Saturday, August 9, 2025
HomeSağlıkDobbs Sonrası Kürtaj Krizi: Klinikler Artan Taleple Boğuşuyor

Dobbs Sonrası Kürtaj Krizi: Klinikler Artan Taleple Boğuşuyor

işte bu makale için en iyi meta anahtar kelimelerden bazıları:

kürtaj, kürtaj hakları, Roe v. Wade, Dobbs v. Jackson, kürtaj klinikleri, kürtaj fonları, üreme sağlığı, kadın sağlığı, Illinois, New York, Missouri, gebelik, doğum, çocuk ölümleri, gebelik bakımı, sağlık hizmeti erişimi, sağlık hizmeti engelleri, sağlık hizmeti maliyeti, devlet sınırları, seyahat, misafir ağırlama, destek, yasal koruma, bilgi eksikliği, korku, ruh sağlığı, sürdürülebilirlik, savunuculuk.

Kürtaj Hakkının Geleceği Belirsizliğini Korurken Klinikler ve Fonlar Artan Yük Altında Eziliyor

2022’de Roe v. Wade kararının Yüksek Mahkeme tarafından bozulmasıyla birlikte, kürtaj hakkı üzerindeki tartışmalar daha da alevlendi. Bu karar, birçok eyalette kürtajın yasaklanmasına veya ciddi şekilde kısıtlanmasına yol açtı. Sonuç olarak, kürtajın yasal olduğu eyaletlerdeki kliniklere olan talep önemli ölçüde arttı ve bu durum, mevcut sağlık altyapısı üzerinde büyük bir baskı oluşturdu.

Bu durumun en belirgin örneklerinden biri, St. Louis, Missouri’de yaşayan Michele Landau’nun çalıştığı Hope Clinic. Landau, Hope Clinic’te Operasyon Direktörü olarak görev yapıyor ve klinik, Illinois eyalet sınırında, Granite City’de bulunuyor. İlginç bir şekilde, Landau çoğu sabah Missouri’den Illinois’e geçerek işine gidiyor. Bunun nedeni, Illinois Yüksek Mahkemesi’nin kürtaj haklarını eyalet anayasasına işlemesi ve bu nedenle Illinois’in, kürtajın yasak olduğu veya ciddi şekilde kısıtlandığı komşu eyaletlerden gelen kadınlar için bir sığınak haline gelmesi. Özellikle Indiana ve Kentucky gibi kürtajın tamamen yasak olduğu eyaletlerle çevrili olması, Illinois’in önemini daha da artırıyor.

Hope Clinic, Dobbs kararından önce hastalarının çoğunu Missouri ve Illinois’den alıyordu. Ancak kararın ardından, diğer eyaletlerden gelen hasta sayısında %700 gibi çarpıcı bir artış yaşandı. Önceden tüm hastaların yalnızca %6’sını oluşturan diğer eyaletlerden gelen hastalar, şimdi toplam hasta sayısının %40’ını oluşturuyor.

Bu artan talep, kürtaj kliniklerinin ve fonlarının sürdürülebilirliği konusunda ciddi endişeler yaratıyor. Klinikler, daha fazla hastaya hizmet verebilmek için personel sayılarını artırmak, çalışma saatlerini uzatmak ve finansal yardıma ihtiyaç duyan hastalara destek olmak zorunda kalıyor. Ancak, bu çabaların uzun vadede sürdürülebilir olup olmadığı belirsizliğini koruyor.

Durumun vahametini gösteren bir diğer önemli nokta da, kürtajın en katı olduğu eyaletlerde anne sağlığı hizmetlerinin de yetersiz olması. Yapılan araştırmalar, Arkansas ve Oklahoma gibi eyaletlerde nüfusun önemli bir kısmının doğum hizmeti sunan sağlık kuruluşlarına erişimi olmadığını gösteriyor. Bu durum, hamilelik ve doğum sürecinde anne ve bebek sağlığını olumsuz etkiliyor. Ayrıca, kürtaj yasaklarının uygulandığı eyaletlerde bebek ölüm oranlarının beklenenden daha yüksek olduğu, özellikle de siyahi bebekler, doğuştan anomalileri olan bebekler ve güney eyaletlerinde doğan bebekler arasında bu oranın daha da yüksek olduğu belirtiliyor.

Kürtaj yasaklarının bir diğer önemli sonucu ise, doktorların bu eyaletlerde tıp pratiği yapmaktan çekinmesi. Bu durum, sağlık çalışanlarının sayısında azalmaya ve dolayısıyla zamanında ve erişilebilir sağlık hizmetlerinin sunulmasında sorunlara yol açabilir.

