Trans Çocukların Korumasızlığı: Cinsiyet Onaylayıcı Bakım Erişimindeki Zorluklar ve Politik Engeller
Amanda, minibüsünün dikiz aynasından arka koltukta oturan 11 yaşındaki oğlu Bean’e bir bakış attı. Gözleri, New York’taki klinikten Kuzeydoğu Ohio’daki evlerine yaptıkları 4 saatlik araba yolculuğunun yorgunluğu ve aşı korkusuyla birleşince, ağlamaktan şişmişti. iPad’inden bir şeyler izliyor, bacağı koltukta uzanmış, sessizce yolculuğa katlanmaya çalışıyordu. "Dayan bakalım, aslanım," diye düşündü Amanda. "Neredeyse evdeyiz."
Bean, doğduğundan beri iğne fobisi olan bir çocuktu, ancak bu son yolculuk, politik belirsizliklerin yarattığı stresle birleşince, durum daha da zorlaşmıştı. Bean’in cinsiyet geçiş süreci, Amanda için sürekli bir endişe kaynağıydı. Bean biyolojik olarak kız olarak doğmuştu ve mevcut yasal düzenlemeler ışığında, cinsiyet onaylayıcı bakıma erişiminin tek yolu, ebeveyninin yaşadığı eyalet dışına seyahat etmekti.
Bu durumun nedeni, eski Başkan Donald Trump’ın federal kurumları, cinsiyet onaylayıcı bakım sağlayan hastanelere karşı harekete geçmeye yönlendiren bir kararname imzalamasıydı. Kararname, özellikle trans bireylere yönelik sağlık hizmetlerini hedef alarak, aileleri ve sağlık çalışanlarını büyük bir endişeye sürüklemişti. Okulların bu duruma nasıl uyum sağlayacağı, transgender bireylerin tuvaletleri kullanma haklarını düzenleyen yasaların Ohio gibi eyaletlerde yürürlüğe girmesi gibi birçok soru işareti ortaya çıkmıştı.
Neyse ki, bir federal yargıç, transgender gençlerin aileleri ve LGBTQ+ haklarını savunan grupların açtığı dava sonucunda, Trump’ın kararını geçici olarak durdurmuştu. Bu karar, derin bir nefes almalarına neden olsa da, endişeleri tamamen ortadan kaldırmamıştı. Zira, yürürlüğe konulan geçici tedbir, Ohio gibi eyaletlerdeki cinsiyet onaylayıcı bakım kısıtlamalarına yönelik bir çözüm getirmiyordu.
Amanda, çocuğunun tıbbi gizliliğini korumak amacıyla sadece orta isminin yayınlanmasını talep etti. O ve Bean, her altı ayda bir Batı New York’a seyahat ederek, doktorlarla görüşüyor ve ergenlik baskılayıcı ilaçlar alıyorlardı. Bean kendini erkek olarak tanımlasa da, henüz kadınsal bir ergenlik geçirip geçirmek veya erkeklik hormonları almak konusunda bir karar vermek için hazır değildi.
"Bu çocuk, benim yaşadığım gibi, 11 yaşında göğüsleri ve adet görmeyi nasıl hissedeceğine dair bir karar vermek için hazır değil," diyor Amanda. "Çocuğumun bu konuda terapistlerle yetişkin bir konuşma yapabilmesi için zamana ihtiyacı var." Amanda, bu tedaviyi Bean’in ruh sağlığını korumak için önleyici bir bakım olarak görüyor.
Araştırmalar, transgender ve cinsiyet normlarına uymayan bireylerin, doğumda atandıkları cinsiyetle özdeşleşen gençlere kıyasla daha sık ruh sağlığı sorunları yaşadığını gösteriyor. 2022 yılında yapılan bir çalışma, cinsiyet onaylayıcı tıbbi müdahalelerin, ergenler ve genç yetişkinlerde depresyon ve intihar eğilimi olasılığını azalttığını ortaya koydu.
Connecticut’tan 49 yaşındaki Sarah Celotto da, cinsiyet onaylayıcı bakımın oğlunun hayatını kurtardığını söylüyor. Oğlu Cameron, 12 yaşındayken şiddetli depresyon, anksiyete ve intihar düşünceleriyle mücadele etmeye başlamıştı. Bu durum hızla yeme bozukluklarına ve kendine zarar verme davranışlarına dönüşmüştü.
Muhafazakar bir ailede büyüyen Celotto, "çok düz bir dünyada" büyüdüğünü söylüyor. Cameron’ın acısının cinsiyet disforisinden kaynaklanabileceğine dair hiçbir fikri yoktu. Ancak ergenliğe girdikçe, ruh sağlığı giderek kötüleşti.
"Vücudunun tamamı değişiyordu – adet döngüsü ve her şey – ve bu onu mahvediyordu," diyor Celotto. Yıllarca terapistler ve sosyal hizmet uzmanlarıyla çalıştıktan sonra, Cameron annesine açıldı. Ertesi hafta geçiş sürecine başlamaya karar verdiler. Şimdi 17 yaşında olan Cameron, cinsiyet onaylayıcı ameliyat geçirdi ve testosteron kullanıyor. Depresyonu ve anksiyetesi ortadan kalktı ve lise sonrasında geleceğini planlamaya başladı.
"Eğer bu imkan olmasaydı ne olurdu bilmiyorum," diyor Celotto. "Kızımı toprağa vermiş olurdum." Cameron her zaman hayatını kurtaran tıbbi bakıma erişebilmiş olsa da, Celotto, Beyaz Saray’dan gelen ve yönetimin transgender karşıtı söylemleri ve yürürlüğe koyduğu kararnamelerden rahatsızlık duyuyor.
"Üzücü olan, Trump’ın ağzından çıkan ve çocuğumun var olmadığını – var olmaması gerektiğini söyleyen kelimeleri okumaktı," diyor Celotto. "Bir ebeveyn olarak çocuğumu hayatta tutmak için çok çalıştım ve bir yönetim gelip bunu bozmak için elinden geleni yapıyor."
Bu hikayeler, cinsiyet onaylayıcı bakımın transgender çocuklar için ne kadar hayati olduğunu gözler önüne seriyor. Bu bakım, sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal sağlıklarını da koruyarak, onların sağlıklı ve mutlu bir şekilde büyümelerine olanak tanıyor. Ancak politik engeller ve ayrımcı yasalar, bu bakıma erişimi zorlaştırarak, transgender çocukların ve ailelerinin hayatını olumsuz etkiliyor.
Bu nedenle, cinsiyet onaylayıcı bakımın tüm transgender bireyler için erişilebilir olması, ayrımcılığa karşı mücadele edilmesi ve bu konuda farkındalık yaratılması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, bu çocukların hayatları tehlikeye girebilir ve potansiyellerini tam olarak gerçekleştirmeleri engellenebilir.
