Belçika-Ruanda Gerilimi: Kalkınma Yardımlarının Askıya Alınması
Belçika ile Ruanda arasındaki gerilim, Ruanda hükümetinin 18 Şubat Salı günü Belçika’nın kalkınma yardımı programlarını askıya alma kararının ardından tırmanma yaşadı. 120 milyon avro tutarındaki bu projeler 2024-2029 dönemi boyunca uygulanacaktı. Ruanda, şu anda 1,25 milyar avro uluslararası yardım almaktadır.
Eski sömürge gücü Belçika, Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin (KDC) Goma ve Bukavu şehirlerinin Ocak ayı sonu ve 16 Şubat’ta 23 Mart Hareketi (M23) ve Ruanda birlikleri tarafından ele geçirilmesinin ardından Kigali’ye yaptırım çağrısında bulundu. Belçika’nın "KDC ile birlikte" yürüttüğü "saldırgan kampanyayı" kınayan Ruanda bildirisinde, Belçika’nın ne yaptırım ne de KDC’den çekilmeyi talep eden Afrika Birliği’nin (AB) başlattığı arabuluculuk sürecini sabote etmeye çalıştığı ifade edildi. Belçika ayrıca Ruanda’nın "çok uluslu kurumlar da dahil" kalkınma finansmanına erişimini engellemekle suçlanıyor.
Belçika Dışişleri Bakanı Maxime Prévot, Salı akşamı Ruanda’nın kararını "not aldığını" ifade ederken, hükümetinin Ruanda birliklerinin KDC’deki eylemlerini göz önünde bulundurarak zaten yardımını yeniden değerlendirmeyi planladığını vurguladı. Prévot ayrıca "Ruanda halkının bu askıdan muzdarip olmaması için uzun süredir devam eden iş birliğimizin kazanımlarını koruma" çağrısında bulundu.
Flaman milliyetçisi Bart De Wever liderliğindeki Belçika’nın yeni federal koalisyonunda, Ruanda hükümetinin tutumu bazıları tarafından memnuniyetle karşılandı. Koalisyonun beş partiyi bir araya getiren bu çoğunluğu oluşturan unsurlar, şu anda toplam 2,5 milyar avronun üzerinde olan iş birliği bütçesinde önemli bir azalma hatta tamamen kaldırılmasını savunuyor.
Liberal Reformcu Hareket’in (MR) lideri Georges-Louis Bouchez, 8 Şubat’ta "Kalkınma iş birliğinin amacı nedir?" diye sormuştu. "Bize sadece bir ülkenin gelip ‘Artık yeterince geliştik, paranıza ihtiyacımız yok’ dediğini söyleyin" diye eklemişti. "100.000 kat daha fazla yer altı kaynağına sahip olan KDC gibi" diye devam etmişti. Bouchez ayrıca "bizim borcumuz varken" diyen Bouchez, Çin veya ABD’nin başkan Donald Trump’ın Ocak ayı sonunda çoğu yabancı yardımını doksan günlüğüne dondurma kararını bir örnek göstererek, "Hristiyan kötü vicdanını" eleştirmişti. Koalisyonun programında "uluslararası yardımda önemli bir azalma" öngörülmektedir.
Ruanda rejiminin öfke patlaması, her ikisi de tüm diplomatik ilişkilerini koparmayı reddetse de, iki ülke arasında uzun süredir devam eden bir krizin sonucudur. Kigali, 2023’ten bu yana Belçika’da herhangi bir büyükelçi tayin etmemiş ve Belçika’nın Ruanda büyükelçiliği görevi ise Temmuz 2024’ten bu yana boş kalmıştır. Brüksel, Avrupa’daki en büyük Ruanda temsilciliğine başkanlık etmesi beklenen eski büyükelçi Vincent Karega’nın atanmasını reddetmişti.
Çok ender görülen Belçika’nın reddi, eski KDC büyükelçisi olan Karega’nın, 2020’de Ruanda’nın doğudaki sivil katliamlarındaki rolünü inkar ettiği için bu ülkeden sınır dışı edilmesi gerçeğiyle gerekçelendirildi. Daha önce Güney Afrika’da da görev yapan bu eski bakan, Ruanda diplomatlarının Güney Afrika topraklarında Ruanda mültecilerine yönelik misilleme eylemleri gerçekleştirdiği iddialarıyla da Pretoria rejiminin eleştirilerine maruz kalmıştı.
Kendilerine yöneltilen reddedilme karşısında öfkelenerek Kigali yetkilileri, Belçika’nın Bernard Quintin adlı diplomatının Avrupa Birliği’nin (AB) Büyük Göller bölgesi için özel temsilcisi olmasını engellemek için baskı uyguladılar. Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame, şu anda Belçika İçişleri Bakanı olan Quintin’in atanmasını engellemek için Emmanuel Macron da dahil olmak üzere çeşitli liderlerle şahsen görüşmeler yaptı.
Brüksel ile Kigali arasındaki kriz, Ruanda’nın Belçika’da yaklaşık 30.000 kişilik bir diasporaya sahip olduğu göz önüne alındığında, Belçika’daki eylemlerinin ortaya çıkmasıyla daha da alevlendi. Forbidden Stories medya kolektifi tarafından Mayıs 2024’te yayınlanan "Ruanda Sınıflandırma" araştırması, muhalefeti sindirmekle görevli gizli ajanların yanı sıra elektronik gözetim, gösterilerde hızlı eylemler ve hatta Belçika topraklarında hedefli suikast planlarını ortaya çıkardı.
Gazeteciler, akademisyenler, muhalifler ve eleştirel yazarlar, bazen korunmaya alınmaları gerektiren düzenli tehditlere maruz kalmaktadır. Belçika istihbarat servislerinin eski bir denetim sorumlusu, bu soruşturma sırasında Avrupa’da Ruanda suikastçılarının varlığını doğrulamıştı. Askeri istihbarat da Ruanda gizli ajanlarının faaliyetlerini yakından takip ettiğini belirtti.
Jean-Pierre Stroobants (Brüksel, Muhabir)