Chiberta’dan Carné’ye: Bir Et Etkisi
Bir yıl önce, kalın halılar ve çağdaş tuvallerle süslenmiş George-V semtindeki Chiberta’ya adım attık. 1980’lerden 2000’lere uzanan bir Guy Savoy dönemi, büyük şefin evinin anahtarlarını en iyi yardımcılarından Clément Leroy’a bıraktığını haber veriyordu. En başarılı yemeklerinden biri olan şaşırtıcı arı balı mumlu kaz ciğerini sunan Leroy, son haftalarda arka salonu Carné adıyla şık bir et restoranına dönüştürdü.
İşte karşınızdayız, yeniden buradayız. Bu karşılaşmadan önce, burada ve bugün, neredeyse özür diler, panikler, tek bir bahane için klavyeyi ve çatalı titreterek kendimizi mazur gösterme amacıyla cesurca etçil bir adrese yalvarma şaşkınlığını itiraf etmemek mümkün değil: Sadece antrikotu kesmek için söz verilen bıçağı kaburgalarımıza saplamaya hazırlanan vegan bir kalabalığın riskine karşı, omzuma bakıp sizi uyarmak üzereyim. En azından liyakati olan o lanet olası çağın tartışması…
Carne: Etin Zaferi
Carne, et severlerin cenneti. Restoranın ambiyansı, kasap dükkanlarının endüstriyel estetiğine bir övgü niteliğinde. Beton duvarlar, açık borular ve et kancaları, etin kaba doğasını vurguluyor. Ancak aynı zamanda şık ve davetkar; loş ışıklar, yumuşak sandalyeler ve rahat bir atmosfer, etçil ziyafetinizi geliştiriyor.
Menü, en seçici gurmeleri bile memnun edecek şekilde tasarlandı. Dana eti, kuzu eti, domuz eti ve daha pek çok et seçeneği var. Etler, en iyi uluslararası tedarikçilerden özenle seçiliyor ve hassasiyetle yaşlandırılıyor. Mutfak personeli, et pişirme konusunda son derece bilgili ve kişisel tercihlerinize göre mükemmel pişmiş etler sunabiliyor.
Bir Et Yolculuğu
Carne’deki et yolculuğumuz, baştan sona bir şaheserdi. Doyurucu bir başlangıç yemeği olarak servis edilen arı balı mumlu kaz ciğeri, yumuşak dokusu ve tatlı-tuzlu lezzetiyle ağızda eriyen bir deneyimdi. Ardından, hafifçe kömürleşmiş bir dışı ve içi pembe renkte sulu bir dana antrikotu geldi. Et, mükemmel bir şekilde terbiye edilmiş ve doğal lezzetlerini sergilemesine izin verilmişti.
Bir garnitür olarak seçilen patates püresi, tereyağı ve süt gibi zengin malzemelerle hazırlanmıştı ve etin lezzetini tamamlıyordu. Sautéed mantarlar, yemeğe topraksı bir lezzet katıyor ve genel deneyimi dengeliyordu.
Sonuç: Etçiller İçin Bir Mabet
Carne, etçil aşçıların bir ziyafet çekmesi için eşsiz bir mabet. Etin kalitesi olağanüstü, pişirme mükemmel ve ambiyans şık ve davetkar. Vegan tartışmalarına rağmen, etin sevinçlerini takdir edenler için kaçırılmayacak bir destinasyondur.
Bununla birlikte, et tüketiminin etik ve çevresel yönlerini dikkate almak önemlidir. Chiberta’dan Carné’ye dönüşüm, çağdaş mutfakta değişen trendlere ve artan vejetaryen ve vegan yaşam tarzlarına işaret etmektedir. Bu nedenle, et tüketimini bilinçli olarak seçmek ve sürdürülebilir kaynaklardan et tedarik etmek hayati önem taşımaktadır.