New York’ta bulunan Choices Women’s Medical Center da bu durumdan etkilenen kliniklerden biri. Klinik, 54 yıldır kürtaj hizmeti sunuyor ve kurucusu, başkanı ve CEO’su Merle Hoffman, kliniği birçok genç hasta için "fırtınada bir vaha" olarak tanımlıyor. New York Şehri, kürtajın katı bir şekilde kısıtlandığı eyaletlere sınır olmasa da, Choices Women’s Medical Center, diğer eyaletlerden gelen hastalar için en erişilebilir seçeneklerden biri. Kliniğe gelen eyalet dışı hasta sayısı 2023’ten 2024’e %46 arttı.

Klinik yöneticisi Dr. Joseph Ottolenghi, sınır eyaletlerindeki birçok kliniğin zaten kapasitelerinin üzerinde çalıştığını ve Choices Women’s Medical Center’ın daha fazla hasta kabul edebilmesinin nedeninin, iki ameliyathanesi ve daha fazla alana sahip olması olduğunu belirtiyor.

Hem Hope Clinic hem de Choices Women’s Medical Center, maddi durumu yetersiz olan hastaların geri çevrilmemesi konusunda bir politika uyguluyor. Bu klinikler, hastaların masraflarını karşılamak için çeşitli kürtaj fonlarıyla işbirliği yapıyor. Ancak, Merle Hoffman bu tür fonlara bağımlı olmanın sürdürülebilir bir çözüm olmadığını düşünüyor.

Chicago Abortion Fund, Illinois’deki en büyük kürtaj fonlarından biri ve Hope Clinic ile yakından çalışıyor. Fonun yöneticisi Megan Jeyifo, fona haftada 150 ila 200 arasında çağrı aldıklarını ve Midwest bölgesindeki 75’in üzerinde klinik ve sağlık hizmeti sağlayıcısıyla çalıştıklarını belirtiyor. Chicago Abortion Fund, hastaların seyahat, konaklama, yemek ve diğer ihtiyaçlarını karşılayarak kürtaja erişimlerini kolaylaştırıyor. 2020’de hastalara 300.000 dolar destek sağlayan fon, 2024’te bu rakamı 5 milyon dolara çıkarmış durumda.

Jeyifo, kürtajın yasal olduğu eyaletlerde bile kürtaja erişimin kolay olmadığına dikkat çekiyor. Yasal korumaların, hastaların maddi imkanları, ulaşım olanakları ve çocuk bakımı gibi konularda desteklenmediği sürece bir anlam ifade etmediğini vurguluyor. Jeyifo, Chicago Abortion Fund’ın çalışmalarının diğer eyaletler için bir örnek teşkil etmesini umuyor, çünkü Illinois’in tek başına artan talebi karşılamasının mümkün olmadığını belirtiyor.

Kliniklerde çalışan sağlık profesyonelleri, artan iş yükü ve hastaların yaşadığı zorluklar nedeniyle moral bozukluğu yaşayabiliyor. Ancak, meslektaşlarından destek almak ve misyonlarına odaklanmak, bu zorlu süreçte ayakta kalmalarını sağlıyor.

Klinik yöneticileri, kürtajla ilgili yanlış bilgilendirmelerin de önemli bir sorun olduğunu belirtiyor. Bazı hastalar, kürtaj yaptırmak için başka eyaletlere seyahat ettikleri için cezalandırılmaktan korkuyor. Bu korku, genellikle basında ve sosyal medyada yer alan, ancak yasalaşmayan tasarılar nedeniyle ortaya çıkıyor.

Choices Women’s Medical Center’da çalışan Dr. Ottolenghi, hastaların kendi eyaletlerinde tutuklanıp tutuklanmayacaklarını sorduğunu belirtiyor. Hastaların, kürtajın yasal olduğu New York’ta sağlık hizmeti almalarının hiçbir yasal engel teşkil etmediğini, ancak kendi eyaletlerine döndüklerinde cezalandırılmaktan korktuklarını ifade ediyor.

Rebecca Glassman, Choices Women’s Medical Center’ın danışmanlık direktörü, bu durumun sağlık altyapısı üzerinde gereksiz bir yük oluşturduğunu belirtiyor. Hastaların New York’ta kürtaj yaptırdıktan sonra kendi eyaletlerine döndüklerinde takip tedavisi için nereye başvuracaklarını bilemeyebileceklerini, bu nedenle kürtaj fonlarının ve sevk ağlarının hastaları yakındaki, kürtajın yasal olduğu eyaletlere yönlendirmesinin sistem üzerindeki yükü azaltabileceğini söylüyor.

Glassman, bazı hastaların yaşadığı zorluklara rağmen, kürtaj sağlayıcılarının "duruma uyum sağlama konusunda çok iyi" olduklarını ve ilerlemeye devam edeceklerini belirtiyor. Merle Hoffman ise bu mücadelenin uzun bir süre devam edeceğini ve pes etmeyeceklerini vurguluyor.

Benzer şekilde, Megan Jeyifo da sürdürülebilirliğin neye benzediğini bilmediğini, sadece "bir adım öne atmak" ve işi yapmakla ilgili olduğunu söylüyor.

RELATED ARTICLES

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Most Popular