden Üniversitesi’nden Auke-Florian Hiemstra, yeni yuvalanma davranışının nedenini anlamak için bir düzineden fazla boş kuyrukkakanı yuvası topladı. Laboratuvarına döndüğünde, Hiemstra yuvaları söktü ve iki yığına ayırdı: biri yuvalarda kullanılan doğal malzemelerle dolu, diğeri ise insan yapımı malzemelerden oluşan. Kuyrukkakanların yuvalarında kullandığı insan yapımı malzemelerin çoğunda, Hiemstra’nın yapıların katmanlarını çok doğru bir şekilde tarihlendirmesini sağlayan son kullanma veya paketleme tarihleri vardı.

Hiemstra, Naturalis Biyoçeşitlilik Merkezi’ne yaptığı açıklamada, "Bu yuvalara bir tarih kitabının sayfalarında gezinir gibi bakıyorsunuz ve geçmişi ortaya çıkarıyorsunuz," dedi. En çarpıcı yuvalardan birinde Hiemstra, 32’si onlarca yıl öncesine dayanan yiyeceklerle ilgili atıklar olmak üzere 635 yapay eşya saydı. Tarihlenebilir malzemelerin neredeyse yarısı McDonald’s’tan geliyordu ve hatta 1994 FIFA Dünya Kupası’nın Amerika Birleşik Devletleri’nde yapıldığını duyuran bir Mars ambalajı bile buldular.

Araştırmacılar, "Bu tarihlenebilir eşyalardan, bu yuvalanma alanında son 30 yılda neler olduğuna dair bir resim ortaya çıkıyor," diye açıkladılar. "Yuva, sürekli demirleyen tur tekneleri için bir iskelede bulunduğundan, yuva katman katman kronolojik sırayla sökülemedi. Ancak toplama sırasında, en üst katmanlarda son zamanlarda kullanılan yüz maskelerini ve yuva malzemesinin en derin katmanlarının 1990’ların başlarına dayanan plastikleri gösterdiğini gözlemledik."

Bu tarihleri arşivlenmiş Google Sokak Görünümü görüntüleriyle karşılaştırmak, "Kuyrukkakanların gerçekten de yuvada bulunan son kullanma tarihlerine karşılık gelen yıllarda yuva yaptığını" doğruladı.

Hiemstra ve meslektaşları toplamda, plastik malzeme kullanımı çok yıllık bir varlığa işaret eden 15 saz kuyrukkakanı yuvası tespit etti. Bu yeni davranışın kuşlara evrimsel avantajlar sağlayabileceğini öne sürüyorlar. Örneğin, önceden var olan yuvalara daha fazla malzeme ekleyen kuyrukkakanlar, sıfırdan inşa etmek zorunda kalan kuyrukkakanlara kıyasla bölgelerini savunmak ve üremek için daha fazla zamana ve enerjiye sahip olurlar.

Araştırmacılar, "Katman katman, her yeni üreme girişimiyle, stratigrafik düzende plastik atık birikimi meydana gelir ve bu da tarihi bir zaman serisi oluşturur," diye sonuçlandırdı. "Yapay malzemeden yapılmış seri tortular, sadece bir kuş yuvasının tarihini belgelemekle kalmaz, aynı zamanda Antroposen Çağı’mızın tarihini de yansıtabilir."

Gelecekteki araştırmacıların atık katmanlarımızı nasıl yorumlayacağını söylemek zor, ancak bir şey açık: İnsanlar Dünya üzerinde kalıcı bir etki bırakıyorlar; bu etki, kuş yuvalarından Demir Çağı arkeolojik alanlarına kadar her yerde bulunan plastikte açıkça görülüyor. Plastik, sadece çevremizi kirletmekle kalmıyor, aynı zamanda canlıların davranışlarını ve evrimini de etkiliyor, hatta jeolojik tarihimizin bir parçası haline geliyor. Antroposen’in sembolü olarak plastik, insanlığın gezegen üzerindeki derin ve kalıcı etkisini hatırlatıyor. Bu durum, sürdürülebilir uygulamalara geçme ve plastik kirliliğini azaltma ihtiyacını her zamankinden daha acil hale getiriyor. Gelecek nesillerin, bizim yarattığımız bu plastik çağının izlerini nasıl değerlendireceği, bugünkü eylemlerimize bağlı olacak.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular