ABD ve Ukrayna İlişkilerinde Gerginlik: Trump Yönetimi Rusya-Ukrayna Savaşını Sonlandırmaya Çalışıyor
Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Fox News’te Sean Hannity’ye verdiği demeçte, Trump yönetiminin Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını sona erdirme arzusunu yineledi. Rubio, "Milyarlarca dolara ve yüz binlerce cana mal olan, Ukraynalıların ve diğerlerinin toparlanması için bir nesil sürecek bir yıkıma yol açan bir çatışmayı mümkünse sona erdirmek isteyen bir başkanımız olduğu için kutsanmış ve şanslıyız" dedi.
ABD ve Ukrayna arasındaki ilişkiler, Başkan Donald Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenskyy ve Başkan Yardımcısı JD Vance arasında Oval Ofis’te yaşanan eşi görülmemiş bir sözlü atışmanın ardından yeniden rayına oturtulmaya çalışılıyor. ABD’nin on milyarlarca dolarlık yardımının bir kısmını geri kazanacak ve iki ülke arasında uzun vadeli bir ekonomik ortaklık yaratması beklenen nadir toprak mineralleri anlaşması, Zelenskyy’nin Beyaz Saray’dan ayrılması istenmesinin ardından imzalanamadı.
BAŞKAN YARDIMCISI JD VANCE, TRUMP-ZELENSKYY GERGİNLİĞİNDE İŞLERİN NASIL "KOPTUĞUNU" AÇIKLADI
Trump yönetimi, o zamandan beri Ukrayna üzerindeki baskıyı artırdı, savaş halindeki ülkeye yapılan tüm ABD askeri yardımını geçici olarak durdurdu ve ülkenin kendisini savunma ve Rus güçlerine saldırma yeteneğini engelleyebilecek istihbarat paylaşımını askıya aldı. Her iki duraklamanın ne kadar süreceği belirsiz.
Trump, Zelenskyy’den gelen ve gerginliğin ardından aldığı bir mektubu, Kongre’nin ortak oturumunda yaptığı bir konuşmada kabul etti. Trump’a göre Ukraynalı lider mektupta, "Ekibim ve ben, Başkan Trump’ın güçlü liderliği altında kalıcı bir barış elde etmek için çalışmaya hazırız" dedi. Zelenskyy ayrıca, ülkesinin mineral hakları anlaşmasını herhangi bir zamanda imzalamaya hazır olduğunu da belirtti.
Rubio, Fox News sunucusu Sean Hannity’ye Beyaz Saray’ın, taleplerini öğrenmek ve iki ülke arasındaki uçurumu kapatarak savaşı sona erdirmek için hem Rusya hem de Ukrayna ile diplomasi yapmaya devam edeceğini söyledi.
TRUMP, ABD’NİN "PUTİN İLE DAHA AZ İLGİLENMESİ" GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ, ESKİ DANIŞMANINI "ETKİSİZ BİR KAYBEDEN" OLARAK NİTELENDİRDİ
Dışişleri Bakanı, "Bunun sona ermesi, herkesin, Rus halkının, Ukrayna halkının, Amerika Birleşik Devletleri halkının, açıkçası Avrupalı ortaklarımızın ve müttefiklerimizin de yararına olurdu. Ancak bunu gerçekleştirebilecek gezegende tek bir kişi var ve o kişinin adı Donald J. Trump, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı" dedi.
Washington D.C. merkezli bir araştırma grubu olan ve Ukrayna’daki değişen cephe hatlarını yakından izleyen Savaş Araştırmaları Enstitüsü (ISW), bugüne kadar ne Putin ne de Kremlin yetkililerinin tam ölçekli işgali sona erdirmek için anlamlı bir taviz vermediğini söyledi. ISW, "Sürekli olarak, Ukrayna’nın tam teslimiyetine ve NATO’nun Doğu Avrupa’dan geri çekilmesine denk gelen talepleri tekrarlıyorlar" diye kaydetti.
TRUMP YÖNETİMİNİN İZLEDİĞİ YOL HARİTASI
Trump yönetiminin Ukrayna ve Rusya ile ayrı ayrı diplomasi yürütme stratejisi, her iki tarafın da taleplerini anlamaya ve müzakere edilebilir bir zemin bulmaya odaklanıyor. Rubio’nun açıklamaları, yönetimin çatışmayı sona erdirmeye yönelik kararlılığını vurgularken, Başkan Trump’ın bu konuda benzersiz bir role sahip olduğuna işaret ediyor.
