New York Times’ın Justin Baldoni’ye Karşı Açılan İtibar Karalama Davasından Düşme İhtimali Artıyor
Bir hakimin son kararıyla, The New York Times, Justin Baldoni’nin Blake Lively’nin cinsel taciz ve karalama kampanyası iddiaları üzerine gazetenin yaptığı haberlerle ilgili olarak açtığı 250 milyon dolarlık itibar karalama davasından düşme ihtimaline giderek yaklaşıyor.
ABD Bölge Mahkemesi Hakimi Lewis Liman tarafından Salı günü yayınlanan ve USA TODAY tarafından Çarşamba günü elde edilen bir kararda, Times’ın, davanın sanığı olarak reddedilmesi yönündeki dilekçesini inceleyene kadar, davanın tarafları arasındaki delil toplama süreci olan keşif sürecinin durdurulması yönündeki talebini onayladı.
Liman kararında, "NY Times’ın dilekçesi, davanın reddedilmesi için önemli gerekçeler sunuyor ve NY Times, davanın reddedilmesi yönündeki dilekçesinin esastan başarılı olma olasılığının yüksek olduğuna dair güçlü bir kanıt sunmuştur" ifadelerini kullandı.
Times sözcüsü Danielle Rhoades Ha, Reuters’e yaptığı açıklamada, "Mahkemenin bugün verdiği kararı memnuniyetle karşılıyoruz; bu karar, tehlikeye atılan önemli Birinci Anayasa Değişikliği değerlerini tanıyor. Mahkeme, Bay Baldoni’nin The Times’ı asla açılmaması gereken bir davada keşif talepleriyle yüklemesini durdurmuştur" dedi. USA TODAY, Baldoni’nin avukatına yorum için ulaştı.
Times, geçen hafta sunduğu ret dilekçesinde, viral makalenin yayınlanmasıyla yalnızca haber toplama faaliyeti yürüttüğünü ve davacıların kuruluşun kötü niyetle hareket ettiğini göstermediğini belirtti. Gazete ayrıca, makaledeki iddia edilen tek itibarı zedeleyici ifadenin (davacıların Lively’nin cinsel tacizden şikayet etmesine misilleme olarak bir "karalama kampanyası" düzenlediği) korunan bir görüş olduğunu savundu.
Aralık 2024’te Baldoni, "It Ends with Us" filminin yapımcısı olan Wayfarer Studios ve şirketin yapımcıları ve halkla ilişkiler personeli, Times’ı hakaret, yanlış ışıkta özel hayatın ihlali, vaat edilenin hileli bir şekilde ihlali ve zımni sözleşmenin ihlali nedeniyle dava etti.
Davanın merkezinde yer alan haber, Lively’nin Kaliforniya Sivil Haklar Departmanı’na sunduğu hukuki şikayette özetlenen iddialarını detaylandıran 21 Aralık 2024 tarihli "We Can Bury Anyone: Inside a Hollywood Smear Machine" (Herkesi Gömebiliriz: Bir Hollywood Karalama Makinesinin İçinde) başlıklı makale. Lively, Baldoni’ye aynı gün New York federal mahkemesinde Baldoni’nin davasıyla aynı gün dava açtı. Davalar o zamandan beri New York Güney Bölgesi’nde tek bir davada birleştirildi.
Lively, Baldoni’nin (Wayfarer Studios CEO’su Jamey Heath ile birlikte) "It Ends with Us" filminin çekimleri sırasında uygunsuz cinsel davranışlarda bulunmakla ve misilleme yapmakla suçlarken, yönetmeni ve rol arkadaşı tüm iddiaları reddetti. Baldoni ve yapım şirketi de Lively’yi kendisine karşı kendi "karalama kampanyasını" başlatmakla suçladı.
Davanın Arka Planı ve Temel İddialar
Dava, Blake Lively’nin Justin Baldoni ve Wayfarer Studios’a yönelik cinsel taciz ve uygunsuz davranış iddiaları üzerine patlak verdi. Lively, Baldoni’nin film setinde kendisine karşı uygunsuz davrandığını ve kendisine misilleme yaptığını iddia etti. Bu iddialar üzerine The New York Times, "We Can Bury Anyone: Inside a Hollywood Smear Machine" başlıklı bir makale yayınladı. Bu makale, Lively’nin iddialarını ve Baldoni ve Wayfarer Studios’un Lively’yi karalamaya çalıştığı iddialarını detaylandırdı.
Baldoni ve Wayfarer Studios, The New York Times’ın makalesinin kendilerini itibarsızlaştırdığını ve kariyerlerine zarar verdiğini iddia ederek Times’a karşı dava açtı. Dava, hakaret, yanlış ışıkta özel hayatın ihlali, vaat edilenin hileli bir şekilde ihlali ve zımni sözleşmenin ihlali iddialarını içeriyordu.
New York Times’ın Savunması
The New York Times, davanın reddedilmesini talep ederek makalesinin yalnızca haber toplama faaliyeti olduğunu ve kötü niyetle hareket etmediğini savundu. Gazete ayrıca, makaledeki iddia edilen tek itibarı zedeleyici ifadenin (davacıların Lively’nin cinsel tacizden şikayet etmesine misilleme olarak bir "karalama kampanyası" düzenlediği) korunan bir görüş olduğunu savundu.
Hakimin Kararı ve Potansiyel Etkileri
Hakim Liman’ın keşif sürecini durdurma kararı, The New York Times’ın davanın reddedilmesi yönündeki talebinin güçlü bir temele sahip olduğunu gösteriyor. Hakim, Times’ın makalesinin Birinci Anayasa Değişikliği ile korunan bir haber toplama faaliyeti olduğuna ve davacıların Times’ın kötü niyetle hareket ettiğini kanıtlayamadığına inanıyor olabilir.
Eğer hakim, The New York Times’ın davanın reddedilmesi yönündeki talebini kabul ederse, bu karar, gazetelerin ve diğer haber kuruluşlarının kamuoyuyla ilgili haberleri yayınlama özgürlüğünü güçlendirecektir. Ayrıca, ünlülerin ve diğer yüksek profilli kişilerin medyaya karşı itibar karalama davaları açmasını zorlaştırabilir.
Davanın Geleceği
Davanın geleceği belirsizliğini koruyor. Hakim Liman, The New York Times’ın davanın reddedilmesi yönündeki talebini henüz karara bağlamadı. Eğer hakim, talebi reddederse, dava keşif ve yargılama sürecine devam edecektir. Ancak, hakimin keşif sürecini durdurma kararı, The New York Times’ın davanın düşürülmesi için güçlü bir şansa sahip olduğunu gösteriyor.
Sonuç
Justin Baldoni’nin The New York Times’a karşı açtığı itibar karalama davası, medya özgürlüğü ve itibar hukuku arasındaki gerilimi vurguluyor. Hakimin son kararı, The New York Times’ın davanın düşürülmesi için güçlü bir şansa sahip olduğunu gösteriyor ve bu karar, gazetelerin ve diğer haber kuruluşlarının kamuoyuyla ilgili haberleri yayınlama özgürlüğünü etkileyebilir. Davanın sonucu, medya ve ünlülerin gelecekteki etkileşimleri için önemli sonuçlar doğurabilir.