Ancak, Trump yönetiminin Ukrayna’ya yönelik son adımları, özellikle askeri yardımın askıya alınması ve istihbarat paylaşımının durdurulması, Kiev’de endişe yaratmış durumda. Bu adımlar, Ukrayna’nın Rusya’ya karşı savunma kabiliyetini zayıflatabilir ve müzakere pozisyonunu olumsuz etkileyebilir.
Zelenskyy’nin Trump’a gönderdiği mektup ve mineral hakları anlaşmasını imzalamaya hazır olduğunu belirtmesi, Ukrayna’nın ABD ile ilişkileri onarma ve desteğini sürdürme arzusunu gösteriyor. Ancak, Trump yönetiminin talepleri ve beklentileri, Ukrayna için kabul edilmesi zor koşullar içerebilir.
RUSYA’NIN TUTUMU VE MÜZAKERE İMKANLARI
ISW’nin raporu, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik taleplerinin oldukça katı olduğunu ve müzakere için çok az alan bıraktığını gösteriyor. Kremlin’in Ukrayna’nın tam teslimiyetini ve NATO’nun Doğu Avrupa’dan geri çekilmesini istemesi, gerçekçi bir barış anlaşmasına ulaşmayı zorlaştırıyor.
Bununla birlikte, Trump yönetiminin Rusya ile doğrudan görüşmeler yapması ve Putin’i taviz vermeye ikna etmeye çalışması, çatışmanın çözümü için bir fırsat sunabilir. Ancak, Putin’in Ukrayna’daki hedeflerinden vazgeçmeye istekli olup olmadığı ve ABD’nin Rusya’yı müzakere masasına getirmek için ne gibi tavizler vereceği belirsiz.
ULUSLARARASI CAMİANIN ROLÜ VE BEKLENTİLERİ
Rubio’nun açıklamaları, Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesinin sadece ABD’nin değil, aynı zamanda Avrupa ve uluslararası toplumun da çıkarına olduğunu vurguluyor. Ancak, Avrupa ülkelerinin ve diğer müttefiklerin Trump yönetiminin izlediği politikaya ne kadar destek vereceği ve çatışmanın çözümü için ne gibi katkılar sağlayacağı merak konusu.
Uluslararası toplumun, Rusya’ya yönelik baskıyı sürdürmesi ve Ukrayna’ya destek vermeye devam etmesi, müzakere sürecini etkileyebilir ve kalıcı bir barış anlaşmasına ulaşılmasını kolaylaştırabilir. Ancak, farklı ülkelerin çıkarları ve öncelikleri, ortak bir strateji oluşturmayı zorlaştırabilir.
Sonuç olarak, Trump yönetiminin Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirme çabaları, karmaşık ve zorlu bir süreçle karşı karşıya. ABD ve Ukrayna arasındaki ilişkilerdeki gerginlik, Rusya’nın katı tutumu ve uluslararası camianın farklı beklentileri, müzakere sürecini karmaşıklaştırıyor. Ancak, Dışişleri Bakanı Rubio’nun açıklamaları, Trump yönetiminin çatışmayı sona erdirmeye yönelik kararlılığını gösteriyor ve kalıcı bir barış için umut veriyor.
SAVAŞIN SONLANDIRILMASININ OLASI SONUÇLARI
Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesi, hem bölgesel hem de küresel düzeyde önemli sonuçlar doğurabilir. Savaşın sona ermesiyle birlikte, Ukrayna’da yeniden inşa süreci başlayabilir ve ülke ekonomisi toparlanmaya başlayabilir. Ayrıca, bölgesel istikrarın sağlanması ve Avrupa’da güvenlik endişelerinin azalması da mümkün olabilir.
Ancak, savaşın sona ermesinin ardından, iki ülke arasındaki ilişkilerin nasıl gelişeceği ve Rusya’nın gelecekteki politikalarının ne olacağı belirsizliğini koruyor. Kalıcı bir barışın sağlanması için, iki ülke arasında güvenin yeniden inşa edilmesi ve uzun vadeli işbirliği mekanizmalarının oluşturulması gerekiyor. Aksi takdirde, çatışma riski devam edebilir ve bölgesel istikrar yeniden tehlikeye girebilir